15. Bölüm ✷ İki element

210 19 3
                                    


!! Hatırlatma!!

" bugün derste tüm ruhlar özgür bırakmışsın Daisy nelere sebep olduğunun farkında mısın? "

" Ben sadece güç topu yapmak için odaklanmıştım. Böyle olacağını bilmiyordum.
Ben sebep olduğum herşey için gerçekten özür dilerim "

" Neyse ki Ruh Krallığında sadece küçük sorunlar var ama.. "

" Kral boris Krallığına bunu yapan kişiyi görmek istiyor. "

Sanırım birilerini fazla sinirlendirmiştim ve sinirlenmekte haklıydı da , şimdi ne olacaktı?

***

" Yarın öğleden sonra saat 2 de ormanın girişinde bekle beni ruh krallığına beraber gideceğiz "

Başımı onaylarcasına salladım ve kapıya yönelip dışarı çıktım. Dışarı çıkar çıkmaz derin bir nefes aldım. Bugün olanlar benim gibi birisi için baya ağırdı.

Kral niçin beni görmek istedi ki?

Tamam ruhları dışarı çıkarmış olabilirim ne var ki bunda canım hâlâ hâlâ!

Ne olacak sanki daisy adamın dünyasını başına yıktın. Kıl payı kurtulmuşlar. Sense sadece ruhları dışarı çıkardın zaten hiç bir şey yapmadın.

Tabi doğru öyle yaptım ama isteyerek değil ki? Şuan sanki üzerime büyük bir öküz oturmuş gibi hissediyorum.

Odaya gitmeden önce kütüphanede bir şeyi araştırmak için adımlarımı başka bir yöne çevirdim.

Kütüphanede kimse yoktu. Koskoca kütüphane çok sessizdi. Umursamayarak türlerine göre dizilmiş kitaplara baktım.

Efsaneler, elementler , ruh hayvanları... Gibi bir çok tür vardı ve ben bunlar ile ilgili tek bir bilgim yoktu.

Elementlerin olduğu rafa baktım bir sürü kitap vardı. Bir kitap dikkatimi çekti eski olduğu baya belliydi belki bir şeyler öğrene bilirim. Kitabı elime aldım. İsmi çok garipti.

Skryté vlastnosti prvků ( Elementlerin gizli özellikleri )

Ne anlama geliyordu acaba.

Ben kitap ile beraber çıkışa doğru yürürken aniden birine çarpmamla elimdeki kitap ileriye doğru fırladı resmen sinirle bana çarpan kişiye baktım.

Ya kızım sen çarptım sen niye sinirleniyorsun ki

Aklıma gelen şeyle çarptığım kişiye bakmadan yere düşen kitabı elime aldım.

Arkama döndüğümde onun kollarını bağlamış şekilde bana baktığını gördüm. Bir şey demem lazımdı. Ne söyleyecektim ben şimdi.

" Kusura bakma yanlışlıkla oldu. "

Tam gidecekken kolumdan tuttu. Ne var manasında ona baktım. Bana sinirle bakıyordu. Küçücük bir olayı neden bu kadar abartı ki?

" Sen şu dünyadan gelen kız mısın? "

" Evet benim ama bak gerçekten yanlışlıkla çarptım neden bu kadar sinirlendin ki anlamıyorum abartmasan mı? "

Bu sefer öfkeyle soludu. Kolumu daha sert tutmaya başladı. Kütüphane karanlık mı oldu yoksa ben mi kör oldum.

Modros KrallığıKde žijí příběhy. Začni objevovat