-What The Hell Is Going On-

159 33 6
                                    

Girasole'un Anlatımı

Aradan birkaç saat geçmişti ve Xavier'den herhangi bir ses çıkmamıştı. Ben de artık odada boş boş oturmaktan sıkıldığım için Xavier'in yanına gitmeye karar vermiştim. Üzerime basit bir kazak ve pantolon giymiştim. Son kere aynadan kendime baktım ve montumu giyip Balo'nın olacağı binaya doğru ilerlemeye başladım. Bütün gün odada boş boş oturduktan sonra dışarı çıkıp hava almak iyi gelmişti. Gelebilecek herhangi sinir bozucu mesaja karşın telefonumu odada bırakmıştım ve olabildiğince olayları düşünmemeye çalışıyordum. Yakında Balo olacaktı en iyisi nasıl bir elbise giyeceğimi hayal etmekti. Balonun olacağı binanın önüne geldiğimde insanların hala çalışıyor olduğu belliydi. Ben de hızlıca içeri girdim ve Xavier'i aramaya başladım.

Bulduğumda Bianca ile gayet mutlu bir şekilde sohbet ediyorlardı. Bianca'nın ağzı kulaklarına varıyordu. Kıskanç sevgili konumuna düşmek istemesem de sonuçta onlar eski sevgilileri ve bu derece yakın konuşmaları rahatsız etmemiş değildi. Xavier her ne kadar Bianca'nın onu manipüle ettiği konusunda ısrarcı olsa da içimde yinede ya ona geri dönmek isterde ayrılırsak diye korku vardı. O sırada gözüm Bianca'nın kolyesine kaydı, benim getirdiğim kolye miydi yoksa okulun verdiği Siren kolyesi miydi anlaşılmıyordu. Xavier konuşmadan fazla memnun görünüyordu ve bu gerçekten rahatsız ediciydi. Bianca'nın da hareketleri flört ediyor gibiydi. Her ne kadar Xavier ile atılmış olsa da onlar ayrıldığından beri Bianca tekrardan barışmak için uğraşıyordu.

"Xavier" ona bakıp gülümsedim ama o geri gülümsedi bile  hatta hafifce kaşlarını çattı.

"Evet?" sesi çok yabancıydı ve soğuk konuşuyordu. Normalde böyle konuşmazdı.

"Neden soğuksun. Bir şey mi yaptım?" Bianca'ya baktığımda Xavier'in tepkisine hiç de şaşırmış durduğu söylenemezdi hatta bunun olacağını biliyor gibiydi.

"Tanışıyor muyuz?" gözlerim kocaman açılmıştı. Benimle dalga mı geçiyordu yoksa ciddi miydi bilmiyordum ama hiç şaka yapıyor gibi bir ifadesi yoktu.

"Şaka yapıyorsan hiç komik değil."  kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum.

"Asıl sen benimle dalga mı geçiyorsun? Seni daha önce görmedim bile. Eğer söyliyecek daha fazla bir şeyin yoksa yapacak işlerim var."

Ellerim titremeye başlamıştı. Ne zaman stres olursam böyle olurdu. Bunu Bianca yapmıştı, bilinmeyen numara da ona sahte kolyeyi bu yüzden vermemi istemişti. Eğer Xavier Bianca'nın boynunda kolye olduğunu görürse onu manipüle ettiğini düşünemezdi. Neredeyse koşar adımlarla oradan çıkıp tekrardan odama döndüm. Kapıyı hızlıca çarparak kapatıp yaslandım. Xavier beni hatırlmaıyordu. Daha sonra yatağımın üzerinde duran telefonu alıp mesaj atmak için Bilinmeyen Numarayı açtım. Tam mesaj yazacaktım ki ne yazacağımı bilmediğimi fark etim. Ne diyebileceğim hakkında kafamda herhangi bir düşünce yoktu daha doğrusu kafam tamamen çalışmayı bırakmıştı. Hiç bir şey düşünemiyorudum ve nefes almakta da zorlanıyordum. Gitgide gözlerim doluyordu, gerçekten destek alabildiğim tek kişi de ellerimden kayıp gitmişti.

Girasole: Bianca'ya o kolyeyi vermemi bu yüzden istedin. Xavier'i manipüle ettiğini kimse düşünmesin diye.

Geri cevap gelmesi çok uzun sürmemişti.

Bilinmeyen Numara : Daha geç çözersin sanıyordum. Sandığım kadar da aptal değilsin sanırım.

Girasole: Neden bunu yapıyorsun? Rahat bırak beni

Bilinmeyen Numara : Belli ki hayatın ne kadar acı olduğunu yeni öğreniyorsun.

Bilinmeyen Numara: Sana karşı kişisel olarak beslediğim bir nefret yok ama ailenin benim aileme çektirdikleri acıların bedelini birisinin ödemesi gerekiyordu.

Bilinmeyen Numara: Ve ben de ailenin en genç üyesini acıların daha fazlasını yaşatmak için seçtim.

Bilinmeyen Numara: Şimdilik aşk acısı çekmek sana yeterince hasar verir.

Bilinmeyen Numara : iyi zamanların tadını çıkar. Daha sonra yapacaklarımı aklın almayacak.

Cevap verecek gücü kendimde bulamadığım için telefonumu bir kenara attım ve yatağın kenarına oturdum. Dizlerimi kendime doğru çekip başımı da üzerlerine yasladım. Neden bunlar benim başıma geliyordu. Hiçbir şey yapmamıştım ve olanlar benim taşıyamayacağım yüklerdi. Kendimi balkondan aşağı atsam belki kurtulurdum ama bu sadece korkak bir çocuk gibi kaçmak olurdu. Her şeye yavaş yavaş başlıyorduk, eğer o bana zarar vermeye çalışıyorsa ben de onu aklının almayacağı kadar hızlı bulup bana hissettirdiği her şeyi misliyle ödeyecektim. Eğer sert oynamak istiyorsa onun kararıydı. Ateşe ateşle karşılık vermenin zamanı çoktan gelmişti hatta geçiyordu.


* * *
Okuduğunuz için teşekkür ederim

Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınn

Xavier ile Girasole'un ilişkisini bir süre pek göremeyeceğiz ama onların da arasını sonradan düzelteceğim.

Kitap hakkındaki görüşlerinizi bekliyorumm

Kendinize iyi bakın görüşmek üzere

🤺🤺🤺🤺🤺

Portrait || Xavier Thorpe Where stories live. Discover now