10. Bölüm- Saruhan'ın Planı

19.4K 1.5K 251
                                    

Herkese merhaba!

Yeni bölümle karşınızdayım.

Geçen bölüm yorum sayısı oy sayısını geçti çok mutlu oldum. Umarım hem oylarımız hem de yorumlarımız katlanarak devam eder. Mesela 250 oya ve yoruma bu bölüm ulaşalım olur mu? Satır içi yorumlarınız bana ayrı güzel bir motivasyon sağlayıp yeni bölümü yazmam için hızlandıracak.

Son gelişmelerden haberdar olmak için lütfen takip edin!


insta: elifkaplan3watty

twitter: byfrodoiyimsn #zamanalevi etiketi ile düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.

Keyifli okumalar!

Bugün yol iki saatten daha fazlaymış gibi geldi. Arabamı park ettiğimde rahat bir nefes aldım. Benim için yorucu bir öğleden sonra olacaktı ama daha sabahın psikolojik yükünü üzerimden atamamıştım. Onu atmam için bedenen yorulmam gerekiyordu. Kapı açılınca dışarı dökülmemesi için öndeki karton torbaları alarak arabadan indim. Dün bizi hastaneye götüren adının Rıza olduğunu hatırladığım çalışan koşarak yanıma geldi.

"Yardım edeyim size," derken arabama bir bakış atmıştı.

"Dün tanışamadık, ben Nüzhet," dedim ve boşta kalan elimi uzattım. Bu hareketimi ilk başta tuhaf karşılar gibi oldu ama sonra elimi sıktı.

"Rıza, Saruhan Bey'in güvenlik şefiyim Nüzhet Hanım," dedi kendini tanıtarak.

"Şef derken güvenlik için birçok kişi mi var?" Dün ismine yaptığım komik yorum aklıma geldi. Mafya lideri Saruhan...

"Birkaç kişi daha var ama genelde ben duruyorum. Kışın burası tehlikeli olabiliyor." Eğer söz konusu tehlike vahşi hayvanlarsa çok insan bulundurmanın ne avantajı oluyordu merak etmiştim.

"Anlıyorum," dedim düşünceli bir şekilde. Arabamın ön koltuğundaki kalan diğer torbaları almaya başladım.

"Bagajda bavullar ve tabii gördüğün üzere arka koltuklarda da diğer eşyalar var. Saruhan'ın odasının önüne koyarsanız sevinirim." Böyle emir verir gibi konuşmayı sevmiyordum. Diğer insanlar gibi onların işi bu gözüyle bakamıyordum. İnsanlar işlerini yaparken birbirilerine kibar davranmalılardı.

"Tabii, siz yorulmayın." Elime alabildiğim kadar torba aldım. Açıkçası çalışanlarının Saruhan'a bağlı olması hoştu öte yandan ise beni korkutuyordu. Onlar birer yardımcıydı her işimizi onların yapıyor gibi olması beni rahatsız ediyordu. Şirkette de aynı izlenime kapılmıştım ve şimdi burada da öyleydi. Elimdeki torbalar ile içeriye girdim. Dışarının ne kadar soğuk olduğunu eve girince anlamıştım. Yukarıya odamıza çıktım ve içeriye girip doğrudan kendi giyinme odama doğru yürüdüm. Odada bariz bir temizlik kokusu vardı. Yine haberimin olmadığı talimatlar vermiş olmalıydı ve bu iyi bir şeydi. Temiz dolaplara temiz kıyafetler yerleştirilmeliydi.

Elimdeki torbaları yere koyduktan sonra ayakkabılarımı çıkardım. Saruhan çalışanından yardım alabileceğini söylemişti öyle yapmak yerine kendim yapmak istedim. Karton torbadaki makyaj malzemelerini ve takılarımı çıkardım. Yerleştirmek garip hissettirmişti. Beni bir ikileme düşürdü. Yeni hayatıma eskileri almak doğru bir karar mıydı bilmiyordum. Belki de Saruhan haklıydı ama karar vermiştim ve bitmişti artık bunları düşünmemeliydim.

Dışarıdan gelen adım seslerini duyabiliyordum. Elimdekiler yerleşince kapının önüne gidip gelenleri içeriye aldım. Tüm eşyalarımı birkaç saat içinde yerleştirdim. Dolapların yarısı boştu halen. Hep elbise ve ayakkabılarımın çok fazla olduğunu düşünürdüm fakat bu görüntü pek de öyle olmadığını gösteriyordu. Üzerime rahat bir tayt ve sweatshirt giydikten sonra evi keşfetmeye karar verdim. İlk başta yukarı kata çıktım. Çatı katlarına değişik bir ilgi duyuyordum. Karşılıklı ikişer oda vardı. İlkini açtığımda beni minik bir spor salonu karşıladı. Ağırlıklar, koşu bandı, bisiklet ve lastik bantlar vardı. Rutinimi burada yapabilirdim, gayet işlevsel görünüyordu.

ZAMAN ALEVİWhere stories live. Discover now