Agreement | 2Min [✓]

•28•

Can I Kiss You - Dahl

Seungmin'den

Hareketsiz bir şekilde olduğum yerde durdum. Bakışlarım az önce bana yedi dakikalık partnerimin kim olduğunu söyleyen kızda oyalandı. Bu cesareti Minho'yla gerçekleştimem gerekiyordu.

Kimse ikimizin de sahte bir ilişki içinde olduğunu bilmiyordu herkes normal bir çift olduğumuzu düşünüyordu.

Neden herkes bu kadar yüksek sesle ciyaklıyordu?

Çok heyecanlıydılar çünkü çoğu için artık okulun rüya çiftiydik. Hâlâ birkaç tuhaf bakışlar vardı ama okulumuzdaki öğrenciler, okuldaki en çekici ve en iyi öğrenci olan Minho'nun sessiz ve içine kapanık bir inekle çıktığı gerçeğine yavaş yavaş alışmışlardı.

Yardım ararken, bana sadece kısmi bir sempatiyle bakan Changbin'e baktım, yanındaki Felix ise sırıtmasını bastırmaya çalışıyordu. Tabii ki her şeyi oldukça eğlenceli bulmuştu, sonuçta Minho hakkında ne hissettiğimi biliyordu ve beni Minho ile aynı odaya koymak için elinden geleni yapardı.

Yavaşça gözlerini benden kaçıran, bana değil her yere bakmaya çalışan Minho'ya döndüm.

"Bunu gerçekten yapmak zorunda mı-" kendimi toparlamaya çalışıyordum ta ki tanımadığım bir kız sözümü kesene kadar. "Cesaret cesarettir." İşaret parmağını uyarmak için kaldırdı ve bana bundan kurtulma şansım olmadığını söyleyen bir bakış attı.

Artık ne olursa olsun sonunun iyi olmayacağını bilerek yutkunmaya başladım.

"O zaman hadi gidelim!" Kız beni yerimden kaldırdı ve ittirmeye başladı. Bu odadan kaçmayı şu an çok istiyordum. Gözlerimi bir kez daha, artık ayağa kalkmaya başlayan Minho'nun gözlerine çevirdim. Şaşırtıcı bir şekilde, yüz ifadesi artık birkaç saniye önceki gerginliği göstermiyor, nötr bir ifadeyle bakıyordu.

Siyah saçlı ısrarla bana bakıp onu takip etmemi işaret ediyordu.

"Yani kuralları biliyorsun. Dolapta 7 dakika, yani, daha çok soyunma odası gibi işte. İkinizden biri en az iki hickey ile çıkmalı ve hile yapmamalı!"

Kahverengi saçlı bir kıza kuralları açıkladığında Minho başıyla onaylamıltı. Bu sırada ise benim içime saf bir panik duygusu yayılmaya başlamıştı.

Minho ile soyunma odasında 7 dakika durup onunla sevişmem mi gerekiyordu?

"Şimdi git." Bacağımı hafifçe çimdiklerken aptal sırıtışıyla bana bakan sarı saçlı Felix'e ait derin bir ses fısıldadı. Uyarıcı bir bakışla ona baktım. Tüm bunlar biter bitmez benden bir yumruk yiyeceğini bilmesini sağlamaya çalışmıştım.

Daha fazla Felix'i öldürme planı yapamadan, Minho'nun elini elimin üzerinde hissettiğimde beni soyunma odasına doğru çekmişti. Şaşkınlıkla soyunma odasında durana kadar sürüklendim, arkamdan kapının kapandığını duyduğumda arkamı döndüm.

Minho sırtı bana dönük duruyordu, soyunma odasının loş ışığı odanın sadece bir kısmını aydınlatıyordu ve görebildiğim tek şey ışıkta parıldayan gri ipek gömleyiydi.

Odadaki ıstırap verici sessizliğin sürdüğü her saniye daha da huzursuzlanarak yutkunmaya başladım. Minho bir santim bile kıpırdamamıştı. Eli hâlâ kapı kolunu tutarken başı öne eğikti.

Sadece bir dakika geçmesine rağmen saatlerdir burada duruyormuşuz gibi hissetmiştim.

Kalbim göğsümde çıkacakmışçasına atıyordu, her an yere yığılıcakmış gibi hissediyordum. Damarlarımda dolaşan adrenalin vücudumda bir titremeye neden olmuştu. Bacaklarımın da titremeye başladığını hissediyordum.