32.Bölüm

524 48 92
                                    

"Tamam bak şimdi oltayı geriye doğru savurup fırlat tamam mı? Ağ atmak gibi düşün."

Peter babasını dinleyip izledikten sonra onaylarcasına başını salladı. Evlerinin yanındaki göle gelmişlerdi ve şuanda  iskelede duruyorlardı. Çocuk babasının dediği gibi oltanın ucunu fırlattı ama pekte hesapladığı gibi olmamıştı. Oltanın ucu iskeledeki korkuluğa takılırken neredeyse göle düşecekti. Tony gülmesini bastırmaya çalışırken takılan oltayı çıkardı. Peter ise rezilliği yüzünden yerin dibine girmek üzereydi.
"Tamam sorun değil tekrar dene hadi."

Derin bir nefes aldı çocuk hadi ama ağ atmak daha zordu sonuçta öyle değil mi? Tekrar denedi fakat bu seferde fazla güçlü salladığı için oltanın ucu neredeyse gölün diğer tarafına geçecekti. Tony bu sefer dayanamayıp kahkaha atmaya başladı.
"Bu ne böyle ağ atmak daha kolay gerçekten."

"Pes etmek yok ufaklık o balık tutulacak."

Peter uzun bir soluk verirken babasına baktı. Bu iş kesinlikle düşündüğü gibi gitmemişti hemde hiç. Bunun eğlenceli bir an olması gerekirken Peter için bir kabusa dönüşmüştü resmen.

Uzun bir süre geçmişti ve bir tane bile balık tutamamışlardı. Artık umutlarını yitirmeye başlarlarken Peter sıkılmışçasına babasına döndü.
"Baba kabul edelim bu iş bize göre değil."

Tony bir göle birde oğluna baktı. Ardından gülmeye başlarken onaylarcasına başını salladı. Aslında bir yandanda sinirliydi adam. Nasıl olurda bir tane bile balık tutamazlardı ki?
"Sanırım haklısın. Ayrıca eve dönsek iyi olacak. Annen ve Morgan gelmek üzeredir."

İkili tam ayağa kalkıp oltaları çekecekken Peter'ın oltası sallanmaya başladı. Çocuk şaşkınlıkla babasına dönerken Tony de aynı heyecanla neredeyse bağırdı.
"Oltayı çek Pete çabuk!"

Peter yüzündeki aptal sırıtışla oltayı çekmeye başladı. Çocuk o kadar heyecanlanmıştı ki iskelenin hemen ucunda olduğunun farkında bile değildi.
"Hadi evlat!"

Tony de aynı heyecanla çocuğa bakarken Peter sonunda oltayı çekmeyi başarmıştı. Oltadaki büyük balığı görmesiyle hemen babasına dönerken mutluluktan yerinde zıpladı. Ama bu mutluluk fazla uzun sürmedi. Ayağının boşluğa gelmesiyle gözleri büyüdü. Neler olduğunu anlamadan göle doğru düşerken babası onu kolundan tuttu. Gerçi pekte işe yaramadı. İkiside saniyeler içinde kendilerini gölün içinde bulurken gerçekten saniyeler içinde neler olduğunu anlamamışlardı. Tony suyun yüzeyine çıkıp şaşkınlıkla Peter'a baktı. Aynı şekilde Peter'da ona bakarken aniden ikiside kahkaha atmaya başladı. Gölün ortasında heryerleri sırılsıklam olasada bunu umursamıyorlardı. Şuan tek düşündükleri ne kadar sakar ve beceriksiz olduklarıydı. Sonunda Tony kahkahasını zar zor durdururken konuşmaya çalıştı.
"Az önce neler oldu?"

"Az önce ne kadar sakar olduğumu görmüş olduk ve gerçektende özür dilerim. Hem niye tuttun ki zaten baba?"

"Ne? Göle düşmene izin mi verseydim evlat?"

Peter'ın ağzından küçük bir kıkırdama çıkarken imalı bir şekilde etrafına bakındı.
"Şey yine gölün içindeyim ama sen bilirsin."

Tony gülerek başını olumsuzca sallarken bir yandanda iskeleye yaklaşıyordu.
"Tamam söylediğim saçmaydı. Hadi gel çıkalım artık."

Tony kendisini yavaşça iskeleye çekerken Peter'da hemen yanına gelip iskeleye arkasından çıkmıştı. Kısa bir süre sırılsıklam olmuş hallerine bakıp göle doğru döndüler.
"Hatırlat bir daha balık tutmak için buraya gelmeyelim."

Stark FamilyDonde viven las historias. Descúbrelo ahora