Hayat dedikleri şey anlamlandıramadığım bir şeydi. Şu an bu dünyada nefes alan her bir canlı bir hayata sahipti; doğum, büyüme ve ölüm. Sayısız insanın oluşturduğu bir döngüydü sanki bu.
Biyolojik olarak doğruydu.
Ama bir hayata sahip olmak için b...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Neden bu kadar sinirlisin Tanrı aşkına?"
Salonda olan konuşmalarını duyabiliyordum. Yemeğimi karıştırıp dikkat kesilmiştim konuştuklarına. Bugün evde değillerken abime karşı kullandığı videoyu bulmaya çalışmıştım ama nasıl sakladıysa izine bile rastlamamıştım.
"Son yatırımcılarımız vazgeçmiş yatırımlarından ve elime geçen mektuba bak."
İlgimi çektiği için ayağa kalkmış oturma odasının girişindeki duvara yaslanarak onları dinlemeye başlamıştım. Öğrendiğim her şeyi onların aleyhine kullanmakta hazırdım.
"Yatırımlarımızı geri çekme sebebimiz son zamanlarda ki davranışlarınızdır. Başta kızınız olmak üzere kendi çocuklarına ilgi göstermeyen ve medya da kötü anılan bir insanla çalışmaya devam edemeyiz. En önemsediğimiz prensiplerimizden biri kişinin önce ailesine faydalı olmasıdır. Ve şu konu da da sizi uyarmalıyım ki kızınız hakkında tekrar böyle bir olay olursa yalnız yatırımlarımızdan değil şirketinizden de mahrum olursunuz. -Bang Liam"
Okuduğu mektubu yazan kişinin ismini duymamla mutfağa dönmüştüm geri.
Tabağımı tezgahın üzerine bırakıp telefonumu elime almış odama doğru ilerlemeye başlamıştım.
"Miyeon!"
Sert sesini duymamla oturma odasının kapısında durmuş başımı onlara çevirmiştim derin bir nefes vererek.
"Ne?"
Elindeki mektubu kaldırıp önüme atmıştı.
"Ne demek oluyor bu? Daha ne yaptın medyaya karşı ki şimdi oluyor bunlar?"
Gülümseyerek omuz silkmiştim.
"Annem olacak kadın susmam pahasına beni öldürmeye çalıştı ya hani? Babam olacak herif leş sevgilisini evine getirdi."
Sert adımlarını bana doğru ilerletmesiyle elimi havaya kaldırmıştım.
Yerdeki mektubu alıp çırpmıştım.
"Hareketlerine çeki düzen ver, yoksa elindeki son mal varlığın da yok olur."
Mektubu vitrine bırakıp odama girmiştim.
Banyoya girmiş kapıyı da kilitlemiştim üzerime. Klozetin kapağına oturmuş onu aramıştım.
