3.Bölüm

1 1 0
                                    

Haziran Barlas'tan

Okulun ikinci günü yine bir arada okula giriş yapıyoruz motorlarımızla bugün biraz farklı olacak çünkü artık susmicam herkesi hemen hemen tanıdım Haziran Barlas kimmiş asıl şimdi görecekler. Bahçeye giriş yapıp motorlarımızı park ettik ve okulun bahçesindeki puflara oturup sohbete başladık Yamanın Heline yönelttiği konuyu konuşuyorduk "Helin şu Emir denen zevzek dün sana bakıp konuşuyordu bir nevi sana hitaben dikkat et bak şerefsizin teki belli oluyor" Helin ona bakıp  "merak etme beni az çok taniyorsan onun anasından emdiği sütü burnundan getireceğimi biliyorsundur evelallah" ikisine bakarken Altay da bana bakıp konuştu "Ya Haziran yanlış olmasın ama sanki şu Hakan da sana yönelik konuşuyordu ve ayrıca sürekli sana baktığını gördüm ne ayak o gereksiz herif" söyledikleriyle sinirim kat sahaya çıktı  "ne bileyim ben ama bırakın sakın müdahale etmeyin kaptırsın kendini gerçekte kim olduğumu öğrendiğinde ki yüzünün halini görmek istiyorum" Yamanın sözüyle ona bakakaldım "peki ya sende ona kendini kaptırırsan o zaman ne olacak" sinirlerim gerilemeye başlamıştı  "hiç bir şey olmayacak çünkü öyle bir şey olmayacak son ilişkimden sonra birine kapılacağımı hiç zannetmiyorum zil çaldı hadi gidelim" onlara söz hakkı tanımadan kalktım peşimden onlarda kalktı sınıfa girdiğimizde herkesin orda olduğunu farkettim ve yine Hakanın bakışlarını üzerimde hissettim ama bu sefer ben ona bakmadım ona göz göze gelme fırsatını vermedim bundan sonra da kimseyi umursamayacam önüme geleni ezip geçicem. İki dersin sonunda kantine inmiş kahve içiyorduk yanımıza Ceren geldi Allah Allah neden acaba derken bana bakarak çekingence konuştu  "şey Haziran merhaba dün doğru düzgün tanışamadık kusura bakmayın bizimkiler pek sıcak karşılamadılar sizi ama alışırlar zamanla merak etmeyin" elini bana uzatıp konuştu "bence bu yaşananlar yeni başlangıçlar yapmamıza engel değil ben Ceren" bizimkiler ne diyecegimi merak ediyorlardı bense bir Cerene bir de havadaki eline baktım sonra abim geldi aklıma tabi ya bu güzel bir fırsat dün akşam söz verdirmişti onları bir araya getirmem için rahatça oturduğum yerden kalkmadan Cerenin elini sıktım " memnun oldum Ceren" bize iki masa uzaklıktaki Barış ve yancılarıysa sadece bizi izliyorlardı Ceren diğerleriyle de el sıkıştıktan sonra yanımıza oturdu ve sohbet etmeye çalıştı "ee Haziran hiç anlatmadın hatta anlatmadınız nereden geliyorsunuz son sene okul değişikliği yapmanıza sizi iten şey ne yanlış anlama sakın sorgu gibi düşünme sakın merak ediyorum sadece " onun bu sorularıyla canım baya sıkıldı belliki kötü bir niyeti yok ama benim hakkımda ne kadar az şey bilirse hatta bilirlerse o kadar iyi "anlatacak bir şey yok istanbulda oturuyoruz canımız istedi buraya geldik o kadar" tam konuşacaktı ki bu kez Yaman konuştu  "her neyse şimdi bırakın bu konuları bu dersimiz ne " Yamanın rahatsız olduğumu anlamasıyla konuyu kapatması iyi oldu Ceren Yamana hitaben "ders matematik " neyse ki zil çaldı hemen kalktım diğerleri de benim Kalkmamla hemen kalktılar ve sınıfa geçtik birlikte Özden hoca derse girdi ve konuyu üstün körü anlattıktan sonra tahtayı dört ayrı parçaya bölüp dört soru yazdı ve söze girdi" arkadaşlar şimdi listeden seçtiğim isimler gelip birer birer bu soruları çözecekler anlaşıldı mı" sınıftan oflamalı puflamalı uğultular çıkmaya başladı hoca listeye bakıp benim ismimi okudu haha şimdi anlaşıldı bu kadının karın ağrısı kendince bizim seviyemizi ölçecek  ben sana yapacağımı bilirim ayağa kalkıp tahtaya geçtim kalemi elime alıp tahtadaki soruyu tek seferde çözdüm ben daha yerime geçmeden hoca ikinci ismi seslendi ve evet gerçekten de amacı buymuş Yamanın ismini seslendi yaman tahtaya çıkınca hocanın sözünü kesip konuşmaya başladım "hocam siz üçüncüyü ve dördüncüyü söylemeden önce ben tahmin edeyim Helin Altay gelin lütfen" herkes şaşkınca bana bakarken yanımıza gelen Helin ve Altaya hitaben tekrar konuştum "alın kalemleri sırayla tahtadaki soruları çözün güzel hocamızı yormayalım" hoca bana şaşkınca bakarken bizimkiler soruları çözdü ve yanıma dikildiler hoca bana bakıp konuşmaya başladı "kızım ne yapıyorsunuz siz bu Ne demek" beni salak yerine koyuyor resmen asıl salağı sana gostericem şimdi telefonumu alıp Kemale sınıfa gelmesi için mesaj attım ve hocaya döndüm "şu demek hocam ne yapmaya çalıştığınızın gayet farkındayım aklınızca yeni gelen öğrencilerin zeka seviyesini belirleyeceksiniz ama şöyle bir şey var neyse ki yeterince zekiyiz ve bu küçük oyununuzun da gayet farkındayız bu yaptığınız resmen terbiyesizlik "hoca kızaran bozarsan yüzüyle tam konuşacakken Kemal içeri girdi" Haziran kızım ne oldu neler oluyor niye ayaktasiniz dördünüz, hocam ne oldu " hoca tam yine konuşacakken bu kez ben böldüm onu "şöyle ki Kemal bey ben okulunuza gelmeyi iki şartla kabul etmiştim birincisi arkadaşlarım da benimle birlikte gelicek ti ikincisini de siz hatırlıyorsanız sizden dinlemek istiyorum "bana bakıp hatırladı ve söze girdi" ikincisi sana ve arkadaşlarına yapılan saygısızlık terbiyesizlik olursa okuldan ayrılacaktın ve ben seni sık boğaz etmeyecektim artık, da ne oldu kim sana ne dedi" ona bakıp tekrar konuştum  "sevgili matematik hocamız aklınca oyun kurguluyor kafasında ve bizim zeka seviyemizi ölçmeye çalışıyor ben bu terbiyesizliği asla kabul etmiyorum" bu kez hocaya dönüp konuştum  "evet sevgili hocam soruları çözdük bizim zekamız sizin aklınızın alamayacağı bir seviyede umarım tatmin olmuşsunuzdur" bizimkilere işaret çakıp hızlıca eşyalarımızı aldık ve sınıfı terkettik Kemal şok olmuş bir şekilde arkamızdan geliyordu "Haziran kızım bi dur nereye gidiyorsun konuşup çözeriz bu durumu hocadan size özür dileticem gerekirse kovucam Haziran dur kızım" o peşimizden koşarken biz de motorlarımızla bindik kaskımı takmadan önce etrafa baktım pek kimse yoktu ama 12/A sınıfının hepsi peşimizden gelmişti Osman hocada yanımıza geldi "Merak etme hocayı kovmana gerek yok çünkü biz bir daha bu okula gelmicez boşuna masraf çıkartma kendine" ben onunla konuşurken Osman hoca girdi araya "Haziran Kızım ne oldu neden gidiyorsunuz bi durun konuşalım "  "konuşacak bir şey yok hocam bizim de buradaki hikayemiz Bu kadarmış sözüne sadık kal Kemal" son sözümü söyleyip tamamen siyah olan dışarıdan gözlerimin bile görünmedigi siyah kaskımı eldivenlerimi takıp Kemalin yalvarışlari ve etraftaki meraklı gözler arasında motorumu çalıştırıp peşimde de arkadaşlarımla birlikte okuldan ayrıldım.

TEHLİKE ÇANLARI🔫Where stories live. Discover now