𝕮𝖔𝖓𝖋𝖊𝖘𝖘𝖎𝖔𝖓

1K 80 40
                                    


Keyifli okumalar...

Yorumlarınızı bekliyorum...



Jungkook


İşte sonunda yapmıştım. Yıllardır sakladığım gerçeği arkadaşlarıma söylemiştim. Peki neden rahatlamış hissetmiyordum?

Bir anda su yüzüne çıkan gerçeklerle alaşağı olmuştum. Onlara bu itirafı yapmak beni o güne, kardeşimi kaybettiğim güne götürmüştü. Elimdeki telefonu yere bırakıp gözyaşları içinde aklımda beliren kötü anıların kaybolmasını beklemekten başka çarem kalmamıştı.

İşin en zor kısmının bu durumu arkadaşlarıma itiraf etmek olduğunu düşünmüştüm hep ama öyle değilmiş. Şimdi kafamda bütün hikayeyi onlara nasıl anlatacağıma dair bir sıkıntı baş göstermişti. Bu konuyu konuşmak istemiyordum. O günü hatırlamak, arkadaşlarımın yanında güçsüzlüğümü göstermek ve en önemlisi de Taehyung'a neden öyle davrandığımı anlamalarını istemiyordum. Korkularımı şimdiye kadar öyle ustalıkla gizlemiştim ki her zaman bu konuda iyi olduğumu düşünmüştüm. Fakat bugün arkadaşlarımın dedikleri o kadar da usta biri olmadığımı bana göstermişti.

Neden mi kaçıyordum? Yüzleşmekten tabi ki. Elimden kayıp gittiği an, bunun benim suçum olduğunu kendim bilmeme rağmen başkasının da aynı şeyi söylemesinden korktuğum için.

Ne kadar süre o parke zeminin üzerinde kafam dizlerime dayanmış bir şekilde kalmıştım bilmiyordum bile. Telefonuma düşen sayısız bildirimin sesi odanın içinde yankılanırken, bu defa o sese duyduğum kapı sesi karışmıştı. Yerimden kalkıp kapıyı açmaya bile tenezzül etmedim. Çünkü benim evime kimse gelmezdi, kimse bilmezdi de zaten. Arkadaşlarımdan başka. Bir yanlışlık olacağını düşündüğüm için yeniden başımı dizlerime koyacaktım ki tanıdık bir sesle kafamı yeniden kaldırmıştım.

"Jungkook aç kapıyı,benim Yoongi."

Açıkçası şaşırmıştım. Bu itiraftan sonra birinin yanıma geleceğini düşünmemiştim hiç. Oturduğum yerden yavaşca kalkıp kapıya doğru ilerlediğimde gözyaşlarım hala yanaklarımdan süzülüyordu. Bu evin kapısını ilk defa ailem dışında başka birine açacak olmanın tuhaflığını yaşıyor olsam da birine ihtiyacım olduğunu da biliyordum. Artık susmak yetmiyordu. Konuşmak istiyordum, içimi kemiren bu yükü anlatmak istiyordum. Bu acının hafiflemeyeceğini bilsem bile başımı bir dost omuzuna koymak istiyordum. 

"Jungkook iyi misin? Lütfen kapıyı aç konu..."

Yoongi daha cümlesini bitirmeden açmıştım kapıyı. Ne halde olduğumu, nasıl göründüğümü bilmiyordum fakat oldukça kötü görünmüş olmalıydım ki Yoongi hızla bana sarılmıştı. Onu geri çevirmeden teslim etmiştim bedenimi dost kucağına. O sarılma bile omzumdaki birkaç ağırlığı almıştı sanki. Hafiflemiştim. Hayatımda ilk defa tüm gardımı indirmiş, birine zayıflığımı gösterirken kötü hissetmemiştim.

Bedenlerimizi yavaşca birbirimizden ayırırken kafamı yere eğmiştim. Her ne kadar kendimi teslim etmiş olsam da arkadaşımın beni ağlarken görmesini istememiştim.

"Mesajlara dönmeyince merak ettik seni. Hoseok ve Namjoon da gelmek istedi ama ben engel oldum. Beni de istemezsen  gidebilirim sadece iyi olup olmadığını görmek istedim."

Cevap verememiştim. Başım hala yerde öylece durmuştum. Onları da kendimle birlikte üzmenin pişmanlığını yaşıyordum aynı zamanda. Yoongi'nin elini omuzumda hissetmemle az buçuk kafamı kaldırmış yüzüne bakmıştım.

𝑩𝒐𝒖𝒔𝒔𝒐𝒍𝒆 | 𝑻𝒂𝒆𝒌𝒐𝒐𝒌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin