"Bir şartım var." dedi kıvırcık çocuk işaret parmağını havaya kaldırıp.
Genç kız kollarını birbirine bağladı göğsünde.
"İste bakalım, çıkarcı Potter!"
"Defterin..." dedi başını masadan kaldırmadan. "O defterin bir sayfasını okumak istiyorum."
"D...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Ben hep kuralları çiğnerim ama sanırım en güzellerinden biri buydu."
"Ne, sen şimdi iyisin değil mi?!"
Lavi kollarındaki kıyafetleri dolabına götürürken başını olumlu anlamda salladı.
"Ama şu sizin kıvırcık olmasaydı pek hoş şeyler olmayacaktı."
"Ne demek 'hoş' şeyler olmayacaktı? Eğer o olmasaydı ölecektin!"
Lavi gözlerini devirdi.
"Biraz sakin mi olsan? Şu an iyiyim ve söz veriyorum bugün takımın geri kalanıyla da tanışacağım."
Milan oturduğu yataktan hırsla ayağa kalktı.
"Nasıl böyle düşünürsün, Lavinia sen ölebilirdin! Bunu hiç düşündün mü? Arkanda bırakabiliceğin şeyleri düşündün mü?"
"Sen ve Lucius'tan başka birinin üzüleceğini sanmıyorum Mill, okulda nefret edilen biri değilim ama çok sevildiğim de söylenemez."
Sarışın kız kollarını birbirine doladı.
"Her şeye rağmen bundan bu kadar basit bir şeymiş gibi bahsetmene sinir oluyorum. Lütfen, hayatı biraz sevmeye çalış."
Lavi derin bir nefes aldı.
"Hayatı seviyorum!"
Gerçekten seviyordu. Dün bir kez daha nefes almak için yapmayacağı çok az şey vardı.
"Sadece gitsem bile arkamda çok az kişi bırakacağımı biliyorum, bunun sadece iki kişi için önemli olduğunu biliyorum!"
Milan başını olumsuz anlamda salladı.
"Hiç James ile doğru düzgün konuştun mu ya da herhangi başka biriyle? Hayatına birileri girsin diye hiçbir çaba sarf etmeden insanların senin hayatına dahil olmasını bekleyemezsin ki!"
Lavi derin bir nefes aldı.
"Bak, ben biraz hava almaya çıkacağım. Sonra akşam yemeğine beraber ineriz ve grubun kalanıyla tanışırım olur mu?"
Milan kaşlarını çattı.
"Her ciddi konudan böyle kaçamazsın Lavinia!"
Lavi yatağının üzerindeki kolej ceketini giydi ve başka bir cevap vermeden odadan çıktı.
Daha sonra yavaş yavaş merdivenleri indi.
"Hey, Liva!"
Lavi'nin arkasını dönmesine gerek yoktu. Ona sadece bir kişi Liva diyordu.
"Potter!"
James hızlı adımlarla kızın yanına geldi. Üzerinde Quidditch cübbesi vardı ama bugün maç yoktu.
Lavi tüm maçları takip ederdi. Quidditch'e bayılırdı!
