11.bölüm

427 12 4
                                    

Damarlarımdaki kan kalbimden tüm hızıyla beynime sıçrıyor, yine aynı hızla geri kalbime iniyordu. Ne sağlıklı düşünebiliyor, ne de sağlık...

Sağlık neydi ki?

Gönülçelen, onun kötü olma ihtimaline karşı bende sağlığa dair tek zerre bulunabilir miydi?

O ki, annemden sonra sevdiğim tek kadındı.

Beni doğurduktan sonra öldü dedikleri ve yıllarca görmeme engel olup, annesiz büyüme neden olsalar da benden vazgeçmeyen annem.

Yıllar geçse de bana geri dönmeyi başaran annem.

Beni bir gecenin şafağında doğurduğu için, adımı Şafak koyan annem. Onu size iki kelimeyle anlatamam, onunla hikayemiz öyle iki satırlık değil ama uzun uzun anlatıp sizi sıkmakda istemem.

Ama sadece, şunu bilin kavuşmamız oğlum ben geldim diyip, sarılıp ağlaşacak kadar basit olmadı.

Neyse Gönülçelen'den bahsediyorduk.

Adı bile bedenimde 1.8 şiddetinde deprem etkisi yaratmaya yeterli.

Onu neden bu kadar sevdiğimi ya da ne ara bu kadar aşık olduğumu anlamadım.

Açık konuşmak gerekirse 10.sınıfta aramıza ilk katıldığında ondan hiç haz etmemiş, hoşlanmamıştım bile.

İki taraflı ördüğü siyah saçları, gözlerine taktığı numarasız yuvarlak gözlüğü ve aşırı mini eteği, ah bir de dar beyaz gömleği iğrençti. 80lerden fırlayıp gelmiş gibiydi ki şükür sonradan tarzını değiştirdi.

Evinin olduğu kata geldiğimde bir an duraksadım. Onunla karşılaşıp, kimliği açık etme cesaretim var mıydı? Ah ne önemi vardı ki, Günülçelen iyi olsundu da, anonimliğim ifşa olsun fark etmezdi. Kapıyı çalıp çalmamak arasında gidip geldim ve sonunda sol elimi yumruk yapıp havaya kaldırıp kapıyı çaldım. Açan olmadı. Ben vuruşlarımı arttırdım bir yandan da zile basmayı akıl ettim.

"Gönülçelen" Ses yoktu ve korkum giderek artıyordu.

Gözlerim nemlenmeye başladı. Artık nefes alacak güç kalmamıştı ki...

Bir ses duydum.

Kahkaha sesleri.

Ve o sesi takip eden adım sesleri merdivenlerden yukarı tırmanıyordu.

Bu seslerden biri bir kadına, diğeri bir erkeğe aitti.

Hızla yukarı çıktım ve dakikalar sonra dakikalarca yumrukladığım kapının önünde gelip durdular.

Gönülçelen?

O iyiydi evet ama artık ben.

Ben iyi değildim.

O şerefsiz, o sapığın omuzuna başını koymuştu.

Ben böyle kahrolurken o...

O adamla içip eğlenmeye mi gitmişti?

Onca şeyden sonra bu olamazdı.

Cidden bu olamazdı.

Zar zor anahtarı deliğe sokup kapıyı açtı şerefsiz ve sonunda içeri girdi ikisi.

Ne hissedeceğimi bilmiyordum.

Bildiğim tek şey bağırıp, çağırıp etrafı yumruklamak dağıtmak istiyordum.

Yapmadım sadece.

0534 540.... İyisin gördüm.

0534 540.... Hatta çok çok iyi...

0534 540.... Ama toparlanmak için seni dağıtan bir adama sığınmanı beklemezdim.

0534 540.... Sanırım ben kendimi çok kaptırdım.

0534 540.... Seninle bir hayat kurma hayaline çok kaptırdım.

0534 540.... Özür dilerim.

0534 540.... Ben

0534 540.... Senin için önemi yok.

0534 540.... Kahretsin.

0534 540.... Gidiyorum.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...

Küfürbaz& Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin