𝖀𝖓 𝕱𝖆𝖗𝖉𝖊𝖆𝖚 𝕯𝖊 𝕮œ𝖚𝖗

915 70 38
                                    


Keyifli okumalar...


Jungkook

Yoongi ile yaptığımız konuşmanın üzerinden bir hafta geçmişti. Bu sürede hiçbir şekilde evden çıkmamış, kendimi eve kapatmıştım. Gelen aramaları açmamış, aralıksız çalan kapıları umursamamıştım. Sadece kendimi dinlemiştim, kendi kalbimi. Yoongi haklı olabilir miydi? Ben gerçekten de kaçmak istediğim şeyin bağımlısı mı olmuştum?

Aslında cevabım çoktan belli etmişti kendini. Çünkü bir hafta boyunca Taehyung'u düşünmediğim tek bir an olmamıştı. Ne yapmıştı , okulda birileri onu rahatsız etmiş miydi ya da o da beni özlemiş miydi? Bütün bu düşünceler beynimi kemiriyordu. Zamanında kendime verdiğim bütün sözleri bir bir yutturmuştu Taehyung bana. Onu görmediğim zaman her şey düzelir sanmıştım aslında ama bu böyle olmamıştı işte. Canım acıyordu, onu göremediğim için canım fazlasıyla acıyordu.

Saatlerdir yatağın içinde öylece tavanı izliyor oluşum da bu yüzdendi. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor, aksine yok olup gitmek istiyordum. Beni düşünmeye zorlayan, üzen ve aynı zamanda mutlu hissettiren her duygudan kaçmak istiyordum ama bu mümkün değildi. Belki Taehyung'u hiç tanımasaydım çekip gidebilirdim, her şeyi ve herkesi arkamda bırakabilir, yoluma bakardım. Fakat şimdi onu bırakıp gitme düşüncesi bile beni deli ediyordu. Öyle savunmasız, öyle sevgiye muhtaç görünüyordu ki, onu alıp saklamak istiyordum. Bütün kötülüklerden onu korumak, bir tek ona gülümsemek istiyordum.

Sahi bu mümkün müydü?

Belki de yüzüncü kez çalan kapım beni hayal dünyasından çıkarırken, içinde bulunduğum yatağa daha da gömülüp, yorganı kafama çektim. Kimseyi görmek istemiyordum, daha doğrusu korkuyordum. Bu yönümü göstermekten, güçsüzlükten, yenilmekten...

Israrla çatan kapıya inat, kendimi bir rüyada olduğuma inandırmaya çalışarak daha da gömülüyordum olduğum yere. Fakat sonra bir şey oldu. Bir ses... Beni her kabustan uyandıracak ve bana adımı sevdiren o masum ses... Taehyung'un, Taehyung'umun sesi...

"Jungkook içerde misin? Kapını kırmaya gücüm yetmez hem ona zarar verirsem bana kızabilirsin de. Şeyyy ama eğer içerdeysen lütfen kapıyı açar mısın?"

Başlarda gerçekten de bir rüyada olduğumu sanıyordum. Onu öyle çok düşünmüştüm ki aklım belki de bana oyunlar oynuyordu.

"Jungkook özür dilerim buraya habersiz geldim biliyorum ama seni merak ettim. Seni rahatsız etmeyeceğim söz, sadece iyi olduğundan emin olup hemen gideceğim."

Yataktan ne ara çıktığımı bile bilmiyordum. Hızla dış kapıya doğru koşarken yüzümde aptal bir gülümseme vardı sadece. Kapının önünde durduğumda önce derin bir nefes aldım ve sonrasında kapıyı açtım. Onu gördüğüm o an öldüğümü düşündüm. Bir melek gibi beyazlar içinde karşımda duruyordu. Gözlerinin altı mosmordu, uykusuz kaldığı her halinden belliydi. Ki benim de ondan farkım yoktu. Kapıyı açmak için koşarken aynadan kendime bile bakamamıştım. Karşısında böyle aciz görünmek en son isteyeceğim şeydi belki ama şu an onu görmek, her şeyden daha önemliydi.

"Jungkook şükürler olsun,sen iyisin."

Endişesi sesine öyle çok yansıyordu ki, onu böylesine meraklandırdığım için kendimden nefret ettim o an.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝑩𝒐𝒖𝒔𝒔𝒐𝒍𝒆 | 𝑻𝒂𝒆𝒌𝒐𝒐𝒌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin