mirror planetary

135 16 21
                                    

carla morisson - devuélvete

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

carla morisson - devuélvete

yıllar, içimizde büyüyüp yeşeren duygular gibi zamanla öyle evrelerden geçer ki öğretmesi gerekeni öğretene kadar... acıyı tatlısıyla, ihaneti aşkıyla yaşatır bazen. bu öğretiler bazen ömür boyudur bazen ders çıkarıncaya kadardır ve bazense hiç öğrenilmemiştir... bloom gençliğinin taze döneminde fark ettiği kayıp yıllarını geri getirmek uğruna çaba sarf ederken kendini birilerine güvenmek zorunda hissediyordu. tanımadığı bir dünyaya, yeni insanlara ve yeni aşklara yelken açmanın verdiği heyecan ve onun arkasından gelen güvensizlik çığrından çıkmaya başladığından beri yıprandığını en ince detayına kadar görebiliyordu.

"buradan yürürken dikkatli olmak gerek. kayaların altında ezilmek istemeyiz değil mi?"

valtor kömür karası mağaranın içinden geçerken bloom temkinli haraketlerle onun adımlarını takip ediyordu. sıfır korumasız olmaları onu tehdit altında bırakırken etrafta görünmez varlıkların oluşu valtor'u neden germediğini merak ediyordu.

"burada deniyor oluşumuzun başka bir amacı mı var? sadece soruyorum..."

"burası kapının tek yeriydi ve hep buradaydı başka geçiti yok"

valtor anlaşılmayan yüz ifadesiyle önüne dönüp aydınlatma kullanmadan yürüdüğü yolda adımlarını ani bir şekilde durdurdu. yaklaşık on dakikadır büyük bir sessizlikle yürüyorlardı ve artık ne geldikleri tarafta ne de önlerinde herhangi bir çıkış noktası gözükmüyordu.

"şimdi ne yapacağız?"

nefes alışverişlerinin yankılandığı mağarada bloom büyü için kullanacağı taşları sımsıkı tutarken valtor hepsini elinden aldı ve yere koydu. bloom anlamsız bakışlarla ne yapacağını seyrederken mağaranın görünmeyen yüzü taştan aldığı enerjiyle ortadan yarıldı.

"bu taşlara bir daha dokunmayacağız" bloom taşları geri alacak iken valtor kızıl saçlı kızın bileğinden tutup onu yıkılmaya hazır gibi görünen antik mısır piramitlerini andıran geçitli odaya sürükledi.

"peki kapı nerde?" bloom etrafı dikkatle incelerken topuklu botunun verdiği sesle bastığı yere baktı. duvardan çıkan okların varlığına şahit olamadan ani bir refleksle kolundan çekildi.

"sana bizzat dikkatli olmanı söyledim" bloom anın şokuyla kendine gelmeye çalışırken valtor çok ciddi bir ifadeyle kızın yüzüne bakıyordu.

"tuzak var demedin... şimdi suçlusu ben miyim?" bloom kolunu sertçe tutan adamdan uzaklaşıp tekrar etrafta göz gezdirmeye başladı.

the fate ❧ valoomWhere stories live. Discover now