HEY SEN HİKAYEME HOŞGELDİN KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM HATALARIM OLABİLİR AMA BÖLÜMÜ DEFALAECA OKUMAKTAN YORULDUM HER SEFERİNDE BİRŞEYLER DÜZELTİYORUM O YÜZDEN ŞİMDİLİK BÖYLE KABUL ETSEN OLUR MU KİTAPI AMA BEĞENMEDİĞİN BİR YER OLURSA BANA MUTLAKA YAZ DÜŞÜNCELERİN BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ ❤️MULTİ: EJDER PEYMAN
"Abini ben vurdum" başında dayanılamaz bir ağrı vardı ölmeden önce tüm anıları gözünün önünden geçen biri gibi hissediyordu kendini acısı, öfkesi, o cümle ve bir çift toprak karası göz
"Abini ben vurdum"
"Ben seni hiç bırakır mıyım? Abisinin yaban gülü"
"Abla beni bırakma! küçük kız kardeşini bırakma!"
"Elimizden gelen her şeyi yaptık maalesef kardeşinizi kaybettik başınız sağ olsun"
Anılar beyninin odacıklarından fırlamış, etrafta koşuşturuyordu.
Yutkundu genç kız ne yapacağını bilmiyordu, düşünemez bir haldeydi. bir sinir dalgası bedenini ele geçirirken, dolduğundan dolayı bulanık, gören gözlerini kapattı. Aynı anda gözünden iki damla yaş daha düştü ve yumruğunu sıktı kokusuna yıllardır aşinaymış gibi sanki gözleri her zaman gözlerine tutukluymuş gibi hissettiren bu yabancıya zarar vermek istiyordu. Abisinin canını yakmıştı onun da canı yanmalıydı hışımla arkasını döndü havin ve sıkılı yumruğu ile karşısında ki sert bakışlı umursamaz adama doğru yürürken, odanın kapısı destursuz hızla açıldı. Hemşire olduğunu tahmin ettiği beyaz önlüklü kadın gülümsüyordu bakışları kıza değdiğinde ayakta olduğuna şaşırmış gibi baktı Bir süre sonra tekrar bakışlarını, karşısında ki adama çevirdikten sonra;"Hasta uyandı ejder bey berat boran uyandı" dedi sevinçle az önce ki sinir harbinden az yaralı olarak kurtulan yüreği tam orta yerinde yeşeren yeni umut kırıntılarını suladıktan sonra, adının Ejder olduğunu öğrendiği adamı bir süreliğine unutarak, hemşire kadına döndü Havin ve:
"Nerede o abim nerede? " diye sordu hem ağlıyor hem gülümsüyordu sırtında ki keskin bakışları hissediyordu ama umurunda bile değildi bu adam artık. abisi kurtulmuştu ya ama yaptığı itirafı da göz ardı edecek değildi abisini gördükten sonra, ilk işi karakola gidip şikayette bulunmak olacaktı sonuçta deniz aşırı bir yerde yaşamıyorlardı adalet ve polis vardı bu ülkede. kadına dönerek hafif sinirli bir ses ile;
"Oda numarası kaç? abim nerede? " diye sordu tekrar sesi yüksek çıkmış olacak ki hemşire kadın şaşkın bir surat ile;
" Birici kat oda 45 yoğun bakımdan beş saat önce çıktı az önce uyandı" diye bilgilendirdi endişeli genç kızı. havin bu oda da daha fazla oyalanmamasını isteyen ayaklarını bir süreliğine zaptedip, durdurduktan sonra arkasını dönerek, son kez adamın toprak karası gözlerini yeşil gözlerine sabitledi ve;
"Bu iş burada bitmedi Ejder" diyerek
odadan ayrıldı.biraz ilerledi gördüğü bir hemşireyi durdurduğunda kadının üstünde ki hastane elbisesine ve çıplak ayaklarına bakan şaşkın bakışlarına aldırmadan, abisinin yatırıldığı odanın tam olarak yerini öğrendi. başı hala zonkluyordu ancak kafasının ağrısını bir süreliğine unutmaya çalıştı odanın önüne vardığında Kapıyı çalma gereği duymadan içeri daldı ve gördüğü manzara ile bir süreliğine küçük bir şaşkınlık yaşadı havin.
Abisi yatakta kolunda ki serum ile uzanırken, diğer elini yatağın başında ona hem ağlayarak, hem de gülerek bakan bir kadının hafif şiş karnına koymuştu. Bu da ne demek oluyordu? odaya biraz daha ilerlediğinde abisinin yattığı yatağın diğer tarafında ki koltukta annesi ile babasının omuz omuza uyuduğunu fark etti genç kız. Annesi Hatice Hanım'ın gözleri kan çanağına dönmüştü uykusunda hafifçe titrek nefesler veriyordu. hâla onun varlığını fark etmeyen abisine hitaben;

YOU ARE READING
AŞK-I BAHAR(YALANCI TÖRE 2)
ChickLitYalancı töre serisinin ikinci Kitabı Giriş notu; "Hikayemde 'berdel' adı altında bir kadının zorla sevmediği bir adam ile evlendirilmesi, küfür, şiddet ve cinsellik içeren ögeler bulunmaktadır. Rahatsızlık duyacağınızı bildiğiniz kitaplara kötü yoru...