CANDAN ÖTE 12.BÖLÜM

221 39 1
                                    

CANDAN ÖTE 12.BÖLÜM

Veysel böylesine büyük bir acının ardından hemen gitmenin doğru olmayacağını düşünüyordu. En azından bir süre daha kalıp destek olmak istiyordu Tahsin'e!

Fakat anlayamadığı oğlu Barış'tı. Çok tuhaf bir hal almış sürekli düşünceli idi. Çatıda uzun uzun oturup ağlar haldeydi durmadan. Onun annesinin ölümünün ardından Derya'nın ölümünü kaldıramadığını düşünüyordu. Sonuçta Derya'nın cansız bedenini kucağında taşımıştı. Psikolojik olarak çok fazla etkilendiği için böyle yapıyor sanıyordu.

Yusuf artık Melek ile eskisi gibi ilgilenmiyordu. Melek'ten yaptığı suçmuşcasına ondan uzak duruyor, uzun uzun sohbet etmek şöyle dursun, telefonda bile mesajlaşmıyordu.

Onunla ilgilenmeyi kardeşine haksızlık olarak görüyordu çünkü. Küçücük kardeşi kim bilir ne sebeble kıymıştı canına? O onun derdini görmemişti, şimdi utanmadan aşk meşk peşinde mi koşacaktı? Vicdan azabı içinde kıvranıyor, içi içini yiyordu.

Melek onun bu halini anlıyordu en azından anlamaya çalışıyordu. Bir tarafta ağabeyi bir tarafta Yusuf.

Derya'nın gidişinin üzerinden iki ay annesinin gidişinin üzerinden beş  ay geçmişti. Yusuf ve ailesi bir nebze olsun kendini toplamıştı. Yusuf'un Melek'e olan uzaklığı hala devam ediyordu.

Artık dönme vakti gelmişti. Veysel oğlu Barış'ı ve kızı Melek'i karşısına alıp, en yakın tarihe bilet alıp dönme kararı aldığını söyledi.
İkiside yapacak birşey olmadığı için onayladılar babasını. Hollanda'ya dönme hazırlıkları böylece başladı.

Ertesi sabah kahvaltıda Veysel söze başladı.
"Kardeşim Tahsin aylardır misafiriniz olduk çok zahmetler verdik size. Neler gördük neler geçirdik birlikte. Biz artık dönelim en yakın zamana bilet alacağız." 

Helen bunu duyunca çok üzülmüştü. Derya gittiğinden bu yana daha çok bağlanmıştı Melek'e. Oda giderse çok büyük bir yokluk hissedeceğini biliyordu.

"Başımın üstünde yeriniz var her zaman ağabey! Ne zahmeti keşke böyle olmasaydı yengem Deryam....!" Tahsi'nin gözleri dolmuştu.

Henüz alışamamıştı Derya'nın yokluğuna sanki mutfaktan elinde birşeyler ile çıkıverecek gibi geliyordu.

Veysel bu duygusal havayı bir parça olsun dağıtmak için
"Kader kardeşim kader! Ne yapalım görüp çekeceğimiz varmış!" dedi.

Yusuf işe başladığı için duymamıştı bu konuşmayı. Barış ise biran önce dönmek istiyordu çok ağır geliyordu bu evde olmak. Suçluluk duygusu ile kıvranıyordu. Doğru düzgün ne uyku tutuyordu, ne ağzına doğru düzgün lokma koyuyordu.

Akşam olmuş Yusuf işten dönmüştü. Tahsin Veysel amcasının gitme kararını onada söyledi. Yusuf uzun zamandır uzak durduğu Melek'e çevirdi bakışlarını

"Hayırlısı olsun ne diyeyim!" dedi.

Melek bütün umudunu kaybetmişti Yusuf'a dair. Belli ki Yusuf vazgeçmişti çoktan Melek'ten. Melek sadece gülümsemekle yetindi.

Ara ara Kenan'da Melek'in ziyaretine geliyordu, gideceklerini duyunca bu ziyaretleri sıklaştırmıştı. O akşamda yine ziyarete gelmişti. Bilet aldıklarını bir hafta içinde gideceklerini öğrenince Melek'e hafta sonu gezme teklifinde bulundu. Yusuf'un umrunda olmadığını bildiği için Melek bu teklifi kabul etti.

Hafta sonu Melek kahvaltısını yapıp, babasından izin istedi. Babası Veysel'de Kenan'ı tanımış düzgün bir çocuk olduğunu biliyordu. Kızının onunla gitmesinde bir beis görmediğini söyleyince, Melek hemen hazırlandı. Kenan gelip onu alacaktı. Gitmeden önce son kez gezdirip görmesini istediği yerleri gösterecekti. Kapının önüne çıktığında Yusuf'ta hazırlanmış bekliyordu.

"Ben de sizinle geleyim!"
Melek gülümsedi "Tabi ki çok güzel olur çok mutlu olurum!"

Kenan kapıya geldiğinde Yusuf'u da hazırlanmış görünce bu defa çok bozulmuştu.

"Şey Melek ben gelemeyeceğim biraz işim çıktı da onu haber vermek için geldim!"
"O kadar hazırlanmışsın Kenan işin acil değil ise gidelim lütfen!"
"Gerçekten gelemeceğim Melek, hazırladım ama planlamadığım işlerim var şuan. Sanırım Yusuf'ta gidiyor seni o gezdirsin!"

Melek ikna etme çabasına girmek istemiyordu. Hatta içten içe seviniyordu bile. O kadar uzun zaman olmuştu ki Yusuf'la uzun uzun vakit geçirmeyeli, onunla baş başa kalma fikri daha cazip geliyordu.

"Peki Kenan sen bilirsin o zaman, teşekkür ederim yinede bu nazik teklifin için!" dedi.

Kenan'ın gözleri dolmuştu göstermek istemiyordu bu halini Melek'e. Hızla  arkasını dönüp uzaklaştı oradan, hemen evine geri koştu. Evine girer girmez kendini yatağına atıp için için ağladı.

Yusuf aslında çok kıskanmıştı Melek'i, baş başa Kenan ile gideceği fikri içten içe delirtmişti onu. O yüzden hazırlanmıştı sabah. Kenan'ın gelmeyecek olması da gayet mutlu etmişti Yusuf'u.
Yusuf ve Melek birlikte arabaya bindiler. Melek tedirgin bakıyordu Yusuf'a sanki birşey söylese bu büyülü an bozulacak gibi geliyordu.
Yusuf arabayı çalıştırdı Kenan ile yapılan plan Yusuf ile devam etti...

CANDAN ÖTE Where stories live. Discover now