Oturmuş olduğum kayalıklarda boş boş denizi izliyordum. Canım sıkkındı, herşey üst üste gelmişti. Duygularım, hayallerim, hayal kırıklıklarım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Gözümden bir damla yaş süzülürken benden uzakta deli gibi eğlenip gülen arkadaş grubuna kaydı gözlerim.
Yanıma bir gölgenin kurulması ile bakışlarım o tarafa döndü hayatımda ilk defa gördüğüm bu yabancı ilgisiz gibi gözüken ama aynı zamanda meraklı gözler ile bakıyordu dağılmış halime.
"Gecenin bu vakti tek başına burada ne yapıyorsun? Pek güvenli değil burası."
Elimdeki birayı kafama dikerken yavaş yavaş kendine belli eden sarhoşluk etkisi ile kıkırdadım.
"Boşversene." Elimi havada sallayıp geçiştirdim.
İç çekip yanıma kuruldu pek oralı olmadım. "Sen boşverseydin burada olur muydun?"
Biramdan bir yudum alırken onaylar anlamda başımı salladım. "Olurdum."
"İçip ağlamak, sarhoş bir şekilde dağılmış vaziyette denizi izlemek için illa ki kötü bir dönemde olmama gerek yok." Gülüp devam ettim.
"Sanırım fazla dramatiğim ha...?" Gözlerim saçlarına kaydı. "Mor lahana." Kendi söylediklerime gülerken sıkkın ve hafif sinirli bakışları gözlerim ile keşişti.
"Sarhoşluğuna veriyorum şansını pek zorlama."
"Ben o şansı hep çok zorladım azıcık daha zorlayayım."
Birayı tekrar dudaklarıma götürürken şişeyi elimden almasıyla kaşlarımı çattım.
"Bira ile en fazla ne kadar sarhoş olmayı düşünüyorsun? Maksimum bu kadar olur."
"Benim sarhoş olmam için bunlara gerek yok ki. Ben hep dalgınmışım, dengesizmişim, can sıkıcıymışım, gülünçmüşüm, aptalmışım, acınacak haldeymişim, vasıfsızın tekiymişim. Çok şeymişim ama hiç bir şey değilmişim herşey olmama rağmen hep çok yetersizmişim. Her zaman tam bir ayyaş gibi davranıyormuşum."
"Kim dedi bunları?" Kaşlarını çatarak denizi izlerken sordu.
"Kimse kim. Kim derse desin hiç biri aynada gördüğüm kişinin dedikleri kadar koymamıştı biliyor musun?"
"Biliyorum sanırım."
"Tch, bilemezsin."
Çatık kaşlarla baktı gözlerime. "Biliyorum."
"Bilemezsin."
"Bilirim."
"Bilemezsin."
"Bilirim."
"Bilemezsin."
"Bilemem."
"Bilirsin."
Güldüm. "Daha değersiz hissettiremezlerdi."
"Kimler?"
"Kendime olan hislerim."
Gözlerini devirdi. "Bence senin derdin kendinle."
"O zaman derdimi kökünden halletmeliyim."
Kayalıklardan aşağıya atlamaya yeltenince panikle uzanıp kolumu tuttu ve kendine çekti.
"Sarhoş kızlar başa bela."
Kolları arasında tutunurken zar zor açık tuttuğum bilincim ile mırıldandım. "Fırtınada savrulan ve yollar boyu ağacından ayrı kalmış hep ağacının hasretini çekmiş çilekeş bir yaprak gibiyim Lahana."
"Lahana işi sinir bozucu olmaya başladı."
Kollarımdan sıkıca tutup beni ayağa kaldırırken yürütmeye başladı.
"Keşke ağacımı bulsam ya."
"Kopan bir yaprak bir daha aynı ağaca ait olamaz."
Caddede ona yaslı bir şekilde yürürken bulanık halde etrafı görüyordum.
"Ama istiyorum keşke ağacımı bulsam."
"Neden böyle saçma sapan bir şey istiyorsun."
Tebessüm ettim. "Çünkü ben ne zaman bir şey istesem bana verilen koca bir saçmalık."
Bir arabaya varınca kapısını açıp zor bela şoför koltuğunun yanına oturtturdu.
Emniyet kemerini takarken üstüme eğilip yüzüme düşen saçı kenara attı.
Sessiz kalıp kemeri taktı ve şoför koltuğuna yerleşti.
"Nerede yaşıyorsun?"
"Yaşamıyorum." Sıkıntılıyla göz devirirken söylendi.
"Tanrım ergen ruhlu sarhoş kızın teki ile uğraşıyorum."
"Bilirsem hata nerde bilirsem hiç şaşırmam kafamı şişirmem."
Kendi kendime söylenirken kolumdan tutup çekti ve yüzünü oldukça yakınıma yaklaşıktırıp yüzüme fısıldadı.
"Eğer bulamıyorsan ve bilemiyorsan hatasızsındır. Ya da egondan ölüyorsundur ve ikisi de senin yararına tamam mı? Kendinde hata arama bulamayınca da kafanda uydurduğun "sözde" kusurlar yüzünden kendini incitmeyi bırak."
Güldüm gözlerine bakarak içten bir şekilde. "Nasıl birisin? Beni böyle sevebilirsin. Sanki herşeyi denedin."
-------- Bölüm hakkında konuşmak istemiyorum. Jakuzi dinleyeyim dedim dinleyince doldum.
