43. BÖLÜM

1.5K 69 18
                                    


" Yağız"

"...."

" Yağız, uyumadığını biliyorum numara yapma, evine mi bırakayım seni babanlara mı?"

Kafeden çıktıktan sonra neredeyse ilk kez sorunsuz ve gayet keyifli geçirdiğimiz geceyi biraz daha uzatmak adına yarım saatlik yolu kırk beş dakikada hâlâ bitirememiştik. Aslında tamamen benimle ilgiliydi. Ben bitirememiştim yolu. Yağız radyoyu kapatmama engel olduktan sonra gayet rahatsız bir pozisyonda başını dizime koymuş öylece yarı yatar halde kalmıştı. Sızmış uyuyor numarası yapıyordu. Çok belliydi, zaten öyle aman aman bir alkol aldığı da söylenemezdi. Daha önce ki tecrübelerimden yola çıkarak söylüyorum ki, bu gece aldığı alkol değil sızmak onu yürürken sendeletmezdi bile. Yani kolunun altına girip arabaya kadar taşımama da gerek yoktu ya, neyse...

" Yağız... Sana söylüyorum, bir cevap ver yada seçimi ben yapacağım bak."

"......."

" Pekala, babanlara bırakıyorum o halde seni."

Direksiyonda boşta duran elimi yavaşça alıp dizime koyduğu başının üzerine, dağılmış fakat yinede fazlasıyla havalı görünen saçlarının arasına yerleştirdi.

" Parmaklarının saçlarımın arası da dolaşmasını özledim. Eğer biraz bu özlemimi giderirsen nereye gideceğimizi söylerim."

Yaptığı hareket tuhaf hissettirmişti. Elimi ne tam anlamıyla başına bırakabilmiştim ne de çekebiliyordum.

" Gideceğimiz yer degil, gideceğin yeri söylemeni istedim.  Ben seni bırakacağım sadece. Ayrıca ne saçmaladığını anlayamadım, ben hiç saçlarınla oynamadım ki." Dedim, gözümü hiç yoldan ayırmadan.

" Ben saçlarımla oynanmasını çok severim biliyormusun? Çocukken geceleri annem dizi izlerdi, dizine yatardım böyle kedi gibi, o da saçlarımla oynardı acayip hoşuma giderdi."

Demek sadece duymak istediklerimizi duyuyoruz, çok güzel...

" Tamam işte, gidince yatarsın yine dizine, o da büyük bir zevkle okşar eminim saçlarını. Şimdi rica etsem kalkabilir misin? Gelmek üzereyiz zaten." Elimi başından çekip devam ettim.

" Anladığım kadarıyla özlediğin kişi de, saçını okşamasını istediğin kişi de ben değilim zaten, sarhoş olduğun için karıştırdın sanıyorum."

" Biliyormusun?" Hâlâ başı dizimdeyken sordu.

" Neyi?"

" Ben bu yaşıma kadar senden başka hiç kimseye, hiç bir şeye özlem duymadım. Seninle birlikte geçirdiğimiz bu kısacık zamanda,  birlikte yaptığımız ya da yapabileceğimiz her şeyi öyle çok özlüyorum ki, sana nasıl anlatacağımı inan hiç bilmiyorum, ve  evet tahmin ettiğin gibi sarhoş falan değilim." Dedi, ani bir hamleyle yerinde doğruldu.

" Numara yaptığını biliyordum." Dedim şaka yaptığını var sayarak, ufacık bir gülümsemeyle yüzüne baktım, sonra hemen yola döndüm. Derin mevzulara girmeye hiç niyetim yoktu. Bu gece sözleriyle ve yakınlığıyla yeterince aklımı başımdan almış ve almaya da devam ediyordu. Sanki hiç duymamış gibi yapmaya çalışıyordum ne kadar zor olsa da. Duyarsam kanardım, hemen inanır yine yarı yolda kalırdım.

Kemal amcaların evinin önüne gelmiş yavaşça durmuştum. Bir süredir bakışlarını yüzümden çekmediği için geldiğimizi farketmediğini düşünmeye başladım.

" Yardıma ihtiyacın yoktur diye düşünüyorum ama, istersen yine de kapıya kadar eşlik edebilirim sana."

" Özellikle yapıyorsun değil mi?"

SIĞINTIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora