1717

8.7K 889 641
                                    

⏤͟͟͞͞⏤͟͟͞  düz yazı bölümü⏤͟͟͞͞⏤͟͟͞͞⏤͟͟͞͞


"Jeongin, düzgünce topla sütleri. Dağıtacaksın şimdi."

"Dağıtmam Felix hyung. Bi' güvensen bana. "

Oflayarak işine geri dönmüştü Jeongin. Göz devirip önüme dönmüş, kasada ki paraları saymaya koyulmuştum ben de.

"Jeongin elindekileri bitirdikten sonra gelip masanın üzerinden maaşını alırsın."

Elimde ki paranın bir kısmını masaya koyup kalanını cebime atmıştım. Jeongin ise bir şey demeden kafa sallamıştı.

"Bugün erken çıkmak istiyordun değil mi."

"Hmhm."

"Tamam şuan saat 2. Saat 4 gibi çıkarsın."

Jeongin hızla kafasını kaldırıp gülümseyerek zıplamaya başlamıştı.

"Oha hyung! Ciddi misin!! Saat 4 gibi çıkmama cidden izin verecek misin?!!"

Göz devirip bu defa ben kafa sallamıştım.

"Teşekkür ederim hyung, seni çok seviyorum!!"

Elindeki işini bırakıp, koşarak yanıma gelmiş ve bana sarılmıştı. Ben de sarılmasına karşılık vermiştim. Gırtlağıma öyle yapışmıştı ki geri de itemiyordum.

"Merhaba."

Duyduğumuz yabancı sesle ikimiz de bir-birimizden ayrılıp müşteriye dönmüştük.

"Oh, Merhaba."

Jeongine dönüp kaş göz yaparak işinin başına dönmesini işaret etmiştim. Jeongin ise yavaş yavaş sütleri toplamaya geri dönmüştü. Ben hemen müşteriye dönmüştüm.

"Burada mı çalışıyorsunuz?"

"Ben mi? Yani.. evet??"

Orta yaşlı adam hemen telefonunu çıkarıp bana uzatmıştı. Mal mal telefonuna bakmaya başlamıştım. Ne yapıyordu ki?

"Numaranızı istemeye gelmiştim. Uzun zamandır buraya gelip gidiyorum, dikkatimi çekmiştiniz."

Kafamı kaldırıp yüzüne bakmıştım. Benden yaşca büyük birine benziyordu. Ne alakaydı şimdi? Ben onun hoobe'si sayılırdım.

"Pardon.. Anlayamadım."

"Numaranız."

Telefonu göstererek gülümsemişti. Kırıcı olmamaya dikkat ederek birkaç adım geri atmış ve konuşmuştum.

"İş başındayken kişisel bilgilerimi paylaşmıyorum. Üzgünüm."

"Oh, pardon."

Diyerek telefonu kendine çekip kapatmıştı telefonunu adam. Son defa dönüp bana gülümsemiş ve çıkışa ilerlemişti. Hâlâ gözlerimi dikip arkasından adama bakıyordum.

"Hyung. Hayranın çok."

Duyduğum sesle yanıma dönüp dibimde dikilen Jeongini görür-görmez kaşlarım çatılmıştı.

"Kes sen çok konuşma, küçük velet."

"Hyung, bence Hyunjin hyung'u da böyle kendine aşık edersiin."

Son kelimesini uzatarak demiş ve göz kırpmıştı bana. Elimle bir tane kafasına geçirip bağırmaya başlamıştım. Edepsiz çocuk.

"Jeongin!! 18 yaşındasın!!"

"Felix hyung, sen de sadece 21 yaşındasın ama!"

Kaşlarımı kaldırıp yüzüne bakmıştım. Bak bak yüzüme duruyor küçük velet. Daha elinden sütleri toplamak gelmiyorken bana bağırıyor.

"Senden 3 yaş büyüğüm, Jeongin. Çok konuşma bak ayağımın altına alacağım seni."

"Hyunjin hyung sana bakmasın mı diyeyim ne diyeyim ya. Ne desem suç zaten."

Mızmızlanarak sütlerin olduğu yere gitmiş ve işinin başına geri dönmüştü. Ben de kafamı kapıya çevirmiştim.

Bir süredir gelmiyordu zaten. Bir ara yazıyordu, bir ara mağazaya geliyordu, sipariş falan veriyordu. Artık condomunun ne zaman geleceğini de sormuyordu. Yine ne olmuştu?

Sessizce işime geri odaklanmışken kapı yeniden açılmıştı. Kafamı kaldırıp gülümsemiş ve müşteriye bakmıştım.

"Merhaba. Hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?"

"Sen iki tane sigara ver oradan."

Sessizce çocuğu incelemiş ve sigaralar olan yere ilerlemiştim. Normalde hep Hyunjin iki sigara alıp giderdi. Yani şimdi arkadaşını falan mı göndermişti? Sigaraları alıp poşete koyarken çaktırmadan dışarıya bakmak istedim.

Haklıydım. Hyunjin dışarıda bekliyordu.

"Şey. Sigaraları verseniz???.."

Çocuğun sesini duyar-duymaz gözlerimi Hyunjin'den çekip hızla sigara olan poşeti çocuğa uzatmıştım. Çocuk ise bir bana bir de arkasına bakmıştı.

Neden gelmiyordu ki içeri? Oysa ki bundan kaç hafta önce, her saatten bir mağazaya gelip iki sigara alır giderdi. Şimdi içeri bile gelmiyordu arkadaşını gönderiyordu. Siparişi hakkında bir şey bile yazmıyordu.

"Hyunjin mi?"

"He?"

Hızla kafamı çevirip çocuğa bakmıştım. Sırıtıyordu mal mal. Aynı Jeongin gibi bu da.

"Hyunjin gelemez dükkana."

Kaşlarım istemeden kalkmıştı. Çocuk ise yeniden kafasını çevirip çocuğu kontrol etmişti.

Neden gelemezdi?

"Nasıl? Neden? Yani, neden gelemez??.."

Öksürüp, biraz bana yakınlaşmış ve kulağıma fısıldamaya başlamıştı.

"Buraya gelirse arkadaşı tarafından feci dövülürde ondan. Göt korkusu."

Hızla kafamı uzaklaştırıp yüzümü buruşturmuştum. Saçmalıyordu.

Küfürlü sözcükleri aynı Hyunjin gibiydi doğrusu. Konuşma şeklinin kime benzediğini şimdi anlamıştım.

"Neyse. Para ne kadar tuttuysa vereyim."

Cebinden cüzdanını çıkarıp parayı ödemiş ve arkasına bile bakmadan mağazadan ayrılmıştı. Hyunjin ise son defa bana bakmış, sonra ikisi birlikte ayrılmıştılar.

Hiçbir anlam çıkaramamıştım.

büyük boy condom?//hyunlix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin