4. Bölüm

188 9 16
                                    

İlk multimedia, multimedia'da Asi.

Bölüm Parçası: Krewella- Human

|Bu bölüm biraz gecikmiş olabilir. Daha erken yayımlayacaktım fakat bölüm silindi tekrar yazmak zoruda kaldım. Bu da zaman aldı. Umarım beğenirsiniz.|

İyi okumalar.

4.BÖLÜM

Sakin adımlarla holdinge doğru yürüdüm. İçeri girdiğim de Sekreter kadın bana kıyafetleri uzatarak soyunma odasına kadar eşlik etti çıt çıkmıyordu.

Temizlik malzemeleri soyunma odasının yakının da olduğunu belirtikten sonra gitmişti. Soyunma odasında ki kabinlerden en solda olana girdim.

Bana verdiği uniforma gibi olan önlüğe baktım. Maviydi. Sağda 'Soykan Holding' yazıyordu. Bu isim bende önlüğü yırtıp atma isteği oluşturmuştu. Yakın bir zaman sonra bunu da ortadan kaldırıcaktım. Ailemin soyadı gelicekti buraya.

Uniformayı giydiğim de beyaz tişörtümü çantama tıktım. Kabinden çıkıp dolaba doğru ilerledim. Anahtarla dolabı açıp çantamı içeriye attım. Sert bir şekilde dolabı kapatıp ardından kilitledim. Anahtarlığı da cebime atarak aynanın karşısına geçtim.

Kumral saçlarımı at kuyruğu yaptım. Perçemlerimi çıkartarak yüzüme tatlı bir tebesüm kondurmaya çalıştım. Olmuyordu. En sonunda vazgeçerek soyunma odasından çıkıp malzeme odasına doğru ilerledim.

Odaya girdiğim de 45 yaşların da bir kadın vardı. Yüzünde ki tebesümün nedeni belirsizdi. Beni gördüğün de iyice gülümsedi ardından eşyaları elime tutuşturdu.

''Hadi evladım, yapılacak çok iş var. Bu katta ki odaların tozunu almaya başla, sonra camları bir güzel temizle.'' Elinde ki anahtarı da diğer elime tutuşturdu.

''Hepsinin oda numarası üstünde yazıyor. İşin bittiğin de beni üst katta sora sora bulursun. Hadi! İlk gününde iyi çalışmalar.'' O kadar hızlı konuşmuştu ki. Kafamı sallayıp odalara doğru ilerledim. Bu anahtarlar işime yarayacaktı.

22 numaralı odanın önünde durdum. Kapının üstünde 'Kerem Uluç' yazıyordu. Oyalanmadan anahtarı bulmaya çalıştım. Anahtarı bulduğum da elim kapının kilit yerine doğru gitti anahtarı tam deliğe sokucaktım ki gür bir adam sesi olduğum yerde kalmama sebep oldu.

''Hey, sen ne yapıyorsun orada!'' diye bağırdı. Arkamı döndüğüm de tanıdık bir simayla karşılaşmıştım.

Ah, evet bu asansörde ki çocuktu. O da beni gördüğün de bir an duraksar gibi olmuştu, sonra kendini toparladı.

"Temizlik için yolladılar beni." Dedim.

Kaşlarını çatarak "Yeni gelen çalışanlar her odaya sokulmaz! Ayşe Hanım nasıl böyle bir hata yapar? Git getir şu kadını." Diye bağırdı eskisiden daha alçak bir tonda konuşarak.

Sinirimi kontrol altına alarak sesimi tatlı bir tınıya getirerek konuştum "Peki efendim." Fakat bu tatlı ses tonu uzun sürmeyecekti.

Bu oda da bir şey vardı. Bu adamın bu kadar endişelenmesi normal değildi. Rollerini maalesef iyi oynayamıyorlardı. Endişelerini saklayamıyorlardı.

Gerizekalı adam insanlara gösterecek davranışlarını paralarına göre ayarlıyorlardı. Kim olduğumu bilse böyle davranamazdı, bundan emindim. Konuşmaya bile çekinirdi şerefsiz.

Asansörün kapısı açıldığında Ayşe Hanım'ı aramaya başladım. Tam birine sorucaktım ki Ayşe Hanım'ın bir odaya doğru gittiğini gördüm. Hemen yanına doğru ilerlemeye başladım.

Beni gördüğün de kapının önünde durdu, yüzü sorar gibi bakıyordu. "Ne oldu evladım?" Diye sordu. Sesi tedirgindi. Hızla olanları anlattım. Mahçup bir şekilde bana baktı. " Gel inelim aşağıya bakalım. Bu kadar sert çıkışmaması gerekirdi."

Asansörden değilde merdivenlere doğru yöneldi, bende arkasından takip ettim. Aşağı indiğimiz de adamı görebiliyordum. Hızla yanına doğdu ilerledik. Ayşe Hanım yanına gittiğin de beni yanlarından uzaklaştırdılar.

Adamın sinirini bizden çıkardığı çok belliydi. Adam dediğime bakmayın 22 yaşlarında gibiydi, çocuk desem fazla küçüğe kaçardı. Onun için en iyi tabir genç adamdı.

Ah, gerçekten saçmalıyordum. Şuan düşünmem gereken anahtarı benden alıp almamasıydı. Ayşe Hanım yanıma doğru geliyordu sanırım tartışma sonlandırılmıştı.

Ayşe Hanım yaklaştıkça kalp ritmim hızlanıyordu. Umarım anahtarı benden almazdı. Ayşe Hanım yanıma geldiğinde konuşmaya başladı.

"Evladım, kusura bakma bugün böyle bir aksilik oldu. Sen yukarı çık ben aşağı temizlerim." Dedi mahcup bir edayla.

Yüzüme zorlayarak bir tebesüm yerleştirdim. "Sorun değil Ayşe Hanım."

Bu kısa konuşmamızdan sonra merdivenlerden yukarı doğru tırmanmaya başladım. Yukarı çıktığım da herkes çalışma odasına çekilmişti. Bu katta kimsecikler yoktu. O kadın anahtarlarıda benden almamıştı.

Sanırım bu sefer şans benden yanaydı. Temkinli adımlarla gözüme kestirdiğim odanın önüne geldim. 31 numaralı anahtarı aramaya başladım. Buluduğum da anahtarı kilide soktup çevirdim.

Kapı açıldığın da odanın havasız kaldığı etrafta uçuşan tozlardan anlaşılıyordu. Temizlenip hava aldırılmadan oda kilitlenmişti. Hiç hoş kokmuyordu.

İçeri girip kapıyı arkamdan kapattım. Bir an duraksadım. Kilitlersem eğer biri içeri girmeye çalıştığın da sorun yaşayabilirdim.

Aslında biraz riskten bir şey olmazdı. Anahtarları cebime koymadan kapının kilidine doğru sokup çevirdim.

Anahtarları büyük olan cebime atarak etrafı incelemeye başladım. Burası fazla olmasa da konforluydu. Masaya doğru ilerlemeye başladım. Bir yandan eldivenlerimi takıyordum.

Bilgisayarın tuşuna bastım. Bir yandan da çekmeceleri karıştırıyordum. İlk çekmeceye baktığım da bir şey yoktu. Bir alt çekmeceye baktığım da içinde mendil vardı. Fakat içinde bir şey saklandığı belli oluyordu.

Mendili açmaya başladım. İyice sarıp sarmalanmıştı. Sonunda açtığım da içinden usb çıkmıştı. Şaşırmıştım, en azından içinden çakı falan çıkması beklerdim.

Omuz silkerek usb yi mendille tutarak bilgisayara taktım. Bilgisayar çoktan açılmıştı. Tam usb nin içine bakıyordum ki kapı tıklatılmıştı. Bir an duraksar gibi olmuştum, hemen kendimi toparlayarak seri hareketlerle usbyi mendile sarmalayarak çekmeceye geri koydum. Bilgisayarıda kapattıktan sonra eldivenleri cebime tıktım.

Bunların hepsi bir kaç saniyede olmuştu. Kapının önüne geçip kilidi tam çevirecektim ki kapının arkasındakiler konuştu.

"Polis! Aç kapıyı!"

Vote ve yorumlarınız bölümün gecikme ihtimalini düşürüyor!

İNTİKAM -ASKIDA-Where stories live. Discover now