2

1.1K 85 48
                                    

'Bayan Kim uyandı.

O an bütün bedenimin titrediğini hissettim. Kollarım kasılıyordu. Sakin kalmaya çalışarak kalktım masadan.
Dolabıma yönelip rastgele kıyafetler çıkardım. Ellerim titrerken giymeye kıyafetleri. Böyle basit bir şey bile bana çok zor geliyordu. Birkaç denemenin ardından kolumu kazaktan geçirebilmiştim.     

Jungkook'u arayıp kızımın yanına gelmesini söyledim. 

Telefonumu kabanımın cebine koyup kabanımı giydikten sonra Jungkook'u beklemeye başladım.

Kalbim sanki maratondaymışcasına hızlı atıyordu. Mutfağa inip su içtim. Nefes alamıyordum. Beş yıl sonra kahvelerini görecek olmak kalbimin daha da hızlanmasını sağlıyordu.

Arada bir kolumu sıkıyor, bunun bir rüya olmadığından emin oluyordum.

Zilin çalması ile koşarak açtım kapıyı.
Jungkook uykulu gözlerle karşımda duruyordu. O içeri girdiğinde telaşla ayakkabılarımı giymeye başladım.

'Tek başına gidebileceğine emin misin?'

Ne kadar telaş yaptığımı anlamış olmalıydı.

'Gidebilirim. Sadece heyecanlıyım. Onu çok özledim.'

'Anlaşılıyor halinden. Dikkatli kullan arabayı tamam mı?'

Başımı sallayıp kapıya yöneldim. Ben kapıyı açmış evden çıkacakken küçük kızımın sesi doldu kulağıma.

'Nereye gidiyorsun baba?'

'Bir işim çıktı kızım. Jungkook amcan yanında olacak bu gece. Sen yatağına geri dön.'

'Doğruyu söyle baba. Nereye gidiyorsun? Özlediğin kişi kim?'

Büyük ihtimalle Jungkook'a söylediklerimi duymuştu. Bu saatten sonra ne desem inanmayacaktı. Derin bir nefes vererek konuştum:

'Annenin doktoru aradı bebeğim.
Annen uyanmış.'

Bunu dememle beraber gözlerindeki uyku silinmiş, yerini kocaman bir parlama almıştı. Kocaman gülümseyip kucağıma koşması ile onu kollarıma alarak sıkıca sarıldım minik bedenine.
Daha fazla tutamadığım göz yaşlarım yanağımdaki yerini almıştı bile.

'Baba! Annem..o uyandı mı?'

Titrek çıkan sesi ile onu kucağımdan indirdim. Yanaklarımdaki yaşları sildikten sonra minik kızıma baktım.

Gülümsemesi bu hayatta en çok hayranlık duyduğum şey olabilirdi.
Elimi kafasına koyup saçlarını okşadım.

'Evet meleğim. Annen uyandı. Hadi giyin de annenin yanına gidelim. Kendini yalnız hissetmesin.'

Merdivenlere koşup hızla odasına ilerledi. Ben ise arkasından gülümseyip bana bakan Jungkook'a döndüm.

'Şimdi ne yapacaksın?'

'Nasıl ne yapacağım?'

'Jennie uyanmış olabilir ama son beş yıldır yanınızda değildi. Komaya girdiğinde kızınız bir yaşına yeni basmıştı Taehyung.'

'Ona her şeyi anlatacağım Jungkook. Elimden geldiğince yanında olacağım. Onun için çok zor olacak biliyorum ama hep yanında olacağım.'

'Ya Hera'yı istemezse?'

'Hera bizim kızımız Jungkook. Sadece aradan beş yıl geçti. Zamanla her şeyin düzeleceğine eminim.'

Başını sallayarak kapıya yöneldi. Dışarı çıkmadan önce bana bakıp:

mockingbird, taennieWhere stories live. Discover now