Modros Krallığı

13. Bölüm Ꮚଓ Ejderha

Merhaba sevgili okuyucularım 😉
Nasılsınız ☺️
Ben iyiyim umarım sizde iyisinizdir.

Medya: Maria var

Arkadaşlar bölüm biraz gecikti biliyorum fakat bir sorun oluştu ve ben yazdığım bölümü tekrar yükleyemedim. Belki olur diye tekrar denedim fakat ne kadar denesem de olmadı ve bende tekrar yazacak iken bölümü tekrar yükleyebildim.

Daha önce hiç olmamıştı. Bu neden böyle oldu bilen varsa söyleye bilirse çok iyi olur. Sizi daha fazla bekletmeden

Herkese iyi okumalar ✨💜

" Uyuduğum gibi kendimi ormanda buldum ya abi ben bu ormanlardan kurtulamayacak mıyım neyse konumuz bu değil  konumuz ben bu ormana yine niye geldim.

Etrafı iyicene incelemeye başladım. Arkama baktığımda büyük bir mağara ile karşılaştım. Büyük ve içi simsiyahtı sanki gece olmasından dolayı değildi. Normalde de içi siyah gibiydi.

Bunu öğrenebilmek için önce mağaraya girmem gerekiyordu. Ve ben eğer bir şeyi merak ediyorsam o şeyi öğrenebilmek için herşeyi yapardım.

Birden gelen cesaretle kendimi mağaranın içinde bulmam bir oldu. Her yer karanlık olduğu için hiç bir yeri görmüyordum. Biraz olduğum yerde kalıp karanlığa alışmaya çalıştım. Az da olsa önümü görmeye başlayınca harekete geçip mağarayı incelemeye başladım.

Mağara küçüktü ve içinde hiç bir şey yoktu. Mağarayı baştan sona doğru incelemeye başladım. Ellerimi duvara koyup duvarda boylu boyunca dolaştırdığım sırada biri beni itti ve yere düşeceğimi zannederken başka bir yere düştüğümü anlamam uzun sürmedi.

Burası mağaranın alt kısmıydı ve burası diğer kısımdan daha çok aydınlıktı. Kırmızı bir ışık duvarlara yansıyordu.

Işığın nereden geldiğini anlamak için yürümeye devam ettim. Işığın gittikçe arttığını görünce durdum.

Nedense gözlerim yanmaya başlamıştı ve kulağıma bir püskürtme sesi geldi. Evet yanlış duymadınız püskürtme sesi geldi çünkü şuan üzerime doğru gelen ama buna ne söylendiğini bilmediğim için üzerime yanan bir alev topu geliyordu.

Motivasyon dersinde yaptıklarımız aklıma gelince yapabilir miyim acaba diye düşünmeden edemedim ama şuan benim düşünmeye vaktim olmadığı için gözlerimi kapattım.

Üzerime doğru gelen gücü kontrol altına aldığımı ve yok ettiğimi düşündüm. Bunu yaparken ellerimi havaya kaldırmıştım. Ellerimin üstünde bir ışık sezince gözlerimi açtım.

Kırmızı bir ışık ellerimin üstünde duruyordu ama hiç yakmıyordu. Ellerimin üstünde durdukça alev topunun rengi daha da koyulaşıyordu.

Sert bir rüzgarın etkisiyle alev topu söndü. Rüzgarın etkisiyle kapanan gözlerim ile açık olan saçlarım önüme gelerek gözlerimi açmamı biraz daha zorlaştırdı.

Sonunda gözlerimi açtığımda aşağıya doğru giden derin bir çukur ve içinde birden fazla olan ejderhalar vardı.

Derince yutkunduktan sonra bana bakan ve tahminimce liderleri olan ejderhaya baktım. Gözlerinden ateş fışkırıyordu. Ben onu sinirlendirecek ne yapmıştım ki?

Onun bana bakmasıyla diğer ejderhalar da onun yaptığı gibi bana bakmaya başladılar. Hepsinden hırıltılar çıkmaya başladığında ne yapacaklarını merak edip beklemeye başladım. Tabi bunu yaparken heryerim titriyordu.