❦ green: 02

489 49 34
                                    

"Evet çocuklar. Koltuklarda eşyalarınızı unutmayın, beş dakikaya otobüs duracak ve kamp alanına varmış olacağız."

"Şükürler olsun. Götümün koltukta eriyip kaldığını düşünüyordum artık hocam."

"Jaemin! Düzgün konuş çocuğum!"

Edebiyat öğretmeni olan Yoon Jeonghan'dan azar yiyen Jaemin dudak büzüp hayıflanmaya başlayınca diğer öğrenciler de gülüşmeye, kendi aralarında konuşmaya başlamışlar ve otobüsün içi adeta çingene pazarına dönmüştü yolculuğun ilk yarım saati gibi.

Felix sınıf arkadaşı olan Jaemin'e gözlerini devirdi, bu çocuk cidden büyük bir problemdi. Yine de oldukça sevecen ve yakışıklı bir çocuktu ki okulda popüler olmasının sebeplerinden biri de buydu.

Oturduğu yerde biraz gerinip boynunu hafifçe yana yatırarak kıtlattı Jisung, o da daralmıştı dakikalarca oturmaktan.

Yine de pozisyonunu bozmadı.

Çünkü Minho'nun başı omzundaydı, neredeyse bir saattir mışıl mışıl uyuyordu.

"Kedicik," diye mırıldandı Jisung kendi kendine.

Öyle ki kendisine kedi gibi sokulmuş sevimli beden kediden başka bir canlıyı hatırlatmıyordu ona.

Ayrıca Minho ile geçirdiği birkaç saat içinde onun hakkında pek çok şey öğrenmişti. Mesela en sevdiği renk mordu, üç tane kedisi vardı, dans etmeye aşıktı ve buram buram lavanta kokuyordu.

Şey, Jisung elbette bunu Minho'dan öğrenmemişti. Sadece kızıl bedenin pürüzsüz boynuna biraz yakın kalınca...

"Geldik mi? Tanrım... Her yerim ağrıyor."

Minho mırıldanırken gözlerini de araladı zorlukla. Evet vücudu ağrıyordu ama başı fazlasıyla rahat bir yere yaslanmıştı.

Bir dakika ya.

Başının Jisung'un omzunda olduğunu fark ettiği anda geri çekildi Minho, paniklemişti ve tüm kanının yanaklarına dolduğunu hissetmişti.

"Ö-özür dilerim... Yanlışlıkla oldu—"

"Öyle mi?" diye sırıttı Jisung ona. "Halbuki çok rahat olduğuna emindim, uyurken adeta mırlıyordun."

"Ne?! B-ben asla öyle şey yapmam!"

"Hmm, bilemedim. Kanıtlayabilirim halbuki."

"Nasıl?"

"Kiminle kalacaksın çadırda?"

Jisung konuşurken bir yandan otobüsten iniyordu, Minho da onun peşindeydi elbette. Esmer bedenin sorduğu soru ile duraksayınca arkasından gelen bir öğrenci onun sırtına çarpmıştı yanlışlıkla.

"Minho, özür dilerim," diye mahçup bir şekilde mırıldanan pembe saçlı beden Renjun'di, kendisini okul birincisi ve Jaemin'in sevgilisi olarak da aklınızda tutabilirsiniz.

"Ah, önemli değil," Minho Renjun'e sevimlice gülümsedi ve onun (kendisini asla rahat bırakmayan) Jaemin ile otobüsten ayrılmasını izledi, sonra Jisung'a döndü.

"Hyunjin ile kalmayı düşündüm. Başka yakın olduğum pek insan yok..."

"Hyunjin mi? O kim?"

Jisung'un sorusuna karşılık Minho gözlerini devirdi, çocuğu cevaplayacağı sırada beline sarılan bir kolu hissetmiş ve irkilmişti.

"Hyunjin benim yavrum, bir sorun mu var?"

Minho yutkundu, Hyunjin ve Jisung birbirlerine adeta dalacakmış gibi bakıyorlardı.

numb ❦ hyunlix + minsungWhere stories live. Discover now