Jin'in kamerası sizlere ömür

121 9 0
                                    


Jungkook'un ani mesajından sonra eli ayağı birbirine dolaşan jimin'in yanındaki kabinde kahkahalar yükselirken , jimin bir kez daha arkadaşlarına lanet etti.

"Çık lan ordan bak jungkook geliyor nolursun çık!"

"Hoseok kutsal görevi bana bıraktı olmaz gidemem"

"Tacizci misiniz arkadaş mısınız belli değil nolur siktirin gidin şurdan" Tuvalete girdikden sonra fark etmesiyle yanında olması bir olan Jin hyungu yanındaki kabine girdikten sonra heycanla konuşmaya başlamış , Jungkook ile şimdiye kadar ne yaptığını ve neler yapabileceğini sormuş , 360 pikseli zor gösteren kamerasını boynundan indirmeden beklemişti.

"Jin hyung canım hyungum , güzel hyungum , gözünün yağına ekmek bandığım hadi ba-"

Baskın yapar gibi açılan kapıyla susmak zorunda kalan çocuk , hemen yan kabinden gelen sessiz kıkırdamalara aldırmamaya çalışarak kendini azda olsa sakinleştirdi.

"Jimin!" Jungkook , sinirli çıkan sesiyle seslendiği çocuğu ararken , jimin ellerinin titremeye başladığını hissetti.

"Jungkook?"

"Aç kapıyı kızmayacağım tamam" Jimin tereddütle kapıyı açarken küçük olan sırıtmasını saklamak için uğraşmadı. İlk başta araladığı kapıdan ufak bir göz atan jimin , dışarı çıkamadan diğerinin kendisini iteleyerek zorla girdiği kabine sırtını yaslamak zorunda kaldı.

"Ne yapıyorsun iki saattir?"

Jungkook'un boynunda hissettiği nefesler vücudunu titretirken , normalden yakın pozisyonları ve hâlâ sinir bozucu sırıtmasıyla duran yüzü jimine zerre yardımcı olamamakla beraber , dahada zor bir durumda olduğunu hissedebiliyordu.

"Tuvalette ne yapabilirim jungkook?"

"Bilmem." Jiminin omuzlarında hissettiği eller , karşısındaki kendisinden hafif uzun boylu bedene yakınlaşmasına sebep olurken dudaklarının üzerinde hissettiği sıcak dudaklarla kalbinin bir kez daha durduğuna yemin edebilirdi.

Hareket etmeden dururken , öpmesi için yalvarmamak için zor durdurdu kendini.

"Ne yapıyorsun?" Fısıldayarak sordu. "Ne yapmamı isterdin?" Bunun üzerine gülümseyen jimin , karşısındaki çocuğu belinden tutup pozisyonlarını değiştirdiğinde , jungkookun nihayet sırıtması bozulan yüzünü gördüğü gibi bu sefer kendisi gülmeye başladı.

Daha fazla uzatmak istemeyen jungkook , jiminin omzundaki ellerini boynuna çıkardığında , birleştirdiği dudaklarıyla çıkan sesler ikisininde umrunda değildi. Dudaklarına tezat soğuk ellerin tişörtünü sıyırıp çıplak beline temas etmesiyle irkilirken , daha da hırsla öpmeye başladı hayalindeki dudakları.

Fakat hemen arkasından gelen ufak çaplı ses ikisininde elektirik çarpmış gibi ayrılmasını sağladı. Jimin ne olduğunu yeni idrak etmişcesine başını yukarı çevirdi.

"Orospu çocuğu." Jin nasıl çıktığını anlamadığı kabinin duvarında kafasını sarkıtmış , kamerası elindeyken gülmemek için zor tuttuğu suratıyla onları izliyordu. Jungkook anında kızaran yüzünü elleriyle kapatırken , jimin çoktan çığırmaya başlamıştı.

"Ne yapıyorsun amına koduğum. Hyung dedik bağrımıza bastık , en sapığıda senmişsin şerefsiz . Sen varya..."

______

"Ya civcivim gerçekten özür dilerim. Hoseok tehdit etti vallahi yoksa bizimde özel hayata saygımız var yaparmıyız hiç öyle şeyler . Tanıyorsun sen beni bak şeytan bu hoseok nasıl korkuttu gözümü inanamazsın , kara listeye bile alamadım o derece korkuttu gözümü-"

"Sus lan abartma rica ettik sadece."
Diyen hoseok tüm suçun kendinde olduğunu biliyordu ama nasıl olsa piçlik diye seokjin hyungunu yalanladı.

Tuvalette jimin tarafından hırpalandıktan sonra Jin , yaklaşık bir saattir kendini affettirmeye çalışıyordu ve onu yine jimin dışında kimse dinlemiyordu. Hatta o bile şuan dinlemiyordu.

Utanç içinde çıktıkları tuvaletten sonra jungkook her ne kadar kaçmaya çalışsada jimin izin vermemiş , ne kadar mümkün bilmesede arkadaşlarının artık düzgün bir imaj çizmelerini istediği için boş buldukları ilk çardağa oturduklarında Jin arkadan olmak üzere diğerleride gelmişti.

Hoseok , yoongiye sanayide yardım edeceği bahanesiyle -nasıl bir sanayi olduğunu kimse bilmiyor- kendi açtığı belaya katılmasa bile jimin diğerlerini canlarından bezdircek kadar azarlamıştı.

"Ulan hadi hoseok hyung mal taehyung da mal . Tamam jin hyung da mal . Ama sendemi malsın be namu hyung"

Namjoon laf çarptırılmasına rağmen çokda siklemediğini belirten bakışlarını jimine çevirmiş , ardından da kolunun altına aldığı jungkooka da gözlerini gezdirmişti. "Rica ettiler bende yaptım. Açıkcası çokda önemli değildi ne ağladın."

"Öz abim doğru söylüyor." Yanağının içini dişleyen taehyung pişman olmadıklarını belli etmek istermişcesine dik dik baktı.

"Hem suçlu hem güçlü." Jungkook yasladığı omuzdan ayırdığı başıyla oturduğu yerde dikleştikden sonra elini uzattı. "Her neyse , daha önce az çok tanışmıştık ama bence yeni bir başlangıç yapalım. Bir daha tekrarlanmaz , kimsede zor durumda kalmamış olur. Ben jungkook."

Jimin tartışmayı uzatmak istiyormuş gibi yüzüne baktığında umursamadı diğeride daha fazla üstelemedi.

"Taehyung bende , grubun zekisiyim. Bensiz pek birşey yapamıyorlar , doğum günü dahil."

"Her seferinde zorla kendini davet ettiriyorsun."

"Zırlama veled." Jin sesini incelterek taklit ettiğinde birazdan gelecek yumruktan kaçınmak için namjoona sokuldu.

"Neyse ne. Namjoon bende , sizi tanıştıran ilah benim zaten."

"Bende jin , beni zaten biliyorsun sen."

Taehyung ortaya atlayarak "Malesefki biliyor." diyerek jini daha çok sinirlendirmeyi başarmıştı.

"Sana sormadım."

"Birde hoseok var. Kendisi şuan burada değil ama oda çok seviyor seni."

Batmaya başlayan güneş kendini gösterene kadar orada oturdular. Jimin ne kadar yalvarsada diğerleri küçükken yaptığı rezillikleri anlatmaktan geri durmadı. Kahkahaları soğuk havaya karıştı.

Jiminin gözü küçüğünün gülüşüne takılı kalmıştı."Böyle güleceksen hep rezil olabilirim ben." Jiminin koluna sardığı eliyle yüzünü ona dönen jungkook gülümsediğinde , namjoon yüzünü buruşturdu.

"Iyy aşk böceklerine bak."

Aradan geçen saatlerden sonra eve dönmeye karar verdiklerinde , jin yokladığı cebinde aradığını bulamadığında diğerlerine hızlı bir bakış atmıştı. Yürümeyi bıraktığını fark eden taehyung çocuğun yanına adımlamıştı.

"Ne oldu ?"

"Kameram yok." Diğerleride arkadaki ikilinin duraklamasıyla durmuş , jinin panikle sarf ettiği cümleden sonra ise namjoon etrafa bakınmaya başlamıştı. O sırada jimin ellerini saçından çekip deli gibi kamerayı arayan çocuğun yüzüne baktı.

"Arkadaşlar ya , jinin kamerası sizlere ömür..."










-Uzun bi bölümle döndüm çünkü 1 haftadır bölüm atamıyordum. Umarım güzel bir bölüm olmuştur. İyi okumalar oy vermeyi unutmayın ❤

𝑊𝑎𝑡𝑒𝑟𝑓𝑎𝑙𝑙 𝑜𝑓 𝑠𝑚𝑖𝑙𝑒𝑠 / JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin