Bölüm 3

66 14 3
                                    

Bu kapaklı efsane sözü söyledikten sonra o bana bakmadan "salak" dedi. hiç kimse bana salak diyemez çünkü salak değilim ben. Ben de ona "salak sensin, gerizekalı, pislik" dedim o bana sinirle baktı ve o bana sinirle bakar bakmaz zil çaldı ve ben onun bakışından korkmuştum zil çalar çalmaz bir Saniye bile beklemeden hemen koşarak sınıftan çıktım lavaboya gittim biraz daha sınıfta bekleseydim altıma ederdim, ders boyu kendimi zor tuttum, derste hocadan izin almıştım fakat hoca izin vermemişti.

Zil çaldı sınıfa gittim ders matematik idi , matematiği çok severim ve matematikten çok yüksek not alırım, matematikten en yüksek aldığım not 23                                                                                                 herkes sınıfta hocayı bekliyordu. Sınıf Kapısı açıldı yanımda oturan o yakışıklı çocuk gelmişti. Yanıma oturdu 

öfkeyle bakıp "bir daha benim canımı sıkacak hareketlerde bulunursan seni gebertirim"dedi.

Ben de ona "senin canın ıslak tişört mı sıkayım."

Ve hiç durmadan ona "hem ben sana niye sıkayım, ben katil olmak istemem. canına, sana sıkarsam ölürsün ya da yaralanırsın, hem bende silah da yok"

O bana yine sinirle bakıp "sen benimle alay mı ediyorsun kızım "

Ben "ben senin kızın değilim ki, hem seninle aynı yaştayız  nasıl senin kızın olayım ki"

O "Fesuphanallah"dedi sabırsız ve sinirli bir tonda 

Ve o sonrasında bana "bak bir daha bana bulaşma bu okula yeni geldin beni tanımadığın için bu seferlik seni affediyorum. bir daha bana bulaşma "

Ben "virüs müyüm sana bulaşayım oooğlum"

O sinirle bana "yeter! "Dedi

Çok sinirli gözüküyordu sanki ne yapmışım hâlâ hâlâ cık, hayır yani neden birdenbire sinirlendi ki, sanki onun annesini babasını öldürmüşüm, sanki ona küfretmişim, sanki ona hakaret etmişim de sinirleniyor. Tamam hakaret ettim o bana sorsun ama "niye ettin" , evet ona hakaret ettim çünkü o da bana etti, dişe diş göze göz. Hem ona hakaret ettigimi unutmuştur bile. Ee o zaman niye sinirli ki. Manyak, kesin birisine sinirlenip hıncını benden çıkarıyordur kesin

O bana "bir daha bana hakaret etme yoksa seni gebertirim"

Ben "ne zaman sana hakaret ettiğimi gördün beyefendi"

O "derste zil çalmadan önce etmiştin, unutacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun, ben diyeceğimi dedim bana bulaşma eğer canımı sıkacak bir şey yaparsan bu senin için çok kötü olur"

Ben ona hakaret edeli 10-15 dakika geçmişti nasıl unutmadı vay beee ne kadar da güçlü hafızası varmış helal olsun valla hafızası çok güçlü

Ben daha fazla uzatmak istemediğim için "tamam" diyip geçiştirdim

Nihayet öğle arası olmuştu kantine gidip tost aldım tost kaşarlı idi , tostu ısır'ınca kaşarın uzaması bana  o yakışıklı çocuğu anımsattı. Yanıma bir kız gelip "oturabilir miyim boş yer yok'ta" dedi. ben de ona " oturabilirsin"dedim. Kız yanıma oturdu. Kız kıvırcık saçlı kahverengi gözlü beyaz tenli idi orta boylarda idi. 

Kız "benim adım pınar, senin adın ne"

Ben "benim adım Melis" 

Pınarla konuşup sohbat ettik yemeğimizi bitirdikten sonra  bahçeye gittik bir yere oturup sohbet ettik sonra o yakışıklı çocuk ile sabah onunla öpüşen kız beraber bir bank'a oturdular. Kız sarı saçlı mavi gözlü uzun boyluydu. Kız o yakışıklı çocuğu öpüyordu. 

Ben pınara dönüp onları işaret ederek pınara "onlar sevgili mi" dedim

Pınar "hayır"

Ben " o zaman neden öpüşüyorlar"

Pınar "savaş çapkın bir erkektir herkesle öpüşüyor" dedi

ben onun lafını bölerek "onun adı savaş mı"

Pınar "evet onun adı savaş. Dediğim gibi savaş çapkın, ceren savaşa abayı yakmış"

Ben "su getir de söndürelim neresi yanıyorsa"

Pınara telefon numaramı verdim o beni telefonuna kaydetti ben de onu telefonuma kaydettim. Öğle arası bitti sınıfıma doğru gidiyorken birisi bana sertçe  çarptı yere kapaklandım hemen ayağa kalktım bana çarpan kişiye baktım savaş bana çarpmıştı

Ben savaşa " artık ismin savaş değil kalas olsun  yakışır sana"

Savaş "senin de artık ismin Melis değil keriz olsun yakışır sana"

Ben "keriz ne alaka keriz değilim ben"

Savaş "beni sinirlendiriyorsun"

Ben "üzerimde kırmızı rengi yok neden sinirlendin şimdi. Sthbyjkmgfqx"

Savaş anlamayan gözlerle bana baktı. Salak ona espiri yaptım anlamadı.

Ben "öhöm öhöm tamam tamam"

Dedim ve sinifa gittim dersler su gibi akıp geçti. Eve gittim çantamı yere bıraktım annem benim için boyacı çağırmıştı sonrasında boyacı yüzümdeki boyayı cilalayıp gitti.

Akşam sofraya oturdum annem mutfakta idi

 Annem "erişte yaptım, yeriz"

Ben "AAA anne ayıp ama enişte yaptım yeriz falan"

Annem " kızım enişte demedim errrrrrişte dedim"

Yemek yiyip uyudum 

Alarmın o tatlı güzel sesi çaldı okadar nazik ve narin çalıyordu ki alarm, insan alarma bakmaya kıyamıyordu. alarmı ellerime nazikçe alıp gülümsedim ve ben ona "ne güzel çalıyorsun kurban olduğum " dedim ve onu yine duvara fırlattım. Doğallıktan ve sadelikten yana olduğum için kırmızı bir elbise giydim kalın mücevher taktım.bi kaç tane kolye taktım kolyelerimi pazarden 20 liraya almıştım ama bu kolyelerin aynısı şimdi 21 TL olmuş çok büyük bir kâr elde ettim. Makyaj yapmayı çok sevmediğim için bütün makyajları yüzüme bocaladım. Spor ayakkabı daha rahat bu yüzden topuklu giymeyecegim. 5 km lik bir Topuklu ayakkabı giydim. Gördüğüm tüm takıları taktım çantamı alıp sofraya oturdum 

annem beni görünce bana " kızım baloya  mı gidiyorsun" dedi

Babam da şakasına "aaaa kızım baloya gidiyorsun ama bizi davet etmiyorsun"

Ben "ya anne baba offff uffff"

Kahvaltı yaptıktan sonra okula doğru yürümeye başladım kulağıma çığlık sesleri gelmişti çığlık seslerine doğru gittim savaş bir çocuğu dövüyordu çocuk on yedi, on sekiz yaşlarında idi.  Savaş ve o çocuk beni gormemislerdi ben telefonumu çıkardım ve onları videoya çektim

Sessizce güldüm "hihihihi savaş şimdi bittin sen"



Oy vermeyi unutmayın 








PşikopitimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin