Kasaba Doktoru . HakMin

261 15 10
                                    

Düşünsene...

Bu fani dünyada en sevdiğin kişi ile yana yanasın her allahın günü ama onu sevdiğini kimseye söyleyemezsin. Ona bile...

Ama etrafınızdaki herkes bilir aranızda bambaşka bir bağ olduğunu. Sizde bilirsiniz ama o kadar fazla yaralanmışsınız ki yaklaşmak yeniden bir olmak o yaraları yeniden açabilir.

Hakan ve Mine evli hemde on seneye yakın ama bunu bilen bir tek onlar ve can dostları Turgut.

Yine günlerden Çarşamba acilde fazla iş yoktu Mine sayımları yapıyordu ve Hakan geçerken onu izliyordu. Odasına doğru gittiğinde içinde yine bir kıpırtı vardı. Aslında alışmıştı – yani buna alışabilmek denilebilir se- Mine'ye uzaktan yakın olmayı ama bu aralar onların araları iyi olmaya başlıyordu. İyi demek Mine ona kızgın bakışlar atmıyordu veya Hakan onun için endişelendiğinde Mine kasırgası oluşmuyordu. Sadece yüzüne bakıyordu ve "Her şey tamam Hakan" diyordu.

Odasına vardığını bile fark etmemişti. Sırıtarak masasındaki dosyalara bakmaya başladı ama hemen anladı ki aklı hala Minedeydi. 

"Ah Mine ah beni ne hallere düşürdün yine ben bu çıkmazdan nasıl çıkacağım...."

Kendi kendine söylenerek dosyalara bakmaya başladı ki kapısı tıklandı.

Kapıyı açan Mineydi ...

Hakan kendi kendine konuşarak "Başka bir şey mi düşünseydim? Belki oda gerçek olup odama gelirdi..."

"Bir şey mi dedin sen Kemal?"

Ve yine yaptı en naif ses tonuyla ona Kemal dedi ve Hakan'ın içi yine kıpır kıpır olmuştu. Liseli aşıklar gibi yeniden sırıtmaya başlamıştı, ona soruyu soran kadının sorusunu cevaplamadan sadece ona sırıtarak.

"Şşşt Kemal alo? İyi misin? Sen niye böyle sırıtıyorsun?"

Hakan kendisine gelerek kafasını sallayarak:" Yooo bir şey olmadı sırıtan da yok burda. E durdun orda otur fazla işin yoksa."

"Öyle olsun bakalım. Vallaha iyi olur çünkü hiç işim yok ve bir şe yapmamaktan yoruldum. Onur elimden her işi aldı resmen..."

Hakan Mine'ye baktı sadece.

Mine bunu fark edince oturduğu yerden kendini doğrultarak oturdu. "Yok sende bir şeyler var bunun kokusu çıkar ortaya. Haydi ben kalkayım senin sohbetine doyum olmuyor. Allah allah burda oturmuş sırıtıyor adam."

Mine de fark etmeden sırıtmaya başladı odayı terk edince. O da farkındaydı aralarındaki buzların - Mine'nin koyduğu o buz dağların – eridiğini. Bu erime Hakan'ı korkuttuğu gibi Mine'yi de korkutuyordu, Hakanı sevmek değil onu korkutan çünkü o his asla gitmemişti. Onu korkutan bu hislerini artık durduramadığı olmasıydı aslında.

Acile gittiğinde Leyla'nın yanına gitti ve tam o sırada acilden Alkolü  bir hasta giriş yaptı. Elini kesmişti sadece ama gören derdi ki bacağı kopmuş. Elini Mineni yüzüne doğru tutmuş ve ona yalvararak bağırarak "Hemşirreeee ölüyorummmmm nolur bana yardım et noluuuuuuuur" dedi.

Mine gözlerini devirerek: "Tamam beyefendi sakin olun ben iki dikiş atarım hiçbir şeyiniz kalmaz. Buyurun oturun buraya." Adamı sedyeye oturtarak serumu takmıstı

Adamın eli uyuştuğunuda dikişlere başlamıştı. Dikişler ve serum bitikten sonra adam ayılmaya başlamıştı . Mine adamın yanına gitti ve kalkmasını bekledi.

"Ohhhh başım çatlıyor. Hemşire hanım ne oldu bana? Ah elimde bir acı var."

"Alkolü bir şekilde eliniz kesilmiş bir halde buraya giriş yaptınız. Size serum bağladık ve elinizdeki kesiğe dikiş atık. Her şey yolunda. Kayıt işleriniz için sizin özel bilgilerinize ihtiyacım var beyefendi."

Dizi OneShotWhere stories live. Discover now