3.Bölüm

9 1 0
                                    

"Çağan." Geçmişimin kötü anlarından biri olan bu kelimeyi duymayalı uzun zaman olmuştu. 

3 yıl önce...

"Abi!" diye bağırdım. 

"N'oldu canım?" dedi Çağan abim. 

" Babamın şirketinde istediğin gibi dolaşamazsın, hemen yanıma gel!" dedim hafiften gülerek. Babamın şirketinde küçükken tanışmıştık. Benden sekiz yaş büyüktü. Onu kendi öz abim Eren'i sevdiğim kadar çok seviyordum. Ve Eren abim onu ​​kıskanıyordu. 

"Hatırlatırım, babalarımızın." dedi. Ah, doğru ya ortak şirketi. 

"Babam seninkiyle kavgalı değil mi?" önce güldü sonra ciddileşti.

"Bak Aren, babalarımızın kavgalı olması, şirketin ortak olmasını değiştirmez." Eh, haklıydı. Tam ağzımı açıp, inkar edip onu sinirlendirecekken, babam geldi. Sinirli görünüyordu. Ne oldu diye soracakken Çağan'a,

"Beş dakika içinde seni bodrum kattaki revire gelmeni istiyorum. Konuşmamız gereken konular var genç adam." dedi. Ardından odadan çıktı. Sesi sinirli ve adam öldürmek ister gibi çıktığı için korkmuştum. Yavaşça Çağan'a baktım. O da bana bakıyordu. Sertçe yutkundu. Acaba bilmeden bir şey mi yapmıştım?

"Çağan ben yanlış bir şey yapmadım değil mi?" 

"Bilmiyorum, ama kötü bir şey olduğu belliydi. Umarım biz bilmeden bir şey yapmamışızdır." Gözlerimin içine baktı. Ela harelerini sözlerini doğrulamak ister gibi bakıyordu.

"Hadi ben kaçtım, Mustafa amca sinirli zaten iyice delirmesin. Kayıtlara ölü olarak geçmek istemem." dedikten sonra gülerek gitti. Peşinden gitmemek arasında kaldım. Ve kararım...

"Seni bir daha kızımın yanında, hatta kızımla konuşurken dahi görmeyeceğim!" Evet, peşinden gittim. Babam bağırıyordu. 

"Mustafa Amca ne oluyor? Niye sinirlendin anlamıyorum." dediğini duydum Çağan'ın. Telefonumu çıkartıp kamerayı açtım. Hayır asla(!) onları videoya çekerek revirden çıkınca Çağan'a göstermeyeceğim. 

"Bence sen ne demek istediğimi bal gibi de anladın!" diye bağırdı babam. 

"Bakın eğer konu kızınızla olan abi-kardeş ilişkisiyse siz çok yanlış anlıyorsunuz olayı. Aren ile en fazla sarılmışızdır." Sesi sakin kalmak istiyor gibiydi. İçeride ne oluyordu? 

"Aynı baban gibisin Çağan, o da böyle yaptığı şeyleri yapmamış gibi gösterir!" tekrardan bağırır babam.

"Babamı karıştırma olaya!" diye bağırdı Çağan.

"O sesini alçalt!" Kapıyı hafiften iterek içeriye bakmaya çalıştım. Telefonumun kamerasını da o açtığım yerden soktum. Babamla Çağan karşı karşıya durmuş bağırıyorlardı.

"Bakın tekrar söylüyorum, ne demek istediğinizi anlamıyorum." dediğinde babamın cebinden bir kağıt çıkardı ve Çağan'ın elini uzattı. Elleri titriyordu. Çoğunlukla insanların eli üzülünce veya korkunca titrer ama babamda ne üzüntü ne de korkunun kırıntısı vardı. Çağan kağıdı incelerken gözleri yavaş yavaş açılıyordu. Kağıda son bir bakış atıp yere attı kağıdı.

"Yalan! Bizim üstümüze oynanmış bir oyun bu!" diye bağırdı Çağan. Video çektiğimden emin olmak için telefona baktım. Her şeyi net çekiyordu. Tekrar onlara baktım.

"Sen yazmadıysan kim yazdı bunları!" 

"Bil-mi-yo-rum!"  heceleyip bağırınca Çağan, babamın eli titremesini arttırmıştı. 

ARKADAŞWhere stories live. Discover now