bu hafta math teacher'a bolum yazicam dedikten sonra barbie'ye attigim bolumun ortama giris sekli. nasilsiniz balımlar???? umarim herkes iyidir ve herkesin mentali yerindedir. benimki degil nskwndmskw. bu diğer bölümlere gore kısa oldu biraz 1800 kelime falan. taslakta bi bolum daha var. bi bölüm demiyeyim de yarisini yazdim diyeyim. neyse yorumlarinizi bekliyorum. bol bol yorum yapin tamam mı 😭😭 yorum sayisina göre diğer bölümü daha erken atarim belki!!
🧜🏻♀️🧜🏻♀️🧜🏻♀️🧜🏻♀️
Oynadığım oyunda yeni levele geçmiştim ama hâlâ Aylin gelmemişti. Sadece lavaboya gideceğini söylemişti. Fakat üzerinden nerdeyse yarım saat geçmişti. Gittikçe endişelenmeye başlıyordum. Oyundan çıkarak arama kısmına girdim ve Aylin'i aradım.
Telefon meşgule düşmüştü. Kimle konuşuyordu ki? Bu kadar zaman gelmemesi normal değildi. Biraz kendimi zorlayarak oturum hâline gelmeye çalıştım. Sanki bir şeyler vücuduma batıyormuş gibi sızlamaya başlamıştı. Ne kadar ağrı kesici yaparlarsa yapsınlar tekrardan yeniliyordu. Bir süre daha bu ağrıları çekecektim maalesef.
5 dakika daha beklememe rağmen Aylin hâlâ gelmemişti. Artık daha fazla bekleyemezdim de zaten. Nerdeyse bitmiş olan serumu tek çekmeyle çıkardım. Acıyan kolum yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Yerdeki ayakkabılarımı geçirdim ayağıma. Uğraşamayacağım için arka yerlerinin üstüne basıyordum. Yavaş adımlarla kapıya ilerledim. İstesem de hızlanamıyordum zaten. Gerçekten anam sikilmişti.
Sonunda kapıya ulaşarak kulbuna uzandım. Benim açacağım anda kapı açıldığında kendimi koruyabilmek için geriye doğru hızlı adımlar attım. Hissettiğim ağrıyla ağzımdan birkaç inilti dökülmüştü.
"Devin?? İyi misin?" Aylin hızla yanıma gelerek koluma girdi ve beni yatağa ilerletmeye başladı. "Ne yapıyorsun sen ayakta? Serumunu niye çıkardın?"
"Seni merak ettim, aramaya çıkacaktım."
Sinirli bakışlarını üzerimde hissediyordum. Tekrardan yatağa uzanmama yardımcı oldu.
"Sorumsuz davranmaya devam ediyorsun hâlâ ya, serumunu bu yüzden mi çıkardın? Geliyordum zaten ben."
"Yarım saat oldu Aylin, napayım çok merak ettim seni."
Kafamı yastığa koyduğumda kendimi daha iyi hissetmiştim. 5 saniye yol yürüdük, geldiğimiz duruma bak. Son kalan enerjimi de az önce harcamıştım sanırım.
"Telefonla konuşuyordum, o yüzden geciktim."
"Kiminle konuşuyordun?" diye sordum merakla. "Şey yani özel değilse söyler misin?"
Özelse de söyle.
"Yok özel biri değil, babamla konuşuyordum."
Hah güzel hatırlatmıştı. Baş başa kaldığımıza göre yine şu baba mevzusunu açabilirdim.
"O gün neden baban sana bağırıyordu?"
Bir süre duraksadı, bunu sormamı beklemiyormuş gibiydi.
"Bana bağırmıyordu, demiştim ya."
"Evet, ben de buna inanmamıştım."
"O da senin sorunun, ne yapayım inandırmak için?"
Elini tutarak yanımdaki tekli koltuğa çektim onu. Baş parmağımla usulca okşuyordum. Gözlerini sürekli benden kaçırıyor, göz teması kurmaktan kaçınıyordu.
