4.BÖLÜM: Büyük gün

115 22 64
                                    

Merhabalar, umarım iyisinizdir. Bu haftalık bir tane fazla bölüm paylaşıyorum. Bölümlerimi okuyan, beğenen ve yorum yapan arkadaşlarımız için bu haftaya özel bir şeyler yapmaya çalıştım. Bu bölümde çok eğleneceğinizi tahmin edebiliyorum. Aralara cevaplandırmanız için küçük sorular bıraktım. Cevaplarınız bekliyorum. Keyifli okumalar🤎
~~~♡

Alışverişin üstünden toplam iki gün geçmişti ama ben hala yorgundum. Böyle bir şey olamaz, ben hayatımda böyle saçma bir şey görmedim. Kesinlikle abartmıyorum. Resmen saçma sapan bir parti için acı çekiyorum. Kim neden böyle bir parti organize eder ki? Bu cümleleri iki gün boyunca sürekli olarak kurduğum için sınıftakiler benden bıkmıştı. Bunları her gün söylemek beni de yormuştu. Yorgunum işte be!

Allah'tan bugün yani parti günü okul sabahtan tatildi de bir de erken kalkmakla uğraşmamıştım ama sanırım uyumaktan gözlerim şişmişti. Peki bu benim umurumda mı? Tabii ki hayır

Burak sabahın köründe tepeme dikildiği ve susmadığı için uykum da yarıda kalmıştı. Gitmesi için etrafımda ne kadar yastık varsa fırlatmıştım ve en sonunda da annemin zoruyla gitmek zorunda kalmıştı. Güne başlarken bile acı çekmiştim, umarım bitişi de böyle olmazdı. Burak ve babam gittikten iki saat sonra sersem sersem merdivenlerden indim. O iki saatte ne yaptığımı soracak olursanız, boş boş tavanı izleyip olmayacak düşler kurdum. Örnek vermek gerekirsek, kimsenin beni bulamayacağı ve en önemlisi kimsenin beni uyandıramayacağı uzak çok uzak bir yere taşınmak bu fikir kulağa ne kadar hoş gelse de yapması imkansızdı. Merdivenlerden indikten sonra mutfağa ulaştım ama annem mutfakta yoktu. Anneme bakmak için mutfaktan çıkacaktım ki, sağ olsun beni uğraştırmadan kendisi mutfağa geldi. Makyaj yapmış ve tam bir iş kadını gibi giyinmişti. Tüm bunları yapan kadın telaştan bir küpeyi deliğine sokamıyordu. Yine önemli bir toplantısı vardı. Bu telaşı nerede görsem tanırım.

''Kızım benim önemli bir toplantım var, hemen çıkmam gerekiyor, sen kahvaltını yap, yemek istersen fırında börek var. Güzelce doyur karnını hadi ben kaçtım.''

Bu söylediklerini hepsi aynen bu hızda olmuştu ve anlamadığım bir şekilde birden ortadan kaybolmuştu.Ne ara küpesini taktı ve ne ara çantasını alıp evden çıktı anlamadım. Kız yoksa annemin ışınlanma gücü mü var? Yok be öyle olsa kadın işe geç mi kalır?

Bugünlük düşünme kotamızı da doldurduğumuza göre artık gerçek hayata dönebiliriz. Kapıyı kilitlemek için mutfaktan çıktım. Kapıyı kilitledikten sonra tekrar mutfağa gittim ve yemek istediklerimi bir tabağa koyup, bunların arasında börekte var, bu arada börek peynirli idi. Olur olur yeriz. Bir bardağa çay doldurduktan sonra da salona televizyon izlemeye gittim. Uyumakta bir seçimdi ama sağ olsun Burak uykumu kaçırmıştı. Koltuğa oturup tabağı ve bardağı sehpaya koyduktan sonra televizyonu açtım. Bir şeyler yemem için ilk önce izleyecek bir şey bulmam gerekiyordu. Kanalların arasında dolaşırken hep izlemek istediğim ama okulum yüzünden izleyemediğim bir programa denk geldim. Müge Anlı, televizyonda bayılarak izlediğim tek program diyebilirim ama dediğim gibi okulum buna engel oluyordu. Kumandayı masaya koyup tabağı da kucağıma koyduktan sonra geriye yaslanıp televizyonu izlemeye başladım.

Olay öyle derindi ki çayımın bittiğini bile fark etmemiştim. Reklama girmeseydi de fark edeceğim yoktu. Olaydaki iki suçlu stüdyoya gelmişti ama her şeyin ortada olmasına rağmen suçlarını reddediyorlardı. Yani her suçlunun yaptığı gibi, artık bunlar çok basit oldu be, biraz farklı yalanlar bulun.

Bence bugünlük bu kadar televizyon keyfi yeter zaten reklamdan sonra program bitecekmiş. Hadi bakalım Kübocuğum iş zamanı daha masayı toplayacaksın. Televizyonu kapatıp tabağı ve çay bardağını alıp mutfağa gittim. Tabağı tezgaha koyduktan sonra bir süre masayla bakıştık, bu masayı toplarken bana yardımcı olacak tek şey müzik ve müzik için de, telefonum? Ah onu yukarıda unutmuştum. Bugün hiçbir şeyi isteyerek yapmıyordum. Merdivenleri çıkmaya bile üşendim şu an off yapacak bir şey yok hadi bakalım. Süzüle süzüle merdivenlerden çıktım. Masanın üstünde duran telefonumu aldım ve tekrar süzüle süzüle merdivenlerden indim.

GERÇEĞİN İKİ YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin