Bolum 3: Iskenderiye Limani

29 10 11
                                    

BÖLÜM 3: İSKENDERİYE LİMANI


Çok uzak yollardan geldim

Seni görünce vuruldum

İlk aşkımı sende buldum

İskenderiye güzeli

Her limanda bir sevgili

...

Kaptan Aleksandro'nun gemisi İskenderiye Limanı'na doğru hızla yol alıyordu. Rüzgârı kuzeyden yakaladıkları zaman yelkenleri açıyorlar ve daha hızlı hareket ediyorlardı. İskenderiye'ye yaklaşırken Kaptan Aleksandro İskenderiye Feneri'nin hikâyesini anlatmaya başladı:

"İskenderiye Feneri dünyanın yedi harikasından biridir. Ancak 1302 yılındaki bir depremde yıkılmış ve bir daha yapılmamış. İlk yapıldığında kaidesi ile birlikte 135 metre yüksekliğindeymiş ve beyaz mermerden yapılmış. Tepesinde bulunan tunçtan yapılmış büyük bir ayna, deniz tarafında 40 mil uzaklıktan görülüyor ve limana giren gemilere rehberlik ediyormuş. Alt bölümü dikdörtgen şeklinde ve yaklaşık 55 metre, orta bölüm silindir şeklinde ve yaklaşık 27 metre yüksekliğindeymiş. Üst bölüm ise yine silindir şeklindeymiş ve üzerinde sürekli yanan bir alevin bulunduğu odası varmış. O zamanlar denizciler için çok yararlı olmuş ve ışıkları gece olduğunda daha da uzaktan görünüyormuş. Burası aynı zamanda Süveyş Kanalı'nın da girişi sayılır. Süveyş Kanalı'nı da sana daha sonra anlatırım."

Yaz günleri olduğundan Akdeniz'de fazla esinti olmasa da yelkenlerin büyüklüğü ve rüzgâr olmadığında çekilen küreklerle şimdiye kadar olmadığı bir hızla İskenderiye Limanı'na yanaştılar

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Yaz günleri olduğundan Akdeniz'de fazla esinti olmasa da yelkenlerin büyüklüğü ve rüzgâr olmadığında çekilen küreklerle şimdiye kadar olmadığı bir hızla İskenderiye Limanı'na yanaştılar. Yarım günlük bu erken geliş Kaptan Aleksandro kadar gemideki diğer mürettebatı da oldukça şaşırtmıştı. Akşama doğru varmaları gerekirken, öğle üzeri limanın bir mil kadar açığına demirlediler ve gemi süvarisi belgelerle birlikte bir filikayla karaya çıkıp İngiliz görevlilerden limana yanaşma izni istedi.

Geminin yükünü, mürettebatını ve firmanın yetki belgelerini inceleyen sivil görevliler gerekli imzaları atıp mühürleri bastılar ancak limanda görevli İngiliz askerlerin komutanının da bu evrakları inceleyip onaylaması gerekiyordu. Bu çifte uygulama gemi süvarisinin canını sıksa da kabul etmek zorundaydı ve askeri görevliye de evrakları sunup onayını aldıktan sonra teşekkür edip dışarı çıktı. Gemideki Kaptan Aleksandro'ya resmi işlemlerin bittiğini, limana yanaşabileceklerini kollarını sallayarak işaret etti.

Bir saat sonra gemi İskenderiye Limanı'na yanaşmış, tayfalar ve yerli halktan buldukları hamallarla yükünü boşaltmaya başlamışlardı. Kaptan Aleksandro ve İzzet gemiden inerek karaya ayak bastılar. Öğle vakti olunca ikisinin de karnı acıkmıştı. Ne kadar lezzetli olursa olsun gemideki deniz ürünlerinden yapılan yemeklerden ikisi de bıkmışlardı ve limanın arkasındaki bir lokantaya doğru yürüdüler. Kaptan Aleksandro buraya sık sık geldiğinden bu sokakları avcunun içi gibi biliyordu. Yine her zaman gittiği bir lokantaya giderek bir masaya oturdular.

Her Limanda Bir SevgiliOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz