16. Bölüm (DÜZENLENDİ)

25.4K 1.2K 87
                                    

"Hangi koca yürekli adam Demirkan Konağı'nın kapısını bu şekilde yumruklar!" Dede bey bağırmaya başlamıştı. Kavga vardı işte. Tam kavga olacağı gün yaralı olmam evrenin bana cezasıydı! Ne diye yaralanacak zamanı bulmuştum ki!

(Bu arada bu kaldıkları ev Agah dedenin evi. Yazmamışım diye söyleyeyim dedim.)

Kapıyı açmasıyla içeriye 8 varlık girdi. Ne oluyorduk?

"Ali Ağa, Ali Ağa! Bu nasıl saygısızlıktır!" Dedi dede bey. Hatta kükredi.

"Agah Ağa, Agah Ağa! O senin torununun saygısızlığıdır! Hem yeni torunun gelmiş, tanışalım dedik!" Dedi ismi Ali olan kişi.

"Siz benim kızımı tanımayın, tamam mı Ali Ağa!" Dedi Burak bey. Benim ponçik babamı bile bu hale getiren insanlar kim bilir nasıl insanlardır, siz düşünün.

"Ooo, bu güzellik sanırım baba." Dedi sarı saçlı orangutan bana bakarak.

Orangutanlar ne zamandan beri bizim dilimizde konuşuyor?

Sanırım şu andan beri.

"Hop, hop! Orada dur Alar efendi. Kardeşimle düzgün konuş, o dilini kestirtme adama." Efe hemen benim bileğimden tutup arkasına aldı. Normalde olsa ben kendimi koruyabilirim deyip elimin tersini yanağıyla buluştururdum ancak şu an olaylar karışıktı.

Bu kadar sese Maya geldi bir anda. "Ne oluyor baba?" Dedi ellerini haraket ettirerek.

"Bir şey yok babacım. Derin; sen Maya'yı, Selin'i, Nazlı'yı al eve geçin. Babaanne sende annemi Ece'yi ve arkadaşını al, biz halledip gelelim." Tabiki gitmeyecektim. O kadar da değildi.

"Hadi kızım." Dedi babaanne hanım.

"Hayır, ben gelmeyeceğim." Dedim kafamı babaanne hanıma çevirmeden.

"Ece saçmalama yaralısın, hadi kızım ya!" Dedi Deniz.

"Deniz! Olmaz, ben burada kalacağım. Sen içeriye geç, annemi falan sakinleştir, korkuyor kadın." Dedim dikkati tamamen anneme çekerek.

"Ama Ece-" derken sözünü kestim.

"Haydi Deniz'cim, haydi! Delirtmeyin insanı." Deniz el mecbur babaannem ve annemi alıp içeriye geçti ama gözü hala bana dönüyordu.

Bende onları boş verip Yağız'ın ve Yağız ile aynı yaşta olan kuzen Eren'in yanına gittim.

"Hadi sizde içeriye," dedim itiraz istemeyen ses tonumla.

"Ama abla-" derken sözünü kestim Yağız'ın. Sakalımız yok diye kimse lafımızı dinlemiyordu! En son sakal bırakacağım, o olacak!

"Yok abla falan! Haydi, haydi!" Dedim kızarak. Bir asker edasıyla kafa salladı ve Eren'i kolundan sürükleyerek eve soktu.

"Ece sen niye gitmedin? İçeriye geçiyorsun hemen." Demir'ciğim, sen kime emir veriyorsun yavrum?

"Hepinizden daha kıdemliyim ve daha iyi dövüşüyorum. Daha iyi silah kullanıyorum ve hepinizden çok düşmanım var. İsterseniz siz geçin içeriye." Dedim Demir'e fısıldayarak.

"Ama Ece'ciğim, neden söz dinlemiyorsun-" sözünü kestim. Bu günün sonunda umarım kendimi kesmezdim.

"Hayır! Bende burada kalacağım ve gerekirse müdahale edeceğim!" O kadar net konuşmuştum ki bana sinirli sinirli bakarak kafasını salladı ve birlikte abi tayfasının yanına yaklaştık.

"Ece sen gitmedin mi?" Dedi bana doğru eğilerek Kara. Böyle durumlarda o kadar ciddi oluyordu ki...

"Gitmedim, gitmeyeceğim." Demem ile sustu.

EMRET GÖLGEWhere stories live. Discover now