MULTİ: HÜMEYRA ÇETİN
"Tanıştırayım Hümeyra Meleğin süt annesi aynı zamanda benimde müstakbel karım"
Erkamın evden içeriye girer girmez, sarfettiği sözler ve tanıştırdığı kişinin ardından Aile üyelerinin ağzından sanki anlaşmışlar gibi hep birlikte bir şaşkınlık nidası döküldü. Boza ağa;
"Sen ne dediğinin farkındamısın oğul ne demek müstakbel karım?" Diye odada bulunan diğerlerinin cevabını delicesine merak ettiği soruyu kelimlere döktüğünde herkes bir Erkama birde onun yanında ki yüzünün bir kısmında tazeliği kaybolmuş yaralar ve morluklar olan isminin az önce Hümeyra olduğunu öğrendikleri kıza baktılar. Erkam tam ağzını hareket ettirmiş, bir açıklama yapmak üzereyken, Melek aniden ağlamaya başlayınca sustu ve kızını sallamaya başladı ama henüz bir haftalık bebek öyle çok ağlıyordu ki günce anne ve Dilan hızla kapıya doğru ilerleyerek, melek bebeğe yetiştiler. Günce anne;
"O bebek hiç öyle tutulur mu Erkam? Ver bana torunumu" dedikten sonra Meleği kucağına aldı ve sallamaya başladı ancak Melek susmak bir yana dursun daha çok ağlamaya başlayınca günce anne iyice endişelendi ve söylenmeye başladı;
"Acaba karnı mı aç canım yavrum anneside yok ki artık!"diyerek biranda ortama seslice konuşunca herkes yutkundu günce anne telaşla ne söylediğinin farkına varmamıştı ancak ortamda ki herkes iliklerine kadar titremişti evet meleğin artık bir annesi yoktu çünkü annesi onu öldürmeye çalışırken kendisini önce diri diri yakmış ardından intihar etmişti. Melek bebek bir türlü susmayınca bu sefer Dilan yiğenine doğru uzandı;
"Gel benim miniğim gel halasının kuzusu" diyerek bebeği kucağına aldığında Melek artık ağlamaktan kıpkırmızı kesilmişti o sırada herkes telaşla bebeğin başına toplandı ancak Melek bebek ne dedesinin ne de havin'in kucağında susmuştu öyle çok ağlıyordu ki kesik kesik nefes almaya başlamıştı artık Erkamda çok endişlenmişti hastahanede kızı bu kadar ağladıysa onu kim susturmuştu onu almaya gittiğinde bebeği mışıl mışıl uyuyordu hemşireler ona bebeği nasıl susturduklarına dair birşey söylemişlerdi ama aklına gelmiyordu erkamın telaştan o sırada Ejder;
"Ambulansı mı arasak baksanıza Melek ağlamaktan bayılacak birazdan" dediğinde Erkam telaşla elini cebine attı ve acil durum numarasını tuşladı ancak arama tuşuna basmadan kızının ağlamasından ötürü varlığını unuttuğu kadının cılız sesi ile duraksadı Hümeyra günce anne'nin kucağındaki bebeğe doğru ilerleyerek diğerlerine hitaben;
"İzin verirseniz ben kucağıma alabilir miyim meleği?" Diye sorduğunda orada bulunan herkes varlığını unuttuğu kızın sesi ile ona bakmaya başladı günce anne ne kadar torununu tanımadığı bir kadının kucağına vermek istemese de az önce oğlu Erkamın söylediği sözler hâlâ kulaklarındaydı bu kız için 'müstakbel karım' demişti değil mi? İstemeye istemeye torununu isminin Hümeyra olduğunu öğrendiği kadına uzattı günce hanım ve o sırada bir mucize gerçekleşti. Melek hümeyra onu kucağına alır almaz susmuştu ve daha yeni yeni açılmaya başlayan tombik gözleri ile sarhoşça etrafı seyrediyordu
"Ama nasıl?" Diye bir soru yöneltti günce hanım
"Melek kendi babasının, babannesinin kucağında susmazken nasıl bu kadın onu kucağına alır almaz susabildi" dedi o sırada Erkamda çoktan telofonundan tuşladığı acil durum hattının numarasını silmiş ve bu çıtı pıtı kadının kucağında suspus olmuş bebeğini izliyordu o sırada tekrar konuştu Hümeyra;

YOU ARE READING
AŞK-I BAHAR(YALANCI TÖRE 2)
ChickLitYalancı töre serisinin ikinci Kitabı Giriş notu; "Hikayemde 'berdel' adı altında bir kadının zorla sevmediği bir adam ile evlendirilmesi, küfür, şiddet ve cinsellik içeren ögeler bulunmaktadır. Rahatsızlık duyacağınızı bildiğiniz kitaplara kötü yoru...