chapter 2

218 47 124
                                    

chapter 2

crossom batı hastanesi elli küsür yıllık bir geçmişe sahip, civarın ünlü akıl ve ruh hastalıkları hastanesinde biriydi. hatta, en ünlüsüydü çünkü bu hastanede kurulduğundan beri diğer tedavilere karşıt tedavi yöntemleri uygulanıyordu.

özellikle doktorlar, sonra hemşireler olmak üzere herkes büyük titizlik ve eleme yöntemiyle işe alınırdı. tıp ve bilim dünyasının, hatta medyanın dikkatini çeken tedavi yöntemleri, linç ve kınamalarla ne kadar değiştirilmeye çalışılsa da hastane yönetimi bu konuda geri adım atmadı.

o tedavilerden biri; ilkel yollarla uygulanan şok tedavisiydi.

(...)

"teşekkür ederim, jisoo." lisa bitkin bir hâlde yatağına uzandığında hemşiresine teşekkür etti.

"sorun değil, ilk günler zordur." jisoo cebinden küçük bir kutu çıkardı ve lisa'ya uzattı. "iç bunu, uyumana yardımcı olur."

lisa başıyla onaylayınca jisoo odadan ayrıldı.

...

birkaç saat geçmişti ki lisa, huzursuz bir biçimde uyandı. huzursuzluğun nedeni karşı yatağında yatan oda arkadaşının gözlerini hiç ayırmadan kendisine bakıyor oluşuydu. ilk önce ürkse de daha sonra bunu belli etmemeye karar verdi. birbirlerine bakarken yabancı sordu:

"adın ne?"

"lisa. senin?"

"karen jeong." gülümsedi.

"sen benim oda arkadaşımsın. seni benim yanıma verdiklerine göre zararsız olmalısın."

lisa bu cümleyi düşündü. daha sonra alakasız bir şey söyledi.

"seni görmemiştim."

karen gülümsedi. "ama ben seni görmüştüm. mia seni yere düşürdüğünde." yerinde huzursuzlandı. ayağa kalkıp pencerelerden birinin önüne geçti ve koyu gökyüzünü izlemeye başladı. "bence yaptığı çok yanlıştı."

lisa kendisi gibi düşünen biri olduğuna rahatlamıştı.

"onun... nesi var?" karen cevap vermeyince devam etti. "bilirsin, yani yüzü... neden öyle olmuş?"

"başkaları hakkında konuşmamalıyız. onlar yanımızda değilken onlar hakkında konuşmak kötü bir şeydir, lisa." karen işaret parmağını lisa'ya doğrultarak söylemişti.

lisa ne demesi gerektiğini bilememiş ve dürüst olmak gerekirse biraz utanmıştı. ama bunu gerçekten merak ediyordu ve karen kendisine hak verince de ona sormak uygun olur diye düşünmüştü. birkaç saniyelik utanç hissinden sonra yeniden uyumaya hazırlanacaktı ki karen pencerenin önüne geri dönüp anlatmaya başladı:

"ailesiyle birlikte yaşadıkları çiftlik evini yakmış; kız kardeşinin kendisinden daha güzel olduğunu düşündüğü ve onu daha çok sevdikleri için." lisa'ya döndü, gülümsedi. "ve kız kardeşi orada yanarak ölmüş."

"b-bu... çok kötü. ve o daha küçücük." dedi. bunu karen'a söylememişti aslında. sanki cümleler ağzından bilinçsizce çıkmıştı.

"evet, aramızdaki en küçük o. ama zararsızdır... muhtemelen-"

o ismi söylerken fısıldadı.

"jennie'yi kıskandığı için itti seni."

lisa düşünceli bir şekilde dudaklarını kıvırdı. "onu çok mu seviyor?"

"kimi?"

"je-"

"ssh!" karen pencerenin önünden neredeyse ışık hızıyla koşup lisa'nın yatağına atlamış ve ağzını kapatmıştı. "bizi duyabilir."

deceiver | jenlisaWhere stories live. Discover now