YANSIMALAR

Dolunay (tılsımlı ayna)

Deniz o sabah neşe ile uyandı.saat sabah 07:00 a geliyordu.hava kapalıydı,her an yağmur yagabilirdi.uyandigi en güzel ve en huzurlu sabahti.uzun süre sonra kendini rahatlamış hissediyordu.bugun sali günüydü ve 16:00 a kadar dersi vardı.sonra cafeye geçecekti.aksam da iş çıkisi can la buluşuruz diye düşünuyordu.yataktan doğruldu telefonuna baktı.can dan ne mesaj ne de arama gelmemişti,daha erken olduğundan, uyanmadigini düşündü.guzel bir duş almak için banyoya gecti.uzun zaman sonra,kendini öyle iyi hissediyordu ki,banyo da keyifle şarkı soyluyordu.
Ele avuca sığmazdı deli gönlüm
Bir zamanlar nerdeydi şimdi nerde
İster güneş ol yak beni
Yağmurum ol ağlat beni
Aklım başka
Duygularım başka yerde
Bir deli rüzgar savurdu
Beni böyle umutlu tutsak
Benim altın kafeste
İster güneş ol yak beni
Yağmurum ol ağlat beni
Zincirleri yüreğimin artık sende

Keyifle duştan çıkıp dolabının başına geçti,bugün çok güzel olmak istiyordu,yeni aldığı kırmızı deri ceketini çıkardı.
siyah dizleri yırtık model bir kot pantolon,üzerine siyah kısa bir bluz seçti. ceketini de giyip aynada kendine bakti.oldukca şık görünüyordu.saclarina düz fön çekmis,kirmizi bir de ruj sürmüştü.hafif bir göz makyaji yaptıktan sonra artık hazırdı. mutfağa gecip defne ve kendisi için tost yapmayı düşündü o sırada kedisi gece yanına geldi.ona mamasını verip biraz oyun oynadi.defne üzerini giyinmiş, hazırlanmış şekilde denizin yanına gelmişti.guzel bir kot etek,beyaz bluz ve siyah da bir deri ceket giyinmişti.ikiside oldukca güzel bir sabaha uyanmisti.ayak üstü birer tost yedikten sonra evden ayrıldılar.
İkiside araca doğru ilerledi, defne denize şoför koltuğunu işaret etti
"Hayır,Defne sen sürermisin lutfen, ben henüz kendimi çok hazır hissetmiyorum."
"Bence sürebilirsin deniz,biraz bu konuda kendine güvenmen lazim,zaten sürebiliyorsun,biraz dikkatli olman yeterli olucaktir''
"uzun zamandir suremeyince,Trafik gözümü korkutuyor,hala acemi sayılırım.bir kaç deneme ve pratik yaptiktan sonra hazır hissedebilirim. hadi şoför koltuğuna geçte gidelim bir an önce,yoksa gecikecegiz."diyerek gülümsedi.

Kizlar okula doğru yola çıkıp ilerlerken,deniz dusunceliydi.can i merak ediyordu.Saat dokuzu geçmişti ama halen can denize geri donmemisti.onu aramayi düşündü.telefonu eline aldı, ancak can'in telefonu kapalıydı.beklemekten başka çaresi yoktu.
Okula varıp arabayı park ettikten sonra derse girmek üzere ayrıldılar.defne nin dersi bir saat daha erken bitiyordu.deniz hala can i düşünüyordu.
"Defne sen ders bitince araç ile kafe ye geç istersen, beni hiç bekleme,zaten yakın yureyerek gelirim.orada görüşürüz."diyerek dersliğe geçti.
derste de hep can aklının bir köşesindeydi. Saat,oglen olmasına rağmen henüz bir geri dönüş olmamıştı.deniz in modu düşmüştü,sabah ki keyifli halinden eser kalmamisti.saat dört te ders bitince,yürüyerek kafeye defne nin yanina geçti.can i tekrar aradı ancak yine kapalıydı.iyiden iyiye merak etmeye başlamıştı!neredeydi,napiyordu bunca saat,bir mesaj bile atamiyormuydu?
Deniz üzgündü ,babası ve babaannesiyle geçirdiği bir çok şeyi aştığı bir günde guzel bir sabaha uyandığı böyle bir günün ardından,can a canını sıkmisti.şimdi bir mesaj bile atamayacak,haber veremeyecek kadar ne olmuştu.neden böyle yapıyordu.bir sebebi vardı tabi ki ama bu haber vermesine engel olamazdı.

Deniz kafeye moreli bozuk bir sekilde geldi. Kafe sakindi.defne denizi öyle üzgün görünce hemen yanına geldi.
''Deniz iyimisin canın sıkkın gibi.can mi ?''
"Defne ben can a ulaşamıyorum.dun çok güzel,romantik bir şeyler hazırlamıştı.tarabya da tekne ile açıldık,boğaz turu yaptık.yemek yedik.babamdan konuştuk sohbet ettik.sonra beni Sarıyer e babamın evine götürdü,orada ayrıldık.ben babamla konusup sorunlarımı hallettim.can benimle konuşunca hak verdim ona ve babama bir adım atmak istedim onu çok özlediğimi hissettim görünce.hatta bak çantama koymuştum, bana bu hediyeleri almış"diyerek bilekliği ve kolye yi gösterdi.

''Deniz mutlaka seni arar üzülme bu kadar!bak can onca güzel şey yapmış,bir açıklaması vardır muhakkak.''
''Ne bileyim biz yeni cikmaya başladık eğer bir mazereti varsa kısa bir mesajla haber verebilirdi,anlamıyorum gerçekten!bu erkekler bir öyle bir boyle mi hep?neyse ben bar bölümüne geçiyorum,biraz oraları toplayıp kafamı dağıtayım.yavas yavaş kalabalık olmaya başlar saat beş e geliyor.''