20. BÖLÜM

93 27 6
                                    

Her insanın kendine göre bir sıkıntısı vardı. Küçük büyük fark etmeksizin.
Kimisinin sağlık problemi, kimisinin aşk, kimisinin psikolojik vesaire...
Şu anda odada ağlayan Naz'ın ne gibi bir sıkıntısı vardı merak ediyordum. Neden böyle hıçkıra hıçkıra ağlıyordu?
Havada kalan elimle kapıyı yavaşça tıkladım. İçerden hiçbir ses gelmeyince kapıyı tekrar tıklayıp hafif araladım.
Naz yatakta bağdaş kurmuş bir şekilde, kucağında bir kutu peçete ile sırtını yatak başlığına dayamış ağlıyordu.
Kapıyı çaldığımı da duymamıştı herhalde.

"İyi misin?"sesimle beraber kafasını kaldırıp bana bakınca yavaş adımlarla odaya girip kapıyı ardımdan kapatarak yatağa doğru yürüyüp oturdum.

"Su içmeye kalkmıştım. Ağladığını duyunca seni merak ettim. Kapıyı çaldım ama duymadın."dedim. Elindeki peçete ile gözyaşlarını silip burnunu çekti.

"İyi misin?"dedim tekrardan. Burnunu tekrar çekip derin nefes aldı.

"İyiyim."

"Canını sıkan bir şey mi oldu?"dediğimde kafasını iki yana salladı.

"Konuşmak istersen seni dinlerim."

"İstemiyorum."dedi. Onu rahatsız etmek istemiyordum. O yüzden değnekten destek alarak ayağa kalktım.

"Peki. Ben seni yalnız bırakayım o zaman."deyip kapıya yöneldim. Onunla konuşup teskin etmek istemiştim ama Naz bunu reddettiği için hiçbir şey yapamamıştım.

"Ela!"kapıyı açacağım sırada Naz'ın seslenmesi ile ona döndüm.

"Konuşmasak ama yanımda kalsan olur mu?"dedi. Gülümseyerek kafamı sallayıp yanına yaklaştım.

"Olur tabii ki."dedim. Yana kayması için kafamla işaret verdiğimde yana kayıp yatakta bana yer açtı.
Yatağa oturup sırtımı yatak başlığına dayadığım gibi kafasını omuzuma yasladı.

"Teşekkür ederim"dedi ağlamaklı sesiyle.

"Hadi biraz uyumaya çalış. Bak çok bitkin gözüküyorsun."dedim. Kafasını dizime yatırıp saçlarını okşadım.

"Böyle bacağın ağrımasın."dedi. Kafasını kaldırmaya çalıştığında elimle omuzundan tutup engel oldum.

"Sen beni düşünme canım, ben iyiyim. Hem ayağım ağrırsa söylerim."dedim.
Sessizce iç çekip dizlerini karnına doğru çekerek sessizliğe gömüldü.
Neden ağladığını merak ediyordum ama sormaktan çekiniyordum.
Naz'la daha iki gün olmuştu birbirimizi tanıyalı. Aynı kandan olabilirdik ama birbirimizi hiç tanımıyorduk ki. Onu böyle ağlarken görmek beni üzse de,  yapacağım hiçbir şey yoktu.
Uykuya daldığını düşündüğümde, başını yavaşça kaldırıp yastığın üzerine koydum. Ayağım hareketsiz kaldığından dolayı uyuşmuştu. Elimle ayağımı yataktan sarkıtıp yavaşça ayağa kalktım.
Naz'ın üzerini örtüp geri çekildiğimde elimden tutup

"Gitme lütfen!"dedi uykulu sesiyle.

"Buradayım canım hiçbir yere gitmiyorum."deyip tekrar yatağa oturdum.
Naz'ın yanına uzanıp ona doğru dönerek elinden tuttum.
Bir süre sonra göz kapaklarım ağırlaşmaya başlayıp uykuya daldım.

Sabah gözlerimi açtığımda, Naz'ın hâlâ uyuduğunu gördüm. Naz'ın uyanmamasına dikkat ederek ses çıkarmadan yataktan kalkıp odadan çıktım. Kapıyı ardımdan yavaşça kapatıp arkamı döndüğümde Hilal ile karşılaştım. Bana ne oluyor dercesine bakıyordu. Yavaş adımlarla yanına doğru yürüyüp yanağından öptüm.

"Günaydın mavişim."

"Günaydın"diyerek bir kaşını yukarı doğru kaldırıp

"Senin, Naz'ın odasında ne işin var?"dedi.

Acı GerçeğimWhere stories live. Discover now