Hekimoğlu -AtPek

259 14 0
                                    

Hastanede garip bir şeyler olduğu belli oluyordu.
Ateş işe epey geç gelmişti ama onu arayan bir Orhan veya ona fırça attan bir İpek yoktu.

Ateş imzasını attıktan hemen sonra odasına gitti ve ekipten sadece Emre'nin odada olduğunu gördü.

"Nişantaşı diğer turşular nerde? Burda bir gariplik var sanki yada bana öyle geliyor "

"Hocam Mehmet Ali ve Zeynep sizin için polikliniğe gittiler ki İpek hocadan fırça yemeyin diye. Ama dedikodulara göre bugün İpek hocam gelmemiş hastaneye. Ama nedenini kimse bilmiyor."

"Bak sen en iyisi doktorluğu bırak sabah programı falan yap hastane için. Aferin Nişantaşı senden de hiç bir şey kaçmıyor. Haydi bana bir çay kap da gel içelim fırça yemeyeceksem."

Emre gözlerine havaya devirerek Ateşe Muzonun çayından almaya giti.

Emre çayı getirdikten az sonra da Memoli ve Zeynep onların yanına geldi.

"Ooohhh hocam gelmeseydiniz. Biz Zeyno hocayla her şeyi hal etik. Sizin poliklinik mesainiz bitti."

"Ağlama memoli ağlama. Bugün benden üçünüze Tantuuuuni hediye. Bana her zamankinden iki tane. Siz nasıl istiyorsanız öyle alın. Ben bir İpek hocanızın yanına gideyim de durumlar nasıl diye bir sorayım."

Ateş tam yerinden kalktı ki Zeynep ona bakmadan:"İpek hoca hâlâ gelmedi hocam. Kimse ulaşamadı ve Orhan hoca da ulaşamadı."

Bu garipti ...
İpek her zaman işe gelirdi ama asla ve asla haber vermeden işe gelmemezlik yapmazdı. Hiç onun huyu değildi.
"Siz kendinize tantuni alın benimki iptal."

Onun durumuna göre en hızlı şekilde Orhanın odasına doğru girdi. Kapıyı öyle sertçe açtı Orhan yerinden sıçradı.

"Doktor ne yapıyorsun? Adam gibi açamadın bu kapıyı. Neyin var senin böyle?"

"İpek nerde olduğunu biliyor musun? Saat olmuş 1 ama İpek hocamız yok. "

"Ohhh Ateşcim sen senden başkasını mı merak ediyorsun? Doktor kimse İpek'e ulaşamıyor. Ben aradım Aysel aradı ama tık yok. Belki önemli bir işi vardır diye bir şey yapmadık. Hem bize ne?"

Bu cevap Ateşin hiç hoşuna gitmedi ama Orhanın fark etmesini de istemedi.

"Haklısın doktor. Bende daha fırça yemedim diye sordum. Neyse bana senin arabanın anahtarını verebilir misin lütfen? Bir işim var İpek burda yokken halledeyim bari."

Orhan Ateşin nazikçe sormasına şaşırmıştı ama zaten bu gün her şey garipti. Koskoca İpek Tekin işe gelmediyse bir Ateş Hekimoğlu nazik davrana bilir.

Ateş anahtarı alıp hemen otoparka gidip İpekin evine doğru gitti. Kim ne derse desin içi rahat değildi, 20 senedir tanıdığı İpek bunu yapmaz ya bir şey oldu yada olacaktı.

İpekin evine vardığında arabasını kapının önüne gördü. Demek ki evdeydi büyük bir ihtimalle. Evden radyonun sesi geliyordu.

Ateş kapıya vurdu ama İpekten ses Seda çıkmadı. Ateş bir daha kapıya daha kuvvetli bir şekilde vurdu ama ses çıkmayınca yedek anahtarı gizli yerinden çıkardı ve içeri girdi.

"İpeeeeeek?!?!? İpeeeeeek!?!? Bak hocam bu hiç senlik iş değil keyif çekmek. Açmışsın radyoyu son sese kadar ve haber vermeden işe de gelmiyorsun. İpek?!?"

Cevap yok. Ateş iyice tedirgin oldu ama yine de rahat gibi davranmak istedi. Odaları yavaş yavaş gezerek İpeki aramaya başladı. Yatak odasına baktığında yatak hala yapılmamış bir şekildeydi ama ipekten bir iz yoktu. Her odaya baktıktan sonra en sona lavabo kalmıştı.

Dizi OneShotTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon