Hyung

677 77 25
                                    

Hayatım boyunca insanlar tarafından eğlenceli, bolca gülen ve umursamaz birisi olarak görüldüm. Beni tanımayan insanlar ilk bakışta çok soğuk birisi olduğumu söylediler. Zamanla iyi biri olduğumu söylediler.

Ama beni hiçbir zaman tanımadılar.

Beni tanıyan çok az insan var, bunların başında Taehyung geliyor. Sonra Namjoon,en yakın arkadaşım. Sorgusuz sualsiz yanımda duracak kişi. Seokjin Hyung ve Jimin. Başka kimse beni tanımaz.

Tanımakta istemez,ne görmek isterlerse onu görürler.

Ama onların gördüklerinden daha fazlasıyım ben,en önemlisi bir insanım.Duygularım yokmuş gibi dursa da benim de acılarım var,herkes gibi.

Doğduğum günden beri her zaman annem ve babam hep kavga ederdi. Birbirlerine aşıklardı, birbirlerine olan aşkları gün geçtikçe çoğalıyordu aynı kavgaları gibi.

İnsanlar birbirilerine ne kadar değer verirlerse versinler bazen ilişkileri yürümez. Çünkü aşk her şeyin üstesinden gelmez. Çünkü aşk her şey değildir.

Annem sürekli evi terk ederdi. Bir sabah bağırış çağırış olurdu diğer sabah geri gelirdi ve gülüşmeler olurdu evde.

Ama bir gün geri gelmedi ve bir daha gülüşünü duymadım. 10 yaşındaydım,babamla boşanacaklardı. Anlaşmalı bir boşanmaydı. Velayetim babama verilmişti ama neredeyse her gün annemde kalıyordum. Babamın ailesi zengin bir aileydi, çok zengindik ama babam hiçbir zaman mirasına göre yaşayan bir adam olmadı. Edebiyat öğretmeni oldu ve sanki mirası yokmuş gibi sürekli çalıştı. Bu yüzden annemde kalmam onun için sorun değildi,annemde daha mutlu olacağımı düşünüyordu.

Annem ve babam boşandıktan dört yıl sonra babam Taehyung'un annesi ile tanıştı, Taehyung o zaman hayatıma girdi.

Annemin beni alması gerektiği bir gün, annemi bekliyordum. Ama annem gelmedi, montumu üzerimden çıkarmadan saatlerce beklemiştim, beni artık istemediğini düşünmüştüm. Onu aramıştım ama telefonları açmamıştı. Babam kontrol edeceğini söyledi ve beni Taehyung'un annesinin yanına bırakıp annemi kontrol etmeye gitti.

Ama hiç uyumadım. Babamın gelmesini bekledim,annemin beni istediğini söylemesini umut ettim. Ama babam geri geldiğinde yanında bir psikolog vardı.

Psikolog bana annemin öldüğünü söylemişti.

Annem okul masraflarım için,her türlü ihtiyacım için gece gündüz çalışıyordu. Hiçbir şeyden mahrum kalmamı istemiyordu. Yorgunluktan ölmüştü. Hayatın ona yaşattığı acıların yorgunluğu ve bana bakmanın yorgunluğu yüzünden ölmüştü.

Bu yüzden babamı hiçbir zaman affetmedim,o kadar varlığın içerisinde annemi bu kadar çalıştırmak zorunda bıraktığı için onu asla affetmedim.

Annem öldükten yedi ay sonra babam Taehyung'un annesi ile evlendi. Artık Taehyung adında bir kardeşim vardı.

Onun içinde zor olmalıydı.Babası,annesi ve onu terk etmişti.

Onu her zaman çok sevmiştim, çok uysal bir çocuktu. Sanki yaptığı bir hata yüzünden babasının onu bırakıp gittiğini kabullenmiş gibiydi.

Annemi her özlediğimde Taehyung'a sarılırdım, aramızda bir yaş vardı ama onu korumak zorunda olduğumu hissediyordum. O artık benim minik kardeşimdi.

Lisedeydim ama yaşıtlarım gibi hiçbir kızdan hoşlanmamıştım. Bir sorun olduğunu düşünmüştüm, kimseyi sevmeyeceğimi düşünmüştüm.

Ama bir gün Taehyung ve benim en yakın arkadaşım olan Park Bogum'u sevdiğimi anlayana kadar. Bogum bir erkekti ve heteroydu. Nazik birisiydi,onu sevdiğimi öğrendiğinde beni kırmamaya çalışmıştı.

istatistikler | sope Where stories live. Discover now