ᴋᴏᴋᴏɴᴏɪ̇ ʜᴀᴊɪ̇ᴍᴇ || ɪ̇ɴᴋᴀ̂ʀ

1.2K 97 104
                                    


(Y/N): Harina.
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||

"Son arakladığın paranın sahibi başına iş açabilir bu arada."

Kütüphanede oturmuş uzun zamandır birlikte takıldığımız kişiyle kitapları inceliyorduk.

"Umrumda değil, Inui nerde?"

Ağrıyan boynumu ovuşturarak esnettim. Koko'nun gözleri bu sırada üzerimdeydi.

"Bilmiyorum bu gün gelemeyecekmiş halletmesi gereken bazı işleri varmış."

Bir süre çatık kaşlar ile düşününce boş verip omzunu silkti ve önündeki kitaba yine yöneldi.

"Bence bu günlük bu kadar yeter, kalkalım artık."

Umursamaz bir sesle konuştu. "Sen gidebilirsin ben biraz daha araştırma yapacağım."

Sinirlenmeye başladığımı hissederken sakince kalktığım yere geri oturdum.
Kollarımı göğsümde kavuşturup ciddiyetle kitabını okuyan onu izledim.

Gözümü kırpmadan onu izlediğimi fark edince kaçamak bakışlar atmaya başlamıştı.

"Neden öyle bakıyorsun?"

"Bakışlarımın Akane'ye benzediğini söylüyordun ya hani, özlem giderirsin diye. Sonuçta her ne kadar kabul etmeyip uğruna kendini tehlikeye atsanda o öldü ve istersen milyarlar kazan yine de geri dönmeyecek. İyi bak bu gözlere, yerini dolduruyor mu?"

Dağılmış bakışlarına duyguzlukla karşılık verdim. Ona aşık olduğumu bilmesine rağmen gözümün önünde ölmüş birisi için hayatını mahvetmişti ve ona verdiğimiz değeri suistimal edip buna ben ve İnui'yi de alet ediyordu.

"Bakışlar yerini doldurmuyor değil mi? O zaman gelip dudaklarımı Akane'yi hayal edip öpebilirsin, yapmadığın şey değil sonuçta."

"Kes şunu."

Kısık ama baskın ve kırgın bir ses ile söylediği ile bir hışımla yerimden kalktım ve sandalyesinin yanına ilerledim. Tam yanında durunca biraz üstüne eğildim.

"Korkağın tekisin Hajime. Akane'yi unutmaktan değil beni fark etmekten ölesiye korkuyorsun."

"Sana kes şunu dedim." Umursamayıp üzerine biraz daha eğildim. Yüzlerimiz birbirine oldukça yakındı.

"Ben sustum diyelim, senin hislerin susacak mı?"

Olumsuz anlamda kafa salladım. "Susmayacak."

"Neden bunu yapıyorsun?" Öfkeli bir ses ile söylenince güldüm.

"Yeterince açık değil mi? Başkasının zannedip öptüğün dudaklar bana ait, başkası sanıp gördüğün rüyalarda zikir ettiğin isimse? O da bana ait."

"Kendini daha fazla ne kadar kandırmayı düşünüyorsun?"

Doğrulup elimi saçlarımdan geçirdim az önceki sakin halim yerini öfkeli bir hâle bırakıyordu.

"Neyiz biz Tanrı aşkına?"

Kendi sorduğum soruya kendim cevap verdim. "Sen benim için herşeysin ama ben senin için ölen aşkının yerini doldurmaya çalışan bir kurbanım."

"Ne yaparsan yap ben o olmayacağım, ama onu bana uydurup kendini yalan çukuruna atar mısın? İşte o sana kalmış."

Uzun zamandır içimde biriktirdiklerimi söylemenin verdiği rahatlık ile çantamı hızla alıp kütüphanenin çıkışına doğru ilerledim.

Dağılmış duruyordu, zaten farkında olduğu ama bilmiyormuş gibi yaptığı gerçekleri en çıplak hali ile duymak zoruna gitmişti.

Kütüphaneden çıkmadan hemen önce sesini duydum.

"Dur... Akane dur." Bu son damlaydı işte. Dediğinin farkındalığı ile bir küfür savurdu.

Yaşlar gözümü doldururken durup arkamı döndüm ve gözlerine baktım. Yaşlı gözlerim ile yaşlı gözlerine bakarak bir tebessüm bırkamıştım.

"Görünüşe göre o ben olabiliyormuş." Hızla kapıyı açıp kendimi dışarı bırakmıştım.

Yağmur yağıyordu.

Hızla nereye gideceğimi bilemez bir şekilde ilerlerken peşimden geldiğini hissedebiliyordum.

"Harina dur, lütfen dur."

Arkamı dönmeden bağırdım. "Harina değilim ben senin için."

"Ama Akane de değilsin." Bağırınca durdum ve arkamı dönüp yüzüne baktım.

Yağmur hızla yağıyordu ve ikimiz de bu yağmurun altında dikilen iki tane sırılsıklam gerizekalıydık.

"Dalga mı geçiyorsun benimle, az önce bana onun adıyla seslendin."

Yanıma yaklaşıp dibimde durdu.

"Özür dilerim, üzgünüm tamam mı gerçekten."

"Ne önemi var? Nasılsa yarın yine aynısı olacak."

"Hayır olmayacak." Kesin bir dille söylediği ile bir süre yüzüne bakıp onaylar anlamda başımı salladım.

"Evet haklısın yarın olmayacak, çünkü bizim için yarın diye bir şey olmayacak, buraya kadardı Hajime, ben artık senin için yerini doldurmaya çalıştığım kişileri oynamaktan bıktım."

Arkamı dönecekken elimi tutup kalbinin üstüne koyarak buna engel oldu.

"Hayır, bak çok hızlı atıyor."

"Kimin için Hajime?"

"Senin için Harina."

"İnanmıyorum, sen korkağın tekisin. Korkaklar yalan söylemekten çekinmez."

"Ben korkak değilim." Dedi eli yanağıma giderken.

Yakınlığımız karşısında sık sık nefes alıp yağmur yüzünden titrerken cevap vermeye çalıştım.

"Öylesin." Eli yanağımı okşamayı bırakıp sıkıca kavramıştı. Yüzüme yaklaşırken fısıldadı.

"Değilim, aksine yanında cesur davrandığım tek kişisin."

Sertçe dudaklarıma kapanması ile bir kaç saniye şok olmuştum. Dudağımı ısırınca gözlerimi kapatıp karşılık verdim.

Kollarım boynuna sarılırken bir elini belime atıp kendine çekmişti.

Nefessiz kalıp ayrılınca alnını alnıma yasladı.
"Bu dudaklar senden başka kimseyi ifade etmiyor. Rüyalarımda da gerçeğimde de."

••••••••••••••••♪••♪••••••••
Ben ne yazdım olm.

𓆙 tokyo revengers one shots.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin