4 - Kedi

102 16 5
                                    

Berbat bir şekilde uyanmıştım.

Her yerim ağrıyordu, tabiri caizse. Yoktu böyle bir uyku... Bir insan nasıl bu kadar kalitesiz bir uyku alabilirdi ki? Bir de hani en kaliteli yataklardan birinde yatıp nasıl böyle olmayı becerebilmiştim, şaşmıştım sahiden. Oflanarak yatakta dönmüş ve tutulan sırtımdan dolayı ufak bir acı inlemesi salmıştım. Dün gece yaşadığım deneyim yetmiyormuş gibi bugün ciddi manada tükenmiş bir halde kalkmıştım.

"Hay sikeyim," diye hayıflanarak yataktan ayağımı sürte sürte çıkmış, Penny muhtemelen sabah getirdiği ve benim asla uyanmamam sonucunda bıraktığı bir kap suya gitmiş ve yüzümü çitilercesine yıkamıştım. "Üreme sistemini de, böyle işi de..." Yüzümü yıkmayı bitirip havluyla sertçe suratımı silmiştim. Fiorella'nın yanına gidip daha az yan etkisi olan bir ilaç istemeliydim sanırım. Her seferinde böyle sersem gibi kalkacaksam ne anlamı vardı ilaç almanın? Değil mi?

Üstümü değiştirmeye üşenip pijamalarımla çalışma odasına gitmiş ve beni bekleyen dosya yığınına gözlerimi devirerek bakmıştım. Hiç benlik değildi ama söz vermiştik bir kere, boynumuzu büküp yapmaktan başka çaremiz yoktu.

"Offf..."

Ciğerlerimdeki tüm havayı boşaltırcasına oflamış ve kağıtlarına arasına gömülmüştüm. Her birini dikkatlice okuyor ve ya cevap yazıyor ya da onay veriyordum. Bir günde o kadar çok istek, şikayet gelmişti ki anlatamam. Kimileri en saçma şeyden sinir olup şikayet etmişti, kimleri ise makul şeylerden şikayet etmişti. Genelde saçma salak isteklerde bulunanlar asillerdi. Her biri o kadar saçma şeyler için şikayet ve istek mektubu yazmıştı ki... Yok efendim, neymiş kızına vurmuşlar oyun oynarlarken bundan dolayı bilmem hangi şeyin asilinden şikayetçiydi. Yok efendim, bilmem nereye bir şelale yapsak ne kadar güzel olurmuşmuş... Zengin insanlar ya çok aptallardı ya da parayla yüz göz oldukça aptallaşıyorlardı. Bilemiyorum.

Cehennemin dibine kadar yolları var.

Bana ne.

Gözlerim artık maliyeyle alakalı kağıtlar üzerinde dolanıyor, pek bir bilgim olmasa da beynimin hafızasına kazınmış bilgiler sayesinde doğruyu yanlışı seçebiliyordum. Ve şu anlık hiçbir belgede bir sıkıntı var gibi gözükmüyordu. Elimdekini okunmuş/onaylanmışların olduğu yere koymuş ve bir başka kağıdı elime almıştım. Sayıları gözden geçirirken bir şeylerin ters gittiğinin alarmı beynimde yanmıştı. Bu kağıtta kesinlikle bir şeyler yanlıştı ve benim bunu acilen fark etmem gerekiyordu. Yani anlamlandıramadığım bir şekilde bir sorun olduğunu hissediyordum ama bunun ne olduğuna asla karar veremiyordum. Hayır, bir de nereden bilecektim ki? Hayatımda hiç maliyeyle alakalı bir şeylerle ilgilenmemiştim. Boş boş takılan bir insan tanesiydim sonuçta.

"Hmmm," çenemi kaşırken kağıttan gözlerimi çekemiyordum. Sanırım sarayın muhabesecilerinden yardım almam lazımdı. Çünkü salak olduğum için asla çözememiştim ne olduğunu. Onca saat boş boş bakmıştım. Bir şey de çözememiştim. Mal gibi hissediyordum. Zaten başım da dönüyordu. "Sebastian!" hafifçe sesimi yükseleterek kahyaya seslenmiştim. Evet klasik bir kahya ismiydi. Kahyaların kaderiydi sanırım bu.

(daha önce kahya geçirdim mi bilmiyom, adını da hatırlamıyom ondan kalsın böyle şimdilik.)

ŞAKA.

Sadece adını unuttum kahyanın. Ad hafızam tabiri caizse bok gibidir. Bir insanı tanırım ama asla adını hatırlamam. Sadece yüz. Ama gerisi yok... Geçmiş hayatımda bayağı sorun yaratmıştı bana bu özelliğim.

"Efendim benim adım Sebastian değil." Diyerek içeri sümbül gibi uzun ve bir o kadar da zarafet fışkıran bir beden girdi. Nereden bakarsam bakayım kesinlikle bir Sebastiandı ama neyse adının ne olduğu önemli değil. Ateş kırmızısı saçları örülü bir şekilde omzundan sarkıyor ve ona kontrast bir şekilde insanın içine ferahlık yayan deniz mavisi gözleri de parıl parıl parlıyordu. İster istemez suratına birkaç saniye bakmıştım. Klasik kahya kıyafeti bile onun üstünde son derece şık duruyordu. Hayır, hayır aşık olmamıştım. Yakışıklı ve güzel bir adamdı kahyamız. İnsanda ona durmadan bakma isteği uyandırıyordu. Ama benim için bir kere yeterdi. "Solin de Ocnus. Adım bu efendim."

Life On The Most Hated Webnovel [BL +18]Where stories live. Discover now