Giriş

1.7K 99 33
                                    



Andromeda



Toplumun istediği gibi bir omega değildi Seokjin. Asla değildi.

Kıvır kıvır kabarık saçları, yüzünün tonunu bozan al yanakları ve çilleri, uzun boyu, birçok alfadan daha geniş omuzları...

Bir omeganın olmaması gerektiği görünüşteydi. Saçları düz sapsarı ya da simsiyah parlak ve biçimli değildi. Yüzü kusursuz eşit tonda bembeyaz değildi, minyon değildi, ilk bakışta vücudu bir alfanın vücudu sanılırdı. Ama kimse ne kadar narin ve zarif olduğunu görmezdi. Çünkü ilk bakış her zaman önemli olanıydı.

Seokjin'in karakteri de bir omega gibi değildi. Zarif ve ahenk içinde değildi; içinden ne geliyorsa o an ne yapmak istiyorsa onu yapıyordu. Doğaldı, içtendi, haylazdı... Küçükken o kadar çok haylazdı ki dedesinden yemediği azar ve dayak kalmamıştı.

Okulda da haylazdı. Aslında haylaz değildi. En köşede oturan, sessiz sakin tuhaf bir omegaydı ve derslerini dinlemez ya pencereden dışarı izler ya da uyurdu. Ve böyle olunca da öğretmenler arasında haylaz ve ders dinlemeyen tembel biri olarak anılmaya başlanmıştı.

Aslında Seokjin okulun da sınıfının da her zaman en zeki öğrencisi olmuştu. Her zaman aklı farklı sorularla dolu dolu olan meraklı biri olmuştu. Ama dersleri berbat olmuştu çünkü öğretmenleri onu küçük görmüş, okul arkadaşları onunla dalga geçip alay etmişti. Ve Seokjin bunlardan dolayı ömrü boyunca okuldan da derslerden de nefret eder hale gelmişti.

Okumayı da okulda öğrenememişti. Dedesi onun için özel öğretmenler tutmuştu yine öğrenememişti. Çünkü hiçbir öğretmenini sevmemişti. Ona kaba davranan, bir pislikmiş gibi davranan öğretmenlerden nasıl okuma yazma öğrenecekti ki?

Sonrasında da dedesi döve döve öğretmişti ona okumayı, yazmayı, toplamayı, çıkarmayı...

Halbuki Seokjin'in tek eksiği sevgi ve ilgi ile öğrenmekti.

Sevgiydi ve ilgiydi.

Hayatı boyunca dalga geçilen olmuştu, görülmeyen, sevilmeyen, ciddiye alınmayan olmuştu. Hayatı boyunca üstünde onaylamaz bakışlar olmuştu.

O onaylamaz bakışlar üstünde hep var olmuştu zaten.

Doğdu andan itibaren.

Çünkü o tuhaf omegaydı.

Annesini öldüren bir omegaydı.

Kore'nin en güzel, tüm omegaların örnek aldığı, tüm alfaların peşinden koştuğu kadınını, babasının ilk ve tek aşkını öldüren biriydi Seokjin.

Annesi ona hamileyken mutluydu, hem de çok mutluydu çünkü sevdiği adamdan çocuğu olacaktı. Babası da mutluydu çünkü onun da sevdiği kadından bir çocuğu olacaktı. Yavruları olacaktı, aşklarının meyvesi olacaktı.

Omega kadının, Seokjin'in annesinin hamile olduğunu öğrendiklerinde sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi. Hele ki omega olduğunu öğrendiklerinde... Çift, mutluluktan ağlamıştı çünkü ikisi de omega bebeklerinin olmasını çok istemişlerdi.

Kim ailesindeki herkes, evdeki herkes çok mutlu olmuştu. Hizmetçisinden şoförüne, aşçısına kadar tüm çalışanlara kadar herkes mutluydu. Alfa erkek çocuğu isteyen en büyük Kim bile oğlunun ve gelininin mutluluğu ile mutlu olmuştu.

Ama bir gün doktor kontrolünden gelen çift eve kara haberi verip mutsuzluğu bırakmıştı.

Doğum riskliydi. Omega kadının rahmindeki omega bebek ona zarar veriyordu. Doğumda ya bebek ölecekti ya da anne. Doktor, kadına bebeği aldırmazsa ona daha çok zarar vereceğini söylemişti. Ama omega kadın kesin bir dille reddetmişti.

Andromeda - JinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin