Bolum 2: Akdenizde ilk Aksam

40 11 12
                                    

BÖLÜM 2: AKDENİZ'DE İLK AKŞAM


Antalya Girit Napoli

İskenderiye güzeli

Demir alalım limandan

Her limanda bir sevgili

...

Kaptan Aleksandro'nun gemisi Antalya'dan uzaklaşarak Akdeniz'de yol alıyordu. İzzet ise ilk kez böyle uzun yola çıkıyor, yabancı bir ülkeye gidiyordu. O yıllarda Mısır'daki İskenderiye şehri İngilizlerin sömürgesi durumundaydı. 

İzzet, geminin (kıç dedikleri) arkasına geçerek gözden kayboluncaya kadar Antalya'yı izledi. Birkaç saat sonra tamamen kaybolduğunda geminin üst tarafındaki Kaptan Köşkü'ne çıkarak dümendeki Kaptan Aleksandro'nun yanına geldi. Hüzünlü olduğu her halinden belli olduğunu anlayan Kaptan Aleksandro, dümeni ona teslim ederek biraz teselli bulmasını sağlamaya çalıştı. Kendisi de geminin deposuna göz atmak için merdivenlerden aşağı inerek gözden kayboldu.

Gemi yelkenlerini açmış, kürek çekenler dinlenmeye başlamışlardı. O gün poyraz vardı ve geminin yelkenlerini şişirerek gideceği yönde daha hızlı yol almasını sağlıyordu. Akdeniz'in yosun, balık ve iyot kokulu havasını derin derin içine çeken İzzet hala dümendeydi ve Kaptan Aleksandro da biraz sonra göründü. Onun işaretiyle dümeni devreden İzzet, kollarını kavuşturarak yanında beklemeye başladı. Bir süre hiç konuşmadılar ve Kıbrıs adasının doğusundaki Karpaz burnu uzaktan görününce Kaptan Aleksandro konuşmaya başladı:

"Kıbrıs'a hiç geldin mi?"

"Evet, Lefkoşa'da halamlar oturuyor. Geçen yıl bayramda gitmiştik ailece."

"Güzel yerdir Kıbrıs, ben henüz ayak bile basmadım ama her tarafı yemyeşil ağaçlar, pırıl pırıl bir denizi var."

"Öyledir. Lefkoşa, Magosa ve Girne çok güzeldir. Bir hafta kalmıştık, halamın oğluyla birlikte bisikletle gezdik her tarafını. Türkler ve Rumlar birlikte barış içinde yaşarlar burada. Dinleri ve inançları farklı olsa da yaşam kaygıları ve kültürleri aynıdır."

"Doğrudur ama İngilizler çok uyanıktır. Adayı sözüm ona kiralayıp iki halkı birbirine düşman ederek tamamen el koymayı düşünüyor olabilirler. Bunu başka ülkelerde çok yaptılar çünkü. Zihinleri sömürge üzerine kuruludur onların. Üzerinde güneş batmayan İmparatorluk kurdular."

"Haklısınız, benim pek siyasete aklım ermez ama Girit ve Rodos'ta yaptıklarını, Türkleri nasıl Ege adalarından çıkardıklarını bütün İstanbul gazeteleri yazdı."

"Ben de takip ettim karaya çıktıkça okuduğum gazetelerden. Bizim İtalyanlar da sömürgeciliğin tadını almaya başladılar. Afrika'da ve Amerika'da bazı yerleri sömürgeleştirip hem Katolik Hristiyanlığı yaymak hem de ülkeye ek gelir ve ucuz işçi sağlayarak kaynaklarını aktarmak istiyorlar."

"Osmanlı da İslam'ı yaymak bahanesiyle birçok ülkeyle savaştı ama şimdiki hali içler acısı biliyorsunuz."

"Neyse, bunları geçelim biz istersen. Denizde siyaset ve din konuşulmaz, güzellikler ve iç açıcı şeylerle zaman geçirilir. Kâğıt oyunları bilir misin?"

"Hayır, arkadaşlar oynardı ama ben sadece izlerdim. Hiçbir kâğıt oyunu bilmem."

"Burada zaman geçirmek için oynarız. Biz denizcilerin hemen hepsinin de kamburu vardır. Nedeni sürekli masa başında kâğıt oynamak için eğilmemizdir."

Her Limanda Bir SevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin