69.BÖLÜM

177 45 268
                                    





Küçük kız,

"Babacım,ben odama gidip resmime devam etsem olur mu?Hem siz de Amber Abla'yla biraz konuşursunuz."

diyerek genç kadının kucağından inip odasına koştuğunda,genç adam şaşkın bakışlarla arkasından baktı.Kelebek,Doğa ne zaman İstanbul'a dönse o gün biraz keyifsiz olurdu çünkü.Ama bugün öyle değildi.Amber,bu durumu bilmediği için genç adamın şaşkın bakışlarına bir anlam verememişti.Genç kadının soru dolu bakışlarını fark eden Sinâ,kızının odasına doğru seslendi.

"Babacım,bugün hiç üzgün değilsin.Keyfin yerinde.Oysa Doğa amcan her gittiğinde çok üzgün olurdun."

Genç kadın şimdi anlamıştı.Merakla Derin'in vereceği cevabı beklemeye başladı.Neyse ki fazla beklemesine gerek kalmadan Kelebek neşeyle şakımıştı.

"Üzülmüyorum,çünkü haftaya amcam yine gelebilirmiş.İyi ki Sema Abla'yla arkadaş oldular.Ben onu da çok seviyorum.Tabi sen ve Amber Abla'dan sonra."

Duydukları sonrasında Amber kıkırdadı.Ancak cümlenin sonu,gözlerinin mutluluktan yaşarmasına neden olmuştu.Küçücük bir kalbin,babasından sonra en sevdiği insan olmak tarifi imkânsız bir histi.Sinâ'nın durumu da ondan pek farklı sayılmazdı.Bir süre ikisi de ne diyeceklerini bilemeyip birbirlerine baktılar.Sonunda konuşmayı başarabilen genç adamdı.

"Bak sennn!Demek,iyi ki arkadaş oldular,öyle mi küçük hanım?"

Genç adam sözlerini bitirince Amber devam etmişti.

"Biz de seni çoook seviyoruz Kelebek!"

Derin hemen

"Biliyorum kiiii!"

diye kıkırdadı ve bir şarkı mırıldanmaya koyuldu.Bir yandan da dediği gibi kaldığı yerden resmini çizmeye devam ediyordu.Belki Amber Abla'sı,diğer resmine yaptığı gibi deniz kenarında birlikte kale yaptıkları günü çizdiği bu resmi de çalışma odasının duvarına asardı.

Amber ve Sinâ hâlâ kulaklarında küçük kızın son sözleri çınladığı halde salonda sessizce oturuyorlardı.Oysa genç kadının gidip çalışması gerekiyordu.Şunun şurasında sınava ne kalmıştı?Genç adam ortamdaki sessizliği dindirmeye karar verdi ve kumandayı eline alarak kanallar arasında gezintiye çıktı.O sırada Amber'in gözüne haber kanallarından birinde geçen bir alt yazı takılmıştı.

"Bir saniye durur musun lütfen?"

diye seslendi Sinâ'ya.Adam hemen

"Olur tabi canım."

deyip durmuştu.Alt yazıda Tıp Uzmanlık Sınavı'nın Ekim ayından Eylül başına alındığı yazıyordu.Amber,gözlerine inanamayıp yazıyı defalarca okudu.Yanlış görmüyordu.Bunun tek bir anlamı vardı,şimdi daha çok çalışması gerekecekti.Zira o önünde 2 ay olduğunu sanırken,artık süre 1 aya inmişti.Üstelik çalışması gereken daha epey konu vardı.Sinâ,genç kadının bir anda yüzünün asılmasına bir anlam veremedi ve dalgın dalgın sordu.

"Ne oldu,bir şey mi var canım?"

Ancak Amber bir şey diyemeden yazı tekrar ekranda belirince olan biteni anlamıştı.Hemen şöyle dedi.

"Uzmanlık sınavının tarihinin değiştiği yazıyor güzelim,buna üzüldün sanırım?"

"Yani,üzülmedim aslında.Sadece,konuları nasıl yetiştireceğimi bilemiyorum.Bu durumda sınava 1 ay kalmış oluyor ve işle birlikte çok zor olacak."

diye karşılık verirken ses tonunun kulağa ne kadar üzgün geldiğinin farkında değildi genç kadın.

Koltuğundan kalkıp Amber'in yanına geldi ve hafifçe omzuna dokundu.Bu küçük dokunuşla ona

AMBERWhere stories live. Discover now