1. Yaradılışını Hatırla

19 2 12
                                    




Merhaba, az kişiyiz burada biz bizeyiz o yüzden oy vermeyi unutmayın 💖

Bir de ilk bölümde başlama tarihi soramamıştım, buraya yazabilirsiniz 💖


17 yıl önce, Matilda 6 yaşında

''Ben de oynamak istiyorum!'' diye bağırdı Matilda, çimenlik alanda ellerinde boya dolu balonlarla koşturan bir grup çocuğa. Dışarıda eğlenip bağırarak gülen çocukları duyduğu gibi mutfaktaki annesine koşmuş onun da çıkmasına izin vermesi için yalvarmıştı. Çünkü Matilda o siteye yeni taşınmıştı ve bu sefer yaşayacağı yerde bir sürü çocuk olacağı için çok heyecanlıydı. Onun hiç arkadaşı olmamıştı, annesi hep onu bir yerlere götürürdü. Hiç sabit kalamazlardı.

''Olmaz sen küçüksün.'' Dedi esmer olan erkek çocuk. Matilda omuz silkti, o da biliyordu küçük olduğunu ama o akıllı bir çocuktu bir iki yaş küçük olmak onu geri düşürmezdi. En azından o böyle düşünüyordu. ''Sen çok mu büyüksün sanki?'' diye sordu bilmiş bi sesle. Karşısındaki çocuk da ondan birkaç santim uzun ya var ya yoktu. Haklıydı Matilda sanki o çok mu büyüktü.

''Ben sekiz yaşındayım bir kere.'' Dedi çocuk. Sanki çok büyük bir sayı söylermişçesine. Matilda sinir etti bu tavır. Ayağını yere vurdu iki kere, annesinin yeni aldığı pembe ışıklı ayakkabısının ışıkları yanıp sönmeye başlamıştı böylece. ''Banan ne ya ben de altı yaşındayım oynamak istiyorum işte!'' diye bir kez daha bağırdı karşısındaki çocuğa. Diğer çocukların hepsi birbirlerine bakıyordu onlar için pek de fark etmezdi bir kişiye daha yerleri olduklarını düşünüyorlardı zaten eksiklerdi ama esmer çocuğun neden karşı çıktığını anlayamadılar.

Esmer çocuk biraz ofladı biraz pofladı sonra da ''Aman be peki tamam gel oyna, nasıl oynanıyor biliyor musun ki?'' diye sordu. Matilda daha önce hiç dışarıda böyle oyunlar oynamamıştı o yüzden bilmiyordu, üzüldüğünü hissetti. Düşen yüzü ile başını eğip ışıklı ayakkabılarına bakmaya başladı ve bilmiyorum dercesine başını iki yana salladı.

''Bak'' dedi çocuk elindeki balonları gösterdi, ''Bunların içleri renkli boyalarla dolu, herkes kendine bir rakip seçiyor ve elindekileri ona atıyor, en çok renge bulanan oyunu kaybeder tamam mı?'' Diyerek oyunu anlattı. Dediğim gibi Matilda akıllı bir kızdı hemen anlamıştı oyunu, hızla başını aşağı yukarı salladı. ''Kim benim rakibim?'' diye sordu.

''Benim.'' Dedi esmer çocuk, ''Arslan benim adım, seninki ne ?''

Günümüz

Silaha yüzümü döndüm. Böylece artık onun yüzünü görebiliyordum. Onu son gördüğümden bu yana çok şey değişmişti, artık bir çocuk değil kocaman bir adamdı. Baya baya kocaman. Beni tanıyıp tanımayacak olması ile ilgili şüphelerim göz göze geldiğimiz anda uçup gitti. Beni tanıyordu, beni hatırlıyordu ve en az benim kadar gergin hissediyordu kastığı çenesi ve omuzlarından belliydi. Yine de benim titreyen ellerimi fark etsin istemedim. Karşımdaki kim olursa olsun, tereddütte hissettiğimi düşünmesini istemezdim. Yüzüme yan bir gülümseme yerleştirip çenemi kaldırdım.

''Amma da uzamışsın.'' Dedim. Sesimin titremesi beni şok etmişti. Aniden bu şekilde konuşmam da onu şok etmişti ama hızlı toparlandı. O da çenesini kaldırıp yan bir gülüşle baktı bana. Böyle yapınca boyu iyice uzun durmuştu, nereden baksam bir doksan üstü vardı. Bense bir altmış beşlik boyumla ki giydiğim topuklular sayesinde muhtemelen bir yetmiş üç civarındaydım şu anda yine de karşısında muhtemelen ufak duruyordum. Yine de bu durum beni tedirgin etmedi. Bu iki katım bir adamla ilk kez karşı karşıya kalışım değildi. Neredeyse her kavgamı, her dövüşümü onun gibi adamlarla yaptım. Beni tedirgin eden tek şey karşımdakinin ''O'' olmasaydı. Kafamı karıştırmasından korkuyordum, bana hata yaptırmasından, ona silah çekememekten, tereddütte düşmekten korkuyordum. Fakat belli ki onun böyle bir tereddüttü yoktu, hala suratıma doğru tuttuğu silahtan varmıştım bu kanıya. Bense silahımı çoktan indirmiştim.

MeyusWhere stories live. Discover now