BÖLÜM 22:"GECENİN SOĞUĞU"

34 3 0
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın, keyifli okumalar!

NF-Trauma

Amber Run-I found

Dedublüman- Sakladığın Bir Şeyler Var

Zeyn'el- Bulutlar

BÖLÜM 22: "GECENİN SOĞUĞU"

Tüm gece duvarları izleyerek kabullendiğim gerçekler var.

Hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğim ama kimse duymasın diye içime attığım çığlıklarım var. Boğazımdaki düğümün canımı yakmasına rağmen sessizce anlaşılmayı beklediğim günler var. Korku bedenimi ele geçirmişken gelecek iyi bir habere ihtiyacım var.

Ellerime baktım, kanlı ellerime. Yine ellerime bulaşmıştı. Ben kandan bu kadar nefret ederken neden her defasında aynı şeyleri yaşıyordum? Bu kan yine bana ait değildi ama acı yine aynıydı, acı değişmiyordu.

"Bana bak." Ellerini yüzümde hareketlendirdi ve tekrar gözlerimin gözlerine değmesini sağladı. "Bana bak," dedi tekrar. Hafifçe yutkundum. "Bir yerine bir şey oldu mu?" diye sordu endişeyle. Tenimi yakan bakışlarıyla başımı olumsuz anlamda sağladım. Sorun da buydu. Bana bir şey olmuyordu. Bana bir şey olsa canım bu kadar yanmayacaktı.

Soğukkanlı olmalıydım, düşünmem gereken kendim değildim. Mantığımın benden büyük bir hızla uzaklaştığının farkındaydım, duygularım bütün düşünme fonksiyonlarımın önüne barikat kurmuştu ve bu barikatı aşmak imkânsızdı. Canım acıya acıya acıya bakışlarımı Çağan'ın boynundan aşağıya doğru indirdim. "Bı..." dediğimde dudaklarımdan kelimeler dökülmedi. Kelimeler dikenli tellere dönüşüvermişti ve yutkunmama engeldi. Yutkunmak demek canımın acısını ikiye katlamak demekti. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde burnumu çektim. Kendine gelmen gerekiyor Miray, şimdi ağlamanın yeri değil, kendine gel. "Bıçaklanmışsın."

Korku ve çaresizlik beni ele geçirdi.

Acım geçen her saniyeyle katlanıyordu.

Bakışlarının ağırlığı üzerimdeydi. Sıktığım dişlerim çenemi gerginleştiriyordu. "İyiyim ben," dedi sakin bir sesle. "Ben iyiyim güzelim, bana bak," dediğinde bakışlarımı o noktadan çekememiştim. Alnımda sıcak dudaklarını hissettiğimde beni daha çok göğsüne bastırdı. Sanki soluduğum hava zehirliydi ve ben zehri soluyordum. Ve üşüyordum. Öyle bir üşüyordum ki buz kesmiştim. Bir ölü beden gibiydim.

"Hastane..." Kendime telkinler vermeye devam ederken gözlerimi yumdum ve kanın kokusunu duymamaya çalıştım. "Hastaneye gitmemiz lazım," dedim zorlukla.

"Hayır," dediğinde dolu dolu olan gözlerimle Çağan'a baktım. "Bıçak derine inmedi, küçük bir sıyrık oldu sadece, önemli bir şey yok."

"Ol...Olmaz," dedim çatallaşan sesimle. Ayağa kalkmaya çalıştım. "Hadi, hadi ne olur kalk. Hastaneye gidelim, lütfen."

"Yardıma ihtiyacınız var mı?" Marketteki kadının sesini duyduğumda bakışlarımı Çağan'dan çekip kadına çevirdim. Sorusunu algılayıp kendi dilime çevirmek birkaç saniyemi almıştı. Kadın, Çağan'ın yaralandığını fark etmemişti.

"Hayır, teşekkür ederiz," dedi Çağan. Hayretler içerisinde Çağan'a baktığımda ayağa kalktı ve bana doğru uzattı kollarını. Kadın, şaşkın bakışlarla bizi yalnız bırakmak için tekrar markete doğru ilerlemeye başladı.

"Saçmalama," dedim yüksek bir sesle. "Hastaneye gidiyoruz, yürü!"

"Bir şeyim yok, gerçekten yok. Gemi kalkacak, yetişmemiz lazım," dedi art arda cümleler sıralarken.

TUTSAK ZİHİNLER |TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin