Hayat, bazılarına toz pembe olarak en büyük iyiliğini yapıyordu.
Ama herkese eşit davranmıyordu.
Özge Kaya
Tarık Özgün
Oya Sungur
Elis şen
Hayatın Aydınlık ve toz pembe yüzünde büyümüş dört arkadaş.
Sınıflarının değişmesiyle onlarla tanışıyorlar. Ka...
Bu bölümde her şey olmasa da bazı şeyler açıklığa kavuşacak ve en azından kafanızdaki bir kaç soru işareti gidecek. İyi okumalar :) ❤️
(Oya'nın anlatımıyla)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sınıfa girerek sıramıza yerleştik, bakışlarım sınıfta dolaştığında Çağrı'nın ciddi bir şekilde önündeki deftere gömüldüğünü gördüm.
İlk dersimiz kimyaydı ve sanırım onun için çalışıyordu, göz devirmeden yapamadım, bu çocuk fazla derskolikti.
Bende de ders fobisi vardı. Ders çalışmaktan nefret ederdim, öğretmenler habersiz sınav yaparsa bende travma oluyordu. Sınıfın ortasında soru sorulmasından ve derse katılmaktan da ayrı nefret ediyordum.
Aklıma dün şerefsiz kimyacıyla yaptığımız konuşma gelince Çağrı'ya üzgün gözlerle bakmaya başladım, acaba çocuğa ne ilacı vereceklerdi? Pislikler.
Ardından Çağrı'dan bakışlarımı çekerek Ahu'ya çevirdim,'Kız zaten sağlıklı biri değil, biraz daha kafayı yese sorun olmaz.' Ahu'nun geçmişte ne sorunu olmuştu bilmiyordum ama kimya hocası Ahu için hastalıklı demişti. Çağrı için değil, Çağrı'ya neden ilaç vereceklerdi ki?
Çağrı'nın sinirle bir şeyler söylenerek defterin sayfalarını karıştırdığını duyunca tekrar ona döndüm, "Ne oldu?"
Çağrı defterden başını kaldırıp çatık olan kaşlarını düzeltti, "He, yok bir şey. Bu sayfaları dün ezberlemiştim, bir gün olmadan unutmuşum kendime sövüyorum."
Son dediği şeye sesli şekilde güldüm, "Takmasana bu kadar, yüz almazsan dünyanın sonu değil."
Yutkunarak kafasını salladı, "Tabi, dünyanın sonu değil."
"Yani," diyerek önüme döndüm.
Aylin ve Ahu bir şeyler konuşuyordu, Ahu'yla konuşmasam kafayı yiyecektim ama kimseye bir şey belli etmek de istemiyordum. Yine de biraz sohbet etsem fena olmazdı sanırım.
Sıramdan kalkarak Ahu ve Aylin'in yanına gittim, "Merhaba, biraz konuşabilir miyiz?"
Kafalarını kaldırarak kimin geldiğine baktılar, Aylin ayağa kalkarak oturmam için yer verince gülümseyerek çok yer kaplamayacak şekilde ortalarına oturup Ahu'ya döndüm, "Nasılsın Ahu'cum?"
"İyiyim, teşekkür ederim. Sen?"
"Bende iyiyim sağ ol."
Ahu önüne dönünce dudağımı kemirmeye başladım, bu kıza ilaç vermelerine bir şekilde engel olmalıydım. Ahu'ya biraz daha yaklaşarak kollarımı beline sarıp sarıldım. Sadece içimden geldi.
Ahu eminim şok olmuş şekilde duruyordu çünkü hareket etmiyordu,"Oya." dedi en sonunda, "Ne yapıyorsun."
Geri çekilerek omuz silktim, "İçimden geldi. Ahu yediklerine falan dikkat et tamam mı?"
