KUZEY'E DOĞRU

30 11 10
                                    

Sobanın yanındaki testere ve halatı alarak evden çıktım. Tek yaşıyorsanız bütün iş size kalıyordu ve bu evin bir şekilde ısınması gerekiyordu. Isınmak içinde bu pamuk ellerin biraz odun kesmesi gerekiyordu. 

Kapının önünde beni bekleyen pikabıma seslendim. 

''Hazır mısın kızım?''

Şoför koltuğuna oturup kontağı çalıştırdığımda Kiraz homurdanarak çalıştı. 

''Hadi güzelim nazlanma'' diyerek direksiyonu okşadım. Evet pikabımın ismi Kiraz'dı. Daha önce de bahsetmiştim size en yakın arkadaşım olduğundan. Şuraya da resmini bırakıyorum.

Kiraz biraz yaşlanmıştı ama onu bir kaç üst modelleriyle değiştirmek bana teklif dahi edilemezdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kiraz biraz yaşlanmıştı ama onu bir kaç üst modelleriyle değiştirmek bana teklif dahi edilemezdi. Spikerliğe başladığım sene tanıştık Kirazla. Biraz birikim yaptıktan sonra araba almanın zamanı geldiğini düşünmüştüm. Ah! Gördüğüm gibi vurulmuştum Kiraz'a. Modernlikten uzak olan benliğime iyi gelmişti Kiraz. Klasikçi ruhumu büyülemişti. Ve tekrar ediyorum bir kez bile yarı yolda bırakmadı beni. Akıllı kızım. 

Kulübemin yaklaşık bir buçuk kilometre ötesine gelmiştim. Özellikle kulübenin yakınındaki ağaçlara dokunmamaya özen gösteriyordum. Etrafımda ki ormanı inceledikten sonra bir iki orta boy ağacı gözüme kestirdim. Tek başına hayatta kalmak istiyorsan fazla riske girmemen gerekiyordu. Bu yüzden üstüme devrilmesi olası, kontrol etmesi zor büyük ağaçlardan uzak duruyordum. 

Devrilme yönünü belirledikten sonra kendimi güvenli bölgede tutarak testere ile üç tane ağacı kestim. Kestiğim ağaçları tekrar testere ile daha küçük odunlar haline getirdikten sonra halata bağlayıp pikabıma doğru sürükledim. Pikabımın kasasını odunlarla doldururken yüzüme gelen bir damla ile başımı yukarı kaldırdım. Başta kar yağıyor zannetsem de ardından gelen damlalar ile yağmur yağdığını fark ettiğimde gülmeye başladım. 

''Hoş geldin bebeğim'' diyerek yağmura seslendim. Daha önce de bahsetmiştim değil mi? Uzun süre yalnız kaldığınızda böyle şeyler olabiliyor!

Yağmur gittikçe şiddetini arttırırken sonunda evime ulaşabilmiştim.  Sönmeye yüz tutmuş sobaya biraz daha odun attım. Mutfak tezgahının önüne geçerek kahve makinamda bir bardak kahve aldım. Bu güzel havada yapılacak en iyi şey kitap okumaktı...

***

Dylan planını kurula anlatmış, vakit kaybetmeden ekipleri oluşturmaya başlamışlardı.

North, Angelica, Stephan ve İsmet;  kuzey yarım kürede bulunan, kuzeyde Arktik Okyanusu, doğuda Atlantik Okyanusu, güneyde Karayip Denizi, ve batıda kuzey Büyük Okyanus'uyla çevrili olan kıta Kuzey Amerika'ya gidecek ekipti. Plana göre helikopter ile bazı merkezi bölgelere iniş yapılacak, gerekirse o bölgelerde ekip dört farklı yöne dağılacak, etrafı gözlemlerken kalanlardan sinyal olup olmadıklarına bakacaklardı. 

BİR ASIR SONRAWhere stories live. Discover now