bonus 4

39 6 16
                                    

Tokoyami'nin anlatımı

Sarah regl olmuştu ve bu döneminde aşırı ağrı çekiyordu. Bunun için yurttan çıkıp markete yardımı olacak bir şeyler almaya gittim.

Papatya çayı, kekik çayı, bal, kan şekeri düşünce yemesi için tatlı birkaç yiyecek. Hepsini ödedikten sonra yurda doğru yola koyuldum.

Sarah'a gelmek üzere olduğuma dair mesaj attıktan sonra telefonu cebime attım ve ilerlemeye devam ettim. Yurda yaklaşmıştım ancak bir sokaktan bağırışma sesleri geliyordu. Dark Shadow da meraklanıp çıkmıştı ve birlikte oraya doğru gittik.

•••

Gözlerimi açtığımda etrafımda insanlar vardı ve Dark Shadow da onlar gibi endişeli bakıyordu.

"Fumikage iyi misin?"

"Evet ama ne oldu ki?"

"Hatırlamıyor musun?"

Biraz hafızamı zorladım. Tek hatırladığım oraya baktığım anda bir ışıkla beraber bayıldığım oldu. Neyse ki herhangi bir zarar almamıştım.

"Hadi gidelim, Sarah endişe etmiştir." Ayağa kalktım ve kalabalıktan sıyrılıp telefonuma baktım. Tahmin ettiğim gibi Sarah birkaç kez aramıştı. Hemen geri dönüş yaptım.

"Fumi-kun! Gelmek üzere olduğunu söyledin ama aradan ne kadar geçti! Çok merak ettim..." Sesi çok endişeli geliyordu.

"Merak etme iyiyim, gelince konuşuruz tamam mı? Yurdun önüne geldim hatta şimdi." Telefonu kapatıp içeriye girdiğimde herkes bana bakıyordu, tamam kapı açılma sesine bakmış olabilirler anlarım da neden bu kadar garip ve uzun süreli bakıyorlardı ki?

Içeri girdiğim an merdivenlerden Sarah indi ve koşarak gelirken birden durdu. O da diğerleri gibi bakıyordu. Üstümde bir şey falan mı vardı? Sanmıyorum. O zaman sorun neydi ki?

"Sana ne oldu böyle Fumi-kun..."

"Bir şey olmadı ki."

"Nasıl olmadı?!"

Gerçekten bende bir şey vardı galiba. Ben bunu düşünürken Dark Shadow bana bir ayna getirdi. Bir dakika... Bu benim yüzüm değildi ki! Medyadaki fotoğraf

"Bu nasıl oldu?" Şaşkınlıkla kendime bakıyordum, ne olmuştu bana böyle?

"Şey... Fumikage," Dark Shadow'a döndüm, evet o ne olduğunu biliyordu. "sokağa girdiğin an bir özgünlük tarafından vuruldun ve bu hâle geldin."

"Ne kadar sürer ki bu?" Biz orada tartışırken herkes başımıza toplanmıştı bile.

"Sen bayıldıktan sonra özgünlüğe sahip kişiyi yakalayıp sordum, yaklaşık 24 saat sürermiş."

"Teşekkürler Dark Shadow."

"Seni koruyamadığım için üzgünüm Fumikage!" Dark Shadow böyle zamanlarda ağlamaklı hâle geliyordu. Hayır yani bu kadar abartılacak bir şey de yoktu ki.

"Elinde olan bir şey değildi Dark Shadow." Kafasını okşadım ve geri yerine döndü.

Diğerlerine döndüğümde bu halimi de sevmiş gibi görünüyorlardı. Sarah yanıma gelip sarıldı. "Benim için gittiğin yerde başına neler geliyor..."

"Dark Shadow gibi sen de başlama lütfen Sarah." Güldüm biraz, o da güldü.

"Biliyorum, senin suçun değil diyeceksin."

"Aynen öyle."

"Bu halinle de çok ateşlisin." Bir anda böyle bir iltifat alınca yüzümde yanma hissettim ve hemen tek elimle yüzümü kapatıp kafamı çevirdim. Bu yüze alışmam zor olacaktı. "Çok tatlısın utanınca." Yine de gülmesini sevinmiştim.

Birlikte mutfağa geçtik ve bitki çayı hazırlamaya başladım, o ise bana sarılmış yapışımı izliyordu.

"Karnın hâlâ çok ağrıyor mu?"

"Dün geceki kadar değil."

"Buna sevindim." Alnından öptüm ve gülümsedi. Açıkçası bu şekilde öpmek çok daha rahattı, tenini tam olarak hissedebiliyordum.

Ben bunları düşünürken o parmak uçlarına çıktı ve suratımı elleri arasına alıp dudağımdan öptü. O anın şokuyla başta elim ayağıma dolaşsa da elimdeki şeyleri tezgaha bırakıp beline sarıldım ve karşılık vermeye başladım. Ayrıldığımızda kıkırdadı. Kesinlikle bu şekilde öpüşmek çok daha rahat ve güzeldi.

"Her ne kadar bu halin de ateşli olsa da asıl halin her şeyden güzel." Gülümsedi. Ben ise bu dediğine karşı şaşırmıştım, şuanki halimi daha çok sevdiğini düşünmüştüm.

"Teşekürler Sarah." Onu gerçekten seviyorum.

O sandalyeye oturduğunda önüne çayını getirdim ve birkaç tatlı atıştırmalık da koyup karşısındaki sandalyeye oturdum. Çayının üstünden biraz üfledi ve azar azar içmeye başladı.

"Sen de yesene koyduğun şeylerden, böyle sadece beni izleyince utanıyorum!" Böyle diyince biraz güldüm ve birlikte bir şeyler yiyerek konuşmaya başladık.

Konuşmanın ortasında Sarah'ın gözü poşete takıldı ve poşetten aldığım pocky kutusunu çıkarttı. "Hadi pocky oyunu oynayalım!"

Bir an şaşırmıştım, aniden kutuyu alınca böyle demesini beklemiyordum. Karşıma oturup kutuyu açtı ve içinden bir tanesini ağzına aldı, diğer ucunu da bana uzatıp gözlerini kapattı, benim de almamı bekliyordu. Ben de ağzıma aldığımda yine yüzümün yandığını hissediyordum. Karşımda pembeleşmiş yanakları ile yiyerek yavaş yavaş bana doğru yaklaşan Sarah oldukça yüzümün yanması artıyordu.

Ben de gözlerimi kapatıp yavaş yavaş yemeye başladım

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Ben de gözlerimi kapatıp yavaş yavaş yemeye başladım. En sonunda birbirimize ulaştığımızda yine öpüşmeye başlamıştık, ağzımda enfes bir çilek tadı vardı. Normalde pocky yerken bu kadar güzel olduğunu düşünmezdim, sanırım bu tat Sarah'tan dolayıydı. Ayrıldığımızda gözlerini açıp kıkırdadı. "Bu hayatımda yediğim en güzel pocky olabilir." Düşüncelerim istemeden ağzımdan dökülmüştü ve yüzüm iyice yanmaya başlamıştı. Hemen utançtan arkamı döndüm, Sarah daha çok gülmüştü.

"Çok şirinsin! Ben de aynı şeyleri düşünüyordum Fumi-kun!" Yaklaşıp yanağımdan öptü ve geri çekilip bitki çayını içmeye devam etti. Ben de ona dönüp sohbet etmeye devam ettim.

Mangaya başladım devam bölümlerini okuduktan sonra yazıcam 😽

Sarah. {Oc x Tokoyami}Où les histoires vivent. Découvrez maintenant