10

1.2K 112 45
                                    

Yemekler yendikten sonra birlikte sofrayı toplamışlardı. Bir kaç saat sonra ise hava tamamen kararmıştı. Deren ateşi yakmış ve hep beraber ateşin çevresine sıralanmış sohbet ediyorlardı. Alin ve ablası ise ilk defa beraber bir aktivite yapıyordu. Ve sanırım ikisi de bu durumu sevmişti. Alin başta bu teklifi kabul ettiği için pişman olmuştu ama şuan iyi ki kabul ettim diye düşünüyordu. Ailesinden uzak harika zaman geçiriyordu. Şu sıralar tam da ihtiyacı olan şeydi aslında.

Ateş başında konuşan ilk kişi feyza olmuştu

" Hadi doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım "

" Çok klasik ya ayrıca çok az kişiyiz ve biz alinden büyüğüz yanımızda rahat olamayabilir " diyen hülya olmuştu.

" Aslında benim için sorun değil oynayabiliriz " dediğimde ablam kaşlarını yukarıya kaldırarak bana bakmıştı. Şaşırmış mıydı o ?

" Pekii oyunu sorun edeceğini düşündüğünüz kızımız da oynamayı kabul ettiğine göre oynayabilir miyiz artık " diyen feyza olmuştu bu söylediğinin aksine kimse bir şey söylemeyince Feyza yanında ki gazoz şişesini eline alıp gelip tekrar alin' nin yanına oturmuştu . O yanına oturunca daire tamamlanmıştı.

" Evett ilk ben çeviriyorum " diyip elinde ki şişeyi yere koyup çevirmeye başlamıştı
Ve şişe durduğunda şişenin soru kısmı derene cevap kısmı ise alin'e gelmişti.

" Evet sor bakalım derencim kardeşine "

" Doğruluk mu cesaretlik mi" diye soran deren olmuştu alin ise hemen

" Doğruluk" demişti.

" Bu hayatta en çok değer verdiğin insan kim " dediğinde ufak çaplı bir durgunluk yaşamıştı alin çünkü şu hayatta değer verdiği kimse yoktu aslında vermeye değecek kimse yoktu. Ama şu sıralar onunla ilgilendiği için az da olsa ablasına değer vermeye başlamıştı hâlâ ona kızgın ve sinirli olsa da yanında olduğu için ona karşı ön yargısı azalmaya başlamıştı. Peki bunu söylemeliyim diye kendi kendine düşünürken söylememeye karar vermişti. Ablası şuan böyle bir itirafı hak etmiyordu.

" Aslında bakarsan değer verdiğim hiç kimse yok" dediğinde feyza derenden önce konuşmaya başlayıp

" Nasıl yok saçmalama "

" Yok işte "

" Arkadaş sevgili aile hiç mi yok "

" Hiç yok "

" Peki ya ben " diye masum bir şekilde soran deren olmuştu alin bir süre daha sessizliğini korumaya devam ederken söze atlayan yine feyza olmuştu.

" Kıza ne yaptın da seni sevmiyor aşkım " diyip derenin koluna hafifçe vurunca deren sert ve delici bakışlarını feyzaya sunmuştu. Feyza bu ani tepkinin ardından bir tık geri çekilip susmaya karar vermişti. Bu gergin ortamı dağıtma görevi yine ortamda ki uzman kişiye düşmüştü. Hülya yine görevini yapıp sevgilisinin elini tutup onu sakinleştirmiş ve konuşmaya başlamıştı.

" Oyun daha yeni başlıyor hemen surat asmayın kızlar " diyip şişeyi eline almış ve bu sefer o çevirmeye başlamıştı. Şişenin soru kısmı alin' e cevap kısmı feyzaya gelmişti.

" Evet sor bakalım ufaklık gerçi sen bana ne soracaksın ki " dediğinde alin

" Doğruluk mu cesaretlik mi " diye sormuş

" Doğruluk "

" Peki ablamla hülya ablamdan sakladığın bir sırrın var mı ya da söylediğin bir yalan "

" Sen cidden " diyip durakladıktan sonra konuşmaya başlamıştı. Deren ve hülya ise pür dikkat feyzaya odaklanmıştı.

" Şey, yani yalan sayılmaz ufak pembe bir yalan söyledim "

OLMAZLARA İNAT Where stories live. Discover now