57.Bölüm

30.9K 3.5K 307
                                    

📍Hoş Geldiniiiizzzzzz

Nasılsınııığzzzzz

Medya bölüm sonundaki Hasret nzkslzsl

Sınırımız 2.5k

Tutmayayım sizi, keyifli okumaaaalaaarrr 💘

#Köygöçüren
@koygocurenofficial
@servestizm

🍇

*******

57.Bölüm

*******

"Ulan Edip, ulan Edip!" burnundan soluyarak toprak yolu aştı Hamza, epey öfkeliydi Hasret'in yanından gelmesine rağmen. Onca sıkıntı evlenip barklanınca çıkmıştı açığa, doğru düzgün doyamamıştı bile üç günlük karısına.

"Karı kız peşinde koşar, soğan cücüğü Mustafa'yı gözetemez Edip!"

Yaklaştı iki tahta bir çatı, küçücük bağ evine, "Edip!" diye gürledi, fakat içeriden çıkan o değil Cemşit'ti.

"Ağam?"

Hamza kaşlarını çattı, içeri bakındı fakat sadece Mustafa vardı, "Edip nerede?"

Cemşit kaşındı kaşındı durdu karşısında, kafasını bitirip bir de göğsünü kaşıdı, "Şey Ağam... Ben geldim yanına, kafası pek iyi değildi. Yani düşünceliydi çok, bana da dedi ki ben duramıyom yerimde bekle dedi. Akşama gelecek devralacaktı."

Kaşlarını kaldırdı Hamza, "Allah Allah.. Kafası iyi değilmiş demek!"

Hamza'nın ifadesinden işin kendinde patlayacağını anlayınca attı hemen üzerinden Cemşit, az buçuk uyanıktı, "Valla bilmem Ağam, ben de napayım senin gözün arkada kalmasın bura boş durmasın diye kuş uçurtmadım etrafta. Buradayım yani."

Hamza sabır çekerek baktı durdu etrafa, "Görgülü gelmiş buraya." dedi Cemşit'in yüzüne bakmayarak, "Buradan da Hasret'in yanına!"

Cemşit ilk söylenene şaşıramadan ikinci gelince ağzını açtı şaşkınca, "Pezevenge bak helee."

"Baktım baktım."

"O da sana az bişey bakmış herhalde Ağam, geçmiş olsun."

Hamza'nın ters bakışlarını görünce ciddileşti, sormak istediği asıl mevzu da başkaydı. Şimdi, önceden Hamza'ya ne kadar yanık kız varsa gönüllerinin bir köşesinde de Görgülü olurdu.

Adam yakışıklıydı, olduğu kadarıyla da çapkın.

Cemşit de Hasret'i pek tanımadığından ne yapmış ne etmiş bilemezdi. Bunu da evire çevire, yanlış anlaşılacak diye kıvıra kıvıra sordu Hamza'ya..

"Çakı verdiydim Hasret'e, geçmiş karşısına çekmiş çakısını bağırıyor sen kimsin diye!"

"Tanımıyor mu Görgülüyü?"

"Tanıyor da... Herkes çıkamaz öyle Hasret'in karşısına, herkesi tanımaz. Ben bile üç dört kere çıktım da öyle tanıdı."

Hamza anlattı Hasret'in yaptıklarını, duyduğu kadarıyla dediklerini. Edip'e olan öfkesi akacak yer bulamayınca azıcık kabına sıkışmış, adamını bulunca çıkmak için çekilmişti köşeye. Şimdi Hasret'in o hali oynuyordu gözünde, kendisine destek oluşu, yaralanınca kendi yaralanmış gibi acı çekişi, düştüğünde yerini dolduruşu...

İki kişi değil de tek kişilerdi sanki, niyetleri bir, istekleri bir, gönülleri bir.

"Ağam daldın."

KÖYGÖÇÜRENWhere stories live. Discover now