•5•

1.6K 187 39
                                    

Fingertips - Tom Gregory

Seungmin'den

Çalar saat neredeyse yataktan fırlamama sebep olmuştu, önce onu susturmuştum.

Çok uykum vardı, yatağımda dönüp duruyordum, kesinlikle kalkmak istemiyordum. Sırf eski kız arkadaşını kıskandırmak için bütün gün Minho'yla takılma düşüncesi bile beni sinirlendiriyordu.

En azından bundan bir çıkarım olurdu ve umarım onun yardımıyla bu matematik sınavını geçerim.

Kalkmaktan başka çarem olmadığı için kendimi yataktan zar zor kaldırdım ve yatağımı topladım.

Günlük sabah rutinime devam edip aşağı, annemin kahvaltıyı hazırladığı yere indim.

Yanağıma hızlıca bir öpücük kondurduğunda ona hızlı bir şekilde gülümsedikten sonra "Günaydın." diyerek masaya oturmuştum.

Her sabah annemle büyük bir masada oturmaya alışmış olsam da, hala bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordum.

Sanki... Bir şeyler boştu.

"Okul nasıl gidiyor?" Annem gülümseyerek kahvesinden bir yudum alırken aniden sorduğunda "Oldukça iyi...sanırım." diye kendi kendime mırıldandım, annemin son kelimeyi duymamıştı.

Her sabah olduğu gibi, annemin benim için hazırladığı şeyleri yemeğe başlamıştım.

Ama birden dışarıdan yüksek bir korna sesi duyulunca kahvaltımız yarıda kesilmişti. Bakışlarım kapıya kaydığında annem de kaşlarını kaldırarak bana bakmaya başlamıştı.

"Bakacağım." dedim ve kapıyı açmak için masasından kalktım.

Dışarı çıktığımda ön bahçemizin hemen önüne park edilmiş siyah arabayı gördüm ve ardından içinden bana el sallayanı.

O arabada olanın Minho olduğunu yeni fark etmiştim.

"Geliyor musun?" oldukça sinirli bir şekilde sorduğunda gözlerimi devirdim.

İçeri girip okul eşyalarımı aldım, annemle vedalaştım ve ona bir arkadaşımın beni götürmek istediğini söyledim. Tabii ki kendimi ele vermiştim çünkü o, Changbin olsaydı ondan bahsedeceğimi bilirdi.

Ebeveynler böyle olduğu için, oldukça utanç verici sözleri dinlemek zorunda kalmıştım ve daha sonra kemerin altına inen konularla gelmeden önce hızla evden kaçtım.

Annem oldukça açık bir insandı, onun için kız ya da erkek fark etmezdi. Bundan hiç bahsetmiyordum çünkü kendim gerçekten hangi cinsiyetten hoşlandığımı bilmiyordum. Ne de olsa, bir insana karşı romantik duygular bir yana, hiçbir zaman bir ilişkim olmamıştı.

Dilini sıkıntıyla şıklatan Minho'nun arabasına bindim. "Tam zamanında!"  diye şikayet edip motoru çalıştırdı.

Sabahın erken saatlerinde tartışmaya cesaret edemediğim için ağzımı kapalı tuttum ve onun kötü ruh halini görmezden geldim. Ayrıca, bu sefer hayati tehlike arz eden motosikletle değil de arabayla geldiğine sevinmiştim.

"Her neyse, dünkü sorun neydi?" bakışları hâlâ ilerideki trafiğe sabitlenmişken sorduğunda gözlerimi büyütüp ona baktım.

Sonrasında hızla bakışlarımı ondan kaçırdım ve kucağıma koyduğum ellerime çevirdim.

Söyleyecek bir şey düşünmem gerekiyordu.

"Bunları pek düşünmüyorum ve beni ona bindirmezsen gerçekten minnettar olurum." İç çektim ve başımı pencereye yasladım. Minho'dan sinirli yüksek bir ses veya başka bir tepki gelmemişti.

Agreement | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin