DİLÂZÜRDE [ASKIDA]

9. BÖLÜM ''HAYVAN ÇİFTLİĞİ''

''Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.''
(Shakespeare)

Hamlet kitabında etkilendiğim bu cümle bana daima gitmek ve kalmak arasındaki farkı sorgulatırdı.

Gitmek ya da gitmemek, işte bütün mesele bu...

'Hayat giden için mi daha zordur kalan için mi ?' sorusu aklıma geldiğinde giden için daha zor olduğunu düşünürdüm. Ben sürekli giden olduğum için kalanların ahvalini bilmiyordum. Bu yüzden kalan için kolay, giden için zor olduğunu düşünürdüm. Bazen ikisinin de eşit olduğunu...

Aslında olayların menbasına baktığımızda iki taraftan da giden bir takım şeyler olurdu.

Mesela terk edildiğiniz zaman biri sizden gitmiş olurdu, terk ettiğiniz zaman ise sevmemiş olsanız bile o kişiyle olan alışkanlıklarınızdan bazıları sizden giderdi.

Gidişler hep bu kadar acı verir miydi insana ?

Yaklaşık bir kaç saattir kalbimdeki bu soru, yara olmuş ve nasırlaşmış gibi hissediyordum. Size içimdekileri, hissettiklerimi nasıl tarif ederim bilmiyorum...

Yaşadığım aşk mıydı sevgi miydi hoşlantı mıydı bilmiyorum ama hepsini hissediyordum. Şimdiye kadar yaşadıklarımın ta derinlerime kadar işlediğini biliyordum sadece.

Zaten aşk dediğimiz bunların bütünü değil midir ?

Seveceksin de hoşlanacaksın da ama en zoru, için parçalansa da vazgeçmek istesen de bunu yapamayacaksın. Çünkü aşk ve sen, et ve kemik gibisinizdir artık. Sizi ayırmak için meşakkatli bir ameliyat gereklidir. Fakat şu anda 23 yaşında olan Aygen böyle düşünmüyordu. Bu düşünceler 17-18 yaşlarında olan Aygen'in düşünceleriydi. Şu anki yaşım, bunları düşünmek yerine sadece sorguluyordu.

Neden hep böyle olurdu ?

Birini severdik o ise eninde sonunda bizi bırakıp giderdi. Gitmese bile bize yaptığı en önemli eylem, acı çektirmekti. Bir gün sever, altı gün ağlatırdı. Bir gün bulutların üstüne çıkarırken, öbür gün yerin dibine hatta magmaya yakın yerlere kadar indirirdi bizi.

Neden verdiğimiz karşılığı alamıyorduk ?

Bir aşkta iki tarafta çok seven olmuyordu hiçbir zaman. Hep bir taraf daha fazla seven... Bir taraf daha fazla kıskanan... Bir taraf daha fazla mülayim... Bir taraf daha fazla alttan alan olurdu...

Neden bu eşitlik bir türlü sağlanamıyordu ?

Benim onu sevdiğim gibi beni sevseydi olmaz mıydı ?

Daha fazlasında gözüm yoktu zaten.

Kırmızı bir gül goncası masum bir aşkın veyahut duygunun ifade edilmesinde kullanılmakta olan bir bitkidir.

Ben ona karşı içimde bir gül goncası beslemiştim.

Masum bir aşkla...

Şu anda o gül goncasını aşkla değil acıyla suladığımdan dolayı boynu büküktü. Bana hüzünlü gözlerle bakıyordu.