𓆙 tokyo revengers one shots.

ʙᴏɴᴛᴇɴ || ᴏ̈ᴢᴇʟ ɢᴜ̈ᴄ̧

Bu karakterin take gibi geleceği gördüğünü farz edin.

(Y/N): Anna

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Yaslanmış olduğum aynadan bakışlarımı çekip yeni tazelediğim ruju çantama koydum.

Tokyo'nun en ünlü kumarhanelerinin tekinde  neden mi rujumu tazeliyordum?

Çünkü adım ses getirmişti, ünlü kumzarbazlardan birisiydim ve kimse girdiğim hiç bir bahsi nasıl kaybetmediğimi bilmiyordu.

Bana yakın olmak için yapabilecekleri tek şey iş teklifleriydi, o da ben izin verirsem tabii.

Bonten'in kendileri için kumar oynama tekliflerini kabul etmiştim.

Sebebi ise meraktı, isimlerini çok duymuştum. Kendilerini de merak ediyordum uzun zamandır.

3 gün önce yeni kazanmış olduğum oyunun keyfini çıkarmak için sigaramı içtiğim lüks rezidansın balkonuna aniden gelen pembe saçlı adamın teklifini büyük bir keyifle hemen kabul etmiştim.

Uzun elbisemin eteklerini ve göğüs kısmını düzeltip elbisemin ardına gizlediğim silahı kontrol ettikten sonra lavabodan çıkıp beni bekleyen Bonten üyelerinin masasına ilerledim.

"Deliğe düştün sandık." Rindou Haitani herzaman ki gibi iğneli sözlerini saklamazken keyifle gülümsedim.

"Pisuvar ile bakışmaktan iyidir."

"Daha önce denemişliğin var sanırım?"

"Erkeklerin basit beynini anlamak için illaki erkek olmaya ve erkeklerin yaptığını yapmaya gerek yok ki."

"Pardon? Sıçmak gayet sıradan bir eylem. Bu elbette ki basit olacak."

Önümdeki içkiden bir yudum alıp Kokonoi'nin sözlerine kıkırdadım. "Sıçmak çoğu insan için evet basit bir eylem fakat ben ve kurbanlarım bunun dışında kalıyoruz."

Yuvarlak masada derin bir sessizlik oluşunca Sanzu iki elini birleştirip masanın üstüne eğilirken direkt olarak benimle göz teması kuruyordu.

"Kurbanlarını tuvalette avlamak hiç yakışıyor mu?"

"Basit şeyleri eğlenceli hâle getirmeye bayılırım."

Hepsi alayla gülümseyip kıkırdarken bakışlarım Mikey ile buluştu, ağzımı açacağımı anlamış olmalı ki lafı ağzıma tıktı.

"Hiç benimle muhatap olma bu işten sonra Sanzu'ya seni öldürmemesi için verebileceğim herhangi bir talimat kalmaz."

Gıcık gülümsemem yüzümden silinmezken elimi ağzıma götürüp görünmez bir fermuar çektim.

"Efendim buyrun, sizin sıranız geldi."

Görevli yanımıza gelip yerlere kadar eğilirken hepimiz ayaklandık.

En kibarları olan Ran Haitani eli ile geçmem için yol verince hafifçe gülümseyip önünden ilerledim.

Onlar kumara girmeyecekti, onlar için ben oynayacaktım.

Fakat arkamda beni izleyeceklerdi.

Çoktan üç kişinin oturduğu masaya oturunca tanıdık sima ile kıkırdadım.

"Seni yeniden görmek güzel Mark."

Bakışları bana dönünce kısık sesli bir küfür mırıldandı. "Siktir."

Hiç şansı olmayacağını çabuk anlamıştı.

Göz ucuyla Bonten'e bakınca merakla beni izlediklerini gördüm.